Günaydın Dostlar,
Geçen gün genç bir arkadaşla konuşurken eskiden havaalanlarında hiçbir güvenlik olmadığı konusu gündeme geldiğinde çok şaşırdı. “Ne oldu da bu günlere geldik?” diye sordu. Ne olacak? Hepsini biz yaptık, maymunlar değil.
Patlayan bombalar, kaçırılan uçaklar ve diğer terör eylemleri süreci bu hale getirdi. Yanılmıyorsam ilk uçak kaçırma olayı 1960’ların başında yaşandı ve kaçırılan uçak Küba’ya indirildi. Gerisi de çorap söküğü gibi geldi. Elimizi kolumuzu sallayarak uçağa bindiğimiz günler çok geride kaldı.
Uçaklardan bahsedip de
atmosfere değinmeden geçemeyiz. Mevsimlerin bozulmasına, havaların ısınmasına,
binlerce yıllık buzulların erimesine kim neden oldu? Onu da biz yaptık, kuşlar
değil. Başta Amerika ve Çin olmak üzere süratle elbirliği ile dünyayı bu hale
getirdik. Düzeltmek için bir çaba harcanıyor mu? Çok az, çok yetersiz.
Düzeltmek maliyet arttırıyor ve kimse bunu göze alamıyor. “Batarsak hep beraber
batarız.” Mantığı ile süratle dünyayı bitiriyoruz. Kuşlar değil, biz
bitiriyoruz.
Bütün ülkeler bu
durumun farkında ve gıda ihracatına her gün yeni kısıtlamalar geliyor.
İthalatla çiftçiyi terbiye etmeye kalkarak bir yere varamayız. Çiftçilere her
türlü desteği vermek hepimizin en büyük sorumluluklarından biri olmalı. Gün
gelecek kimse kimseye hububatını satmayacak. Tarlaları bu hale inekler
getirmedi, biz getirdik.
Yağmur ya hiç yağmıyor
ya da şiddetli bir sağanak halinde her şeyi alıp götürüyor. Her yeri
betonlaştırarak, dere yataklarına yerleşim yerleri kurarak, doğa ile
inatlaşarak işleri bu noktaya biz getirdik. Koyunlar yapmadı, biz yaptık.
Karalar da sıkıntı var
da denizler de yok mu? Orada da durum çok sıkıntılı? Geçen sene Marmara’nın
halini gördük. Deniz kirliliği beyaz bir bulut olarak denizin üstüne çöktü
kaldı. Hiç bu boyutta bir müsilaj tabakası görmemiştik. Tekneler su da değil de
beyaz bir şeyin içinde hareket ediyor gibiydiler. Yıllardır Marmara’yı
kirletenler bu sonuca zemin hazırladı. Firmaların denizleri kirletmesi önlendi
mi? Hiç zannetmiyorum. Balıklar değil, biz bu hale getirdik.
Çok fazla belgesel
izliyorum ve hayvanların sadece yemek, üremek ve bölgelerini korumak
dertlerinin olduğunu görüyorum. O kadar masum, o kadar net bir hayatları var ki
karınları tokken yanlarında dolaşan avlara bile dönüp bakmıyorlar. “Şu anda tok
olsam da sürekli stok yapayım.” gibi bir arzuları da yok. Onlar karınlarını
doyurunca saatlerce, günlerce uyuyorlar. Doymayan biziz.
Hayvanlar yapmadı,
bitkiler yapmadı, dünya da kendi kendine ihanet etmedi; hepsini biz yaptık.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...
👏👏👏🌏 Sevgiler
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Gizem'cim...
SilYapamaz olaydık 😩
YanıtlaSil