Günaydın dostlar…
İki tane yay burcu
aynı arabaya biner de yola çıkarsa, muhakkak bir delilik yaparlar. Bizde de
durum çok farklı değildi. Minik kuşumla en son yaptığımız Ankara yolculuğunu
hiç TEM’e çıkmadan yapmaya karar verdik. Neden mi? Bakalım yıllardır
geçmediğimiz yollar, yerleşim merkezleri ne durumda diye görmek istedik.
Acelemiz olmadığı için
ve de etrafı göre göre gitmek istediğimiz için hiçbir yerde hızlı gitmedik.
Yavaş gitmemize rağmen yol sadece yarım saat daha uzun sürdü. Bilhassa Bolu
Ankara arasında hemen hemen hiç trafik yoktu.
Şu anda bu yoldaki tek
sorun Kahraman Kazan ile Ankara arasındaki yol çalışmaları. Yolun yüzeyi çok
bozuk ama süratle yapılıyor. Kızılcahamam’dan sonra da az da olsa bir takım
bozuk satıhlar mevcut.
Çok nostaljik bir
seyahat oldu. Yol boyunca çocukluğumuzdaki bütün gün süren yolculukları düşündüm.
Tek şeritli yolda oluşan geçilmesi mümkün olmayan konvoyları düşündüm. Tabii
yol artık çok farklı. Baştan sona kadar iki şeritli yollar yapılmış.
Bolu Dağı’nın
zorluklarını hepimiz biliyoruz ama Varan Tesisleri’nde domates çorbası içmeden
oradan geçilir miydi? Bence seyahatin en güzel kısmıydı. Sabaha karşı saat
3.00’te dışarısı buz gibiyken, çamlar kar ile kaplıyken içilen çorbanın tadı
hiçbir yerde yoktur. Bolu Dağı’nda çorba içmeden yolculuk edenleri Ankara’ya
gitmiş bile saymamak lazım.
Gece yolculuğunun tek
adresi Varan Tesisleri olmakla beraber, benim için öğlen yemeklerinin tek
adresi de Koru Motel’di. Ben hiçbir zaman et lokantalarında durmadım. Hemen
belirteyim; Varan Tesisleri halen kapalı (her ne kadar Varan yavaş yavaş
seyahatlere başlamış olsa da), Koru Motel açık gibi duruyor ama etrafta hiç
kimse yoktu. Durumunu pek anlayamadık.
Koru’nun arkasındaki
ormanlık, daha doğrusu (adı üstünde) koruluk alan halen çok güzel görünüyor.
Daha bol zamanımız olsa, orada yine eski günlerdeki gibi minik bir yürüyüş
yapmak isterdim. Abant Kavşağı’nın bomboş hali insana bir garip geliyor.
Eski Ankara yolu
diyoruz ama aslında bu yol da çok eski değil. Bunun da eskisi vardı. Çocukluğumuzda
o yoldan da çok gittik geldik. O günlerde seyahat süresince en az üç mola
verilirdi. Kocaeli’ne gelmeden önce muhakkak bir çay molamız vardı. Biz öğlen
yemeklerini genellikle Sapanca yakınında bir restoranda yerdik. Son mola da
Kızılcahamam civarında bir yerde verilirdi. Zor ama güzel günlerdi. Bu şekilde
seyahat etmeyi çok severdik.
Biz bu seyahatten çok
keyif aldık. Yol üstünde ne bulup bulamayacağımızı bilemediğimiz için de
yanımıza sandviçlerimizi de aldık. Bir yandan da salgın da devam ettiği için
çok da durmak istemedik. Bolu Dağı başlangıcındaki Berceste halen duruyor.
Aldıkları önlemler de güzel görünüyordu. Aynı durum TEM yolundakiler için de
geçerli.
Bu şekilde Ankara’ya
gitmek isteyen dostlarımıza kesinlikle tavsiye ederiz. Yolda çok fazla radar
olduğu konusunda da uyarımızı yapalım. Basıp gitmek istiyorsanız bu yol çok
uygun değil. Bizim gibi acelesi olmayanlar tercih edebilir.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
emeklerinize sağlık
YanıtlaSil