Günaydın Dostlar,
Fenerbahçe’nin bir
hatalar zinciri olduğunu söyleyenlerin sayısı hiç de az değil. Bir kulübün
bütün takımlarına isteksizlik ve ruhsuzluk hastalığı bulaşmışsa o kulüpte
teknikle, taktikle çözemeyeceğiniz sorunlar var demektir.
Fenerbahçeli
arkadaşlarım, “Ağabey takımda Fenerbahçe ruhu kalmamış.” diyorlar. Son yıllarda
ne zaman vardı ki de şimdi bitmiş olsun. O takımda bir tane Fenerbahçeli oyuncu
var mı?
Gelin şimdi hep
beraber bazı transferimize kısaca bir göz atalım. Bakalım içlerinde bir tane
elle tutabileceğimiz oyuncu var mı?
Nedenini bilmiyorum
ama ben ilk Caner ile başlamak istiyorum. Orta yapabilme yeteneği yüzünden
diğer bütün eksikliklerine takımların tahammül etmek zorunda kaldığı oyuncudan
söz ediyorum. 32 yaşındaki bu arkadaş kendini “ortacı” zannettiği için asıl
görevinin defans yapmak olduğunu bile unuttu. Caner’in hataları yüzünden çok
gol yedik. Başka hiçbir ofansif alternatifimiz olmadığı için Caner’in sahanın
her yerinden yaptığı yerli yersiz ortalarını çok sever olduk. Her an kırmızı
kart görme potansiyeli olduğunu da gündeme bile getirmiyorum.
Perotti adı geçince,
herkes “Çok iyi bir oyuncu” diyor. Tanımlama doğu ama eksik, çok iyi bir
oyuncuydu demek daha iyi olur. 32,5 yaşındaki Perotti artık müzmin bir sakat.
Nitekim son yılları da hep böyle geçti. Allah’tan oynamazsan para vermeyiz tipi
bir sözleşme yapmışız da paramız ziyan olmadı. Para gitmedi ama oyun
beklemeyin. Perotti bundan sonra hep böyle gider. Üç kere oynarsa beş kere
oynamaz.
Geçen senenin gol
kralı Papiss Cisse de 35,5 yaşında. Geçen sene bulduğu 500 tane gol pozisyonunu
doğal olarak Fener’de bulamıyor. Bu arkadaşın en büyük özelliği; en basit
golleri kaçırıp, en olmayacak golleri de atmasıymış. Biz şu ana kadar sadece en
basit golleri kaçırmasını görebildik. En olmayacak golleri atmasını da sabırla
bekliyoruz. Kapalı defanslara karşı başarılı olması zor olan bir açık alan
oyuncusu olan bu arkadaş da iyi bir transfer değil. Hiç işe yaramayacak bir
maçta üç gol atabilir ama sana çok fazla maç kazandıramaz. Nerdeyse benim
yaşıma yaklaşmış yaşı da cabası.
Samatta 28 yaşında.
Kısacası, yaş sorunu yok. En verimli çağındaki bu arkadaş, geçen sene sadece
7-8 maçta oynadı. Çok harika olsa zaten orada oynatırlardı. “Orada oynayamadı
ama bizim ligde başarılı olur” sevdasından artık vazgeçmemiz gerekiyor. Oynayan
adam (ama az ama çok) her yerde oynar.
Bedelsiz olarak
Fenerbahçe’ye gelen 28 yaşındaki Mame Thiam, hazırlık maçında üç gol atınca
büyük olay oldu. Bütün dostlarımız, “Muhteşem bir oyuncuyu bedavaya aldılar, bu
işte bir iş var” yorumları yapmaya başladılar. Dostlar, merak etmeyin. Zaten o
günden sonra dün akşama kadar bir daha da bir şey oynamadı.
Enner Valencia da 31
yaşında. Zaten bizim takımda 30 yaşın altında oyuncu bulmak çok kolay bir iş
değil. Gençleşme vaatleri unutuldu gitti. Şartlar takımları yine emeklilerle
yola devam etmeye zorladı. Ne kadar heyecanı kalmamış arkadaş varsa hepsi burada.
32 yaşından büyük yabancı oyuncu transferine kesinlikle izin verilmemeli. Ruhu
emekli olmuş sporculara dövizle ödeme yapmaktan bıktık artık.
Bir başka transferimiz
Kemal Ademi hakkında da bir şeyler yazmak istiyordum ama yanlışlıkla alındığını
düşündüğüm için yazmamaya karar verdim. İnternetten alışveriş yapmanın da bu
tip riskleri var.
Son sözüm de teknik
direktörümüz Erol Bulut için. Bazen çok iyi ve çok çalışkan olmak yetmiyor.
Karşı takımı oynatmamak üzere planlar yaparak bazı takımlarda günü
kurtarabilirsin ama Fenerbahçe’de olmaz. Topu karşı takıma verelim gibi bir
yaklaşımı ben ömrüm boyunca Fenerbahçe’de görmedim. Burası geride bekleyip
kontratak yakalamayı bekleyecek bir kulüp değil. Oynatmayarak başarılı olan
adamlar, oynatmaları da gerektiğinde genelde başarılı olamıyorlar. Bizim yerli
modelimiz olan oynatmamanın yurtdışına çıktığımızda ne kadar aciz kaldığını çok
net olarak görebiliyoruz. Eski kısır taktikleri bırakıp büyük düşünmek
gerekiyor.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Sinan Gümüş ve Mert Hakan hakkındaki yorumlarınızı da bekliyoruz :)
YanıtlaSilGünaydın.
SilMert Hakan çalışkan bir oyuncu ve her maçta elinden geleni yapıyor. Her yere yetişmeye çalışıyor. Durum böyle olmakla beraber, ben iki kulübün birbiriyle bu kadar çekişmesine neden olacak kadar büyük bir meziyet göremiyorum. Yaşı genç üstüne koya koya gidebilirse bir yerlere varabilir ama İstanbul'a geldikten sonra oynadığı futbolu geliştiren o kadar az oyuncu var ki.
Sinan Gümüş, yedek olarak alındı. Hiçbir zaman ilk 11 oyuncusu olarak düşünülmedi. Aynen şimdi olduğu gibi biraz oynayarak, biraz oynamayarak kariyerine devam eder. Büyük bir gelişme sağlar mı? Ben inanmıyorum. İnşallah beni mahcup eder.
Sağlıklı kalın...