Günaydın Dostlar,
Kadın voleybol
takımımızın yakaladığı büyük başarılar bir anda bizi voleybol ülkesi yaptı.
“Biz voleybol ülkesiyiz.” sözünü her ortamda duyar olduk. “Biz çok başarılı bir
takım kurduk.” veya “Çok başarılı bir jenerasyon yakaladık.” gibi sözler tamam
da “Biz voleybol ülkesiyiz.” sözü benim gönlümdeki tanıma hiç uymuyor.
Futboldan başka hiçbir
sporun (büyük bir başarı gelmedikçe) haberlerde bile çok da yer bulamadığı bir
ortamda biz nasıl bir voleybol ülkesiyiz?
Brezilya
seyahatlerimde her ortamda herkesin futbol oynadığını görmüştüm. Kumsallarda,
sokaklarda, sahalarda her yerde futbol oynuyorlardı. Bizde hiçbir
ortamda böyle bir durum yokken biz nasıl bir voleybol ülkesiyiz?
En baştan başlayalım.
Okullarda yoğun voleybol programları var da ben mi görmüyorum? Yürüyüş yaparken
birçok okulun önünden geçiyorum ve beden derslerinde voleybol oynandığını hiç
görmüyorum. Voleybol programlarının ilkokuldan başlamadığı bir ortamda, okulların
birçoğunun voleybol sahası yokken biz nasıl bir voleybol ülkesiyiz? Hemen
belirteyim, kapalı voleybol salonlarından bahsetmiyorum, bahçede bile yok.
Voleybol maçları hiç
ilgi çekmezken hele de erkek voleybol maçlarına hiç kimsenin gitmediği ve
salonların bir çekiciliğinin olmadığı bir ortamda biz nasıl bir voleybol
ülkesiyiz?
İnsanlar gitmiyor da
salonlar yeterli mi? Hiç değil. İstanbul gibi 16 milyonluk nüfusu olan bir
şehirde bir tane doğru dürüst voleybol salonu yok. Yıllar önce inşa edilmiş ve
bugünkü standartlardan çok uzak olan Burhan Felek voleybol salonu şu andaki tek
geçerli salon. Son yıllarda kulüpler kendi salonlarını yapmaya başlamış olsalar
da yine de çok yetersiz. Birçok ülkeden büyük olan bir şehirde irili ufaklı
birçok salon olmalıydı. 8-10 bin kişilik birçok modern salon ihtiyacı var.
Güzel salonlar seyirciyi de maçlara daha çok çekecektir.
Her ne kadar burada
İstanbul üzerinden bir örnek vermiş olsam da bu tip çalışmalar ülkenin her
şehrine yayılmalı.
Salon demişken sadece
büyük takımların oynayacağı ortamları kastetmiyorum. İnsanların hafta sonunda
vakit geçireceği ortamlardan tutun da amatör liglere kadar birçok imkân
yaratılmalı. Çocukluğumuzun kale arkası tribünleri tadındaki salonlarla
taraftarları maça getiremeyiz.
Yeni açılan Basketbol
Gelişim Merkezi çok önemli bir yatırım. Madem ki voleybol ülkesiyiz bu tip çok
çeşitli yatırımlar olmalı. Futbol fanatiklerinin ortamı gerdiği mekânlar değil,
aile olarak gönül rahatlığı ile gidilebilecek merkezler yapmalıyız.
Başarı nasıl geldi?
Başta Fenerbahçe, Vakıfbank, Eczacıbaşı gibi takımlar olmak üzere birçok
takımın çok uzun yıllardır yürüttüğü başarılı altyapı çalışmaları sayesinde
geldi. Her sene çok başarılı yeni gençler çıkıyor. Futbolda altyapılardan yılda
iki üç genç bile çıkaramadığımız ortamlarda voleybol takımlarının başarısı
geçekten takdire şayan.
Dünya Kupası’nın
üçüncülük maçının bile önemli görülüp televizyondan yayınlanmadığı bir ortamda
biz nasıl bir voleybol ülkesiyiz?
Başarı güzel ve her
başarıda olduğu gibi kadın voleybol takımlarımızın bizlere yaşattığı gururun
arkasında da çok büyük bir emek var. Federasyondan başlayarak emeği geçen
herkesin emeğine sağlık. Aynı başarıyı son yıllarda yavaş yavaş hareketlenmeye
başlayan erkek takımlarına da yaymalıyız. Bu konudaki en büyük sorun bu yönde
kabiliyeti olan çocukların birçoğunun voleybola yönelmek istememesi.
Ne kadar gururlu,
mutlu olsak da (naçizane) henüz benim gönlümdeki voleybol ülkesi değiliz.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya veya Emin Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...
Bir umut 🙏
YanıtlaSilYalnizca Voleybolda degil, bir cok spor dali icin de ayni durum gecerli. Sozleri soylemek kolay , ozde oyle olmak ise cok fazla emek gerektiriyor
YanıtlaSil