Etrafımda çok fazla
yardımsever arkadaşım, dostum var ve hepsinin faaliyetleri ile gurur duyuyorum.
Birçoğu İstanbul gibi zor bir şehirde, zamanlarını ve paralarını harcayarak
ellerinden geldiği kadar bu faaliyetlerin içinde olmaya çalışıyorlar. Şehir o
kadar zor bir şehir ki, çok istesen bile, bir yerden bir yere ulaşma
zorlukları, seni yolundan döndürebilir.
Son günlerde çok fazla
kötü haberler izliyor olmamız, bizleri karamsarlığa sürüklemesin. Bazen insan
sanki etrafımızdaki herkes çok kötüymüş gibi bir hisse kapılıyor ama inanın
gerçek öyle değil. Etrafımız kocaman kalpli, yardımsever insanlarla dolu.Bu kocaman kalpli insanlar, sokakta kalmak zorunda olan talihsiz insanlardan tutun da, aç kalan köpeklere, susuz kalan kedilere kadar; önlerine gelen her şeyi beslemeye çalışıyorlar. Hemen belirteyim, bu insanlar fabrikatör değil. Milyoner de değiller. Hepimiz gibi kendi yağlarıyla kavrulmaya çalışan insanlar. Üstelik ortalıklarda yaygara da yapmıyorlar. Tesadüfen görmesek, yaptıkları yardımların hiçbirinden haberimiz olmaz.
Köpeği olmadığını bildiğim bir arkadaşımı, bagaj dolusu köpek maması alırken gördüğümde, bu alımı yiyecek bulmayan köpekler için aldığını itiraf etmek zorunda kaldı. Yıllardır tanırım, ilk defa şahit olmuştum.
Sürekli borç içinde olan bir arkadaşımın, olmayan parasını gidip daha fazla ihtiyacı olduğunu düşündüğü insanlarla paylaşmasına ne demeli? Verebileceğimiz tek bir cevap var. Bazı insanların gönülleri zengindir ve kocaman bir kalp ile doğarlar. Ceplerinde olmasa bile, kalpleri zenginlik doludur. Onlar cepten değil kalpten dağıtır.
Kimseler duymadan yazlığında yıllardır Suriyelileri konaklatan kardeşim. Sen büyüksün. Sen benim bunu öğrendiğimi bilmiyorsun ama ben bütün detayları öğrendim. 3 minik çocuğun sokaklarda kalmasına gönlün razı olmadı. Bir şey daha söyleyeceğim, bütün yaşam masraflarını karşılamaya çalıştığını da biliyorum. Kocaman bir kalp ile yürekli bir davranış nasıl mı olur? Bundan daha canlı, bundan daha gerçek, bundan daha güzel bir örnek olabilir mi?
Bütün hafta çalışıp, hafta sonu kendine kalan bir, iki saatini huzur evlerinde teyzelerle, amcalarla geçiren, onlara hediyeler götüren, hikâyelerini dinleyen güzel kardeşim, seni de kutluyorum. Bir araç sahibi dahi olmadan birçok noktaya ulaşabilmek, herkesin altından kalkabileceği bir iş değildir. Büyük bir azim ve kocaman bir yardımseverlik gerektirir.
Yıllar boyunca,
İstanbul’da, Ankara’da, Eskişehir’de, Mersin’de, İzmir’de çocuklar için bir
şeyler yapmak isteyen birçok arkadaşım oldu. Çok zor şartlar altındaki bir
okula sınıflar, yatakhaneler, mutfaklar yaptıran sevgili kardeşim ve Mersinli
arkadaşlarımdan tutun da, Eskişehir’deki düşünceli bölüm arkadaşlarıma kadar
hepsi büyük bir faaliyet içindeler. Bu işlerin azı, çoğu olmaz; bu işlerin
niyeti olur. Kalbinde niyetin var mı, sen ilk önce ondan haber ver…
Hiç haberimiz olmadan,
dünyalar kadar güzellik yapmaya çalışan, birilerinin elinden tutmaya çalışan
arkadaşımız, dostumuz var. Naçizane görüşüm, zaten bu tip işlerin bu şekilde
yapılması yönündedir. Her zaman, her şeyin ortaya dökülmesi gerekmiyor. Sosyal
platformlarda paylaşılan yardımseverlik resimlerinin, işin güzelliğini
azalttığını düşünüyorum. Yap bir güzellik; sen bil, bir de Allah Baba bilsin
yeter; bizlerle paylaşmana gerek yok…
İçinden geleni yap,
karşındakinin ayakkabılarını giy, ama ne olur her platformda paylaşıp işin
değerini azaltma… Unutma benim için değil, kendin için yapıyorsun…Bir iyilik yap, sonra bir tane daha yap ama kalbinde paylaş, sosyal platformlarda değil...
Sağlıklı kalın, mutlu kalın…
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...