Bir yılı daha geride
bırakmak üzereyiz. Yeni bir yıl yaklaşırken Amerikalılar gibi ben de yeni yıl
hedeflerimi yazıya dökmeye karar verdim. Aklımda kalmasın, kâğıt üzerinde
olması her zaman daha iyidir. Yazılı olduğu zaman sene sonunda bir
değerlendirme yapabilme şansı da verir.
İlk olarak, çok daha
fazla kitap okuma hedefim var. “Çok daha fazla ne demek?” diye sorduğunuzu
duyar gibiyim. Ayda en az üç kitap olarak düşünüyorum. Sene sonunda toplam otuz
beş kitaba ulaşmışsam, bu hedefi gerçekleştirdiğimi düşüneceğim. Çok uzun
yıllar önce Nutuk’u okumuştum, şimdi (vakit bulabilirsem) bütün bildiklerimi,
tecrübelerimi de işin içine harmanlayarak bir kere daha okumak istiyorum.Bütün gün evde oturup kitap okuyacak değilim, gezme hedeflerim de var. En az üç yeni ülkeyi görmek istiyorum. Bunlardan biri Avustralya olabilirse kendimi hedefin de üstüne çıkmış sayacağım. Tabii, çok fazla yurtiçi hedeflerim de var. Daha Kapadokya’yı bile görmemiş bir insan olarak, gideceğim çok yer var. Bu konudaki hedefim, en az on tane yeni yer görebilmek. En başta da Mardin var.
Arkadaş ortamlarında bu tip sohbetler yaptığımız zaman, “Ne çok gezme hedefin var” diyorlar. Emekli olmuş bir insan olarak, krapon kâğıdından kedi merdiveni yapma hedeflerim olacak değil ya, doğal olarak gezme hedeflerim olacak. Allah izin verirse, kurlar da iyice başa çıkılamaz boyutlara gelmezse, gerçekleştirmeye çalışacağım.
Her ne kadar evde maçları izlesem de, en az üç-dört tane Fenerbahçe maçını gidip statta izlemek gibi bir arzum da var. Saraçoğlu’nun atmosferi bir başka oluyor. Fenerbahçe Bayan Voleybol Takımı’nın maçlarına kombine almak da bir diğer hedefim. Birkaç tane basketbol maçına da gidebilirim.
Konu spordan açılmışken; yurtiçinde veya yurtdışında bir tane tenis turnuvası izlemek istiyorum. Tek bir maç değil; bütün bir hafta boyunca orada o havayı yaşayıp, mümkün olduğu kadar da çok maç seyretmek istiyorum.
Oyuncak trenimin bazı
bozuk lokomotiflerini Göppingen’e götürüp tamir ettirmek de listem de var. Tam
bir “hem ziyaret, hem ticaret” durumundan bahsediyoruz. Bu lokomotiflerin bir
kısmı neredeyse benle yaşıt. Onları yeniden çalışır hale getirebilirsem çok
mutlu olacağım.
Ben şanslı bir
insanım. Çok fazla sevdiğim dostum, arkadaşım, akrabam var. İnşallah önümüzdeki
yıl onlara daha fazla vakit ayırmak istiyorum. Ankara’ya, İzmir’e, Eskişehir’e,
Giresun’a, Antalya’ya ve diğer şehirlere daha sık gitmeye çalışacağım. Kim
bilir belki Asmadan’a bile gideriz.Her gün ama az, ama çok yürüyüş yapmaya çalışırım. Dönüp de geriye baktığım zaman geçen sene averajda günde 3204 adım yürümüşüm. Bu sene bu rakamı günde 5875 adıma kadar yükselttim. Hiç fena değil, neredeyse iki misli. Gelecek sene bu rakamı günde 7000 adıma doğru yaklaştırmak istiyorum. Yürümek iyi geliyor; insanı rahatlatıyor, daha enerjik hissettiriyor ve ferahlatıyor. Belim de sorun çıkartmazsa yapabilirim gibi duruyor.
Olmayan aletlerin, eşyaların olan parçalarını yok etmek de bir diğer önemli hedefim. Ana eşya çoktan rahmetli olmuş gitmiş ama bütün kabloları, parçaları, kullanım kılavuzları duruyor. Hatta bazı durumlarda kutusu bile duruyor. Bu aslında yazıldığı kadar kolay bir iş değil, zira yanlışlıkla gerekli şeyleri de atma riski var. Tek tek her bir parçayı/kabloyu elime alıp, “Bu gerekli mi acaba?” diye sorgulamak gerekiyor.
En zor hedefi en sona
bıraktım. Kullandığım şeker miktarını azaltmak istiyorum. Bu sene epeyce
azalttım. Önümüzdeki sene de Allah’ın izniyle daha da azaltmak istiyorum.
Çayda, kahvede yıllardır şeker kullanmıyorum. Ekmek yemeyi de zaten çok uzun
bir süre önce bıraktım. Burada sözü geçen konu, şekerli ürünlerin tüketimini
azaltmaya çalışmak. Alkolden çikolataya kadar çok geniş bir yelpazeden
bahsediyoruz. Hepsi de hepimizin çok sevdiği şeyler. Küçüklüğümde fıstıklı
baklavayı ağzıma sürmezdim, şimdi ne kadar verseniz yerim.
Zor bir yılı geride
bıraktığımız bu günlerde, naçizane bunlar benim hedeflerim. “Kul kurar kader
güler” derler. İnşallah hepimizin hedeflerimize yürüyebilecek sağlığı,
mutluluğu ve ağız tadı olur.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder