Günaydın Dostlar,
Yabancı futbolcular
konusunda herkes fikrini beyan etti, ben de topa girmezsem çatlarım. “Bütün
yetki bende olsaydı neler yapardım?” diye düşünürken fikirlerimi sizlerle de
paylaşmaya karar verdim.
Yaş sınırlaması olması
gerektiğini düşünüyorum. 33 yaşından gün almış bir yabancı futbolcunun transfer
olmasına kesinlikle izin vermezdim. Ülkemiz ruhu emekli olmuş futbolcularla
doldu taştı.
Bu uygulamada bir üst
sınır yok. Bir önceki sezonda resmi maçların en az %51’inde forma giydiği
müddetçe her sene kontratını yenileyebilir. Bir maçta “Forma giydi.”
sayılabilmesi için en az 20 dakika oyunda kalması gerekiyor. Kota doldurmak
için son bir iki dakikada oyuna sokmak forma giyilmiş maç sayısını arttırmıyor.
Kendi takımında sadece üç beş maçta forma giymiş bir oyuncunun gelip de bizim takımlarımızda harikalar
yaratacağını düşünmek, haddinden fazla iyimser olmaktan başka bir şey değildir.
Bir arkadaşım, “Bu
şartlara göre 34 yaşındaki Messi Türkiye’ye transfer olamazdı.” şeklinde bir eleştiri
yaptı. Benim cevabım mı? Evet, olamazdı.
Bir diğer arkadaşım
da “Bu şartlarda yabancı oyuncu transfer etmek çok zor olur, Avrupa’da bir
başarı yakalayamayız.” şeklinde bir yorum yaptı. Ruhu emekli olmuş, modası
geçmiş futbolculara milyonlarca döviz ödeyerek hiçbir başarı yakalayamadığımız
gibi bir de paramızla rezil olup bunların kaprislerini çektik.
Bu kısıtlamaları
getirmekle beraber sorunun yabancı futbolcularda olduğunu da düşünmüyorum. En
büyük sorun hiçbir sistemimizin ve verimli altyapı programlarımızın
olmamasında. Basketbol ve voleybol takımlarında da çok fazla yabancı oyuncu
var. Peki, orada neden sorun yok? Her sene hem kulüp bazında hem de milli
takımlar seviyesinde başarıdan başarıya koşuyorlar. Her sene dünya kadar yeni
oyuncu yetişiyor.
Düzgün altyapılar
kurulmuşsa, sürekli olarak yeni oyuncular yetişiyorsa o zaman yabancı oyucular gittikleri
ortama değer katabilirler. Her gün onlardan bir şeyler öğrenebilirsin. Hiçbir
şey yapmayıp yabancıları “maç kurtarıcı” aslanlar olarak görürsek hiçbir yere
varamayız. Bir oyuncunun gelip de bütün takımı sırtlama dönemleri bizim
çocukluğumuzda kaldı.
Gelen yabancı hemen
ortama ayak uyduruyor ve kendini Türkiye’de kampa gelmiş gibi hissediyor.
Kulüplerin durumunu hepimiz görüyoruz. Hepsinin altlarından kalkamayacakları
kadar borcu var ve bir nevi bankalar kulüplerin sahibi oldu.
Kulüplerimizin bu tip
transfer paralarını ve maaşları ödemeleri mümkün değil. Ne kadar
ödeyebileceklerine de bir sınırlama getirmeyi düşünüyordum ama şimdilik onu
başka bir sabaha bıraktım.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder