Günaydın Dostlar,
Görünen aşkları
hepimiz biliyoruz. Görürsün, beğenirsin ve aşık olursun. İlk görüşte aşka çok
inanırım ve başka türlüsünün olmayacağını düşünürüm. İlk görüşte bir şeyler
hissetmediysen sonradan olanlar yakınlaşma ve heyecandan öteye gidemez. Ayrıca
aşk denen şey çeşitli parametrelere de bağlanamaz. Onun adı günlük menfaatlere
göre hareket etmek olur.
Kimse “Ben bu sene
birine aşık olayım.” demez. Bir anda gelişir. Bir kere görüşürsünüz, mutlu
kalırsanız bir daha görüşürsünüz. Sonra bir daha. İstanbul’un en büyük aşkı
ortaya çıkacaksa sen istesen de istemesen de çıkar zaten. Hiçbir şekilde
önleyemezsin.
Bugünkü konumuz ortaya
çıkmayan aşklar. Bunların seninle bir alakası yok. Kalpten kalbe yaşanıyor ve
sen sadece kalbine ev sahipliği yapıyorsun. Zaten böyle bir aşk içi kalbin
senden onay filan da almıyor. Dediğim gibi sen sadece taşıyıcısın ve mecburen
ordasın. Ne kadar bilgi paylaşacağına da kalbin karar veriyor. Kısacası sen de
olaya çok hakim olmayabilirsin.
Aslında sen de salak
değilsin. Sen de konuşmak istiyorsun, sen de sohbetlere katılmak istiyorsun ama
belki de mevsimler konuşmaya hiç uygun değil. Bu kadar çok kar yağarken
adaların arkasından gelen güneş ışıklarını konuşamazsın. Allah bilir kalp ve
mide de “Geri zekalı korkak.” diye dedikodunu yapıyorlardır.
Dışarıda konuşamadığın
gibi içeride de konuşamazsın. Seni sohbete almazlar. Sen konuşamasan da kalpler
sürekli konuşuyorlar. Onların teknolojiye bile ihtiyaçları yok. Kalpten kalbe
yayılan muazzam dalgalar var ve internetten bin kat daha hızlı.
Sürekli konuştukları
için sana da aralıksız dedikodu taşırlar. “Ben bu dedikoduları duymak
istemiyorum.” diyerek kendini inandırmaya çalışsan da çok duymak istediğini sen
de biliyorsun. Ucundan kıyısından dinlemeye çalışırsın ve ağzından tek bir
cümle çıkar, “Belki başka bir evrende başka bir zamanda.”
Dışarıdan gelen
seslerle gerçeklere dönersin. Bazen fazla merak iyi değildir. Bu mevsimde onun
kalbinde de aynı ılık rüzgarlar esse ne yapacaksınız ki? Kış günü mayoları
giyip kumsala mı gideceksiniz. Belki başka bir zamanda başka bir mevsimde
olurdu ama bugün yün don mevsimindeyiz. Tabii karşı tarafın kalbini yanlış
tartmış olma ihtimali de ayrı bir sorun. Tartıyı yanlış yaptıysan yıkılırsın.
Her zaman kalpler
“Başka bir evrende başka bir zamanda neler olmazdı?” sorusunu sorarak uykuya
dalıp ertesi gün yine hiç konuşmadan yola devam edecekler.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder