Günaydın Dostlar,
Salgın henüz
başlıyorken en son gittiğim yer Münih’ti. Nitekim döndükten iki gün sonra da
bütün uçuşlar durdurulmuştu. O günden bugüne kadar da bir daha hiç uçağa
binmemiştim.
Gezmeyi çok seven
kardeşlerimin ısrarına dayanamayarak kendimi bir kere daha Münih’te buldum.
Kısacık bir gezi olsa da anıları canlandırmaya yetti. Benim için Münih demek
anılar demektir. Bu yazının başlığını çok büyük bir rahatlıkla “Anılar”
koyabilirdim.
Babamla ilk Münih
seyahatimi yapalı kırk yıldan fazla bir süre geçmiş. Bu şehirle ilgili bildiğim
çoğu şeyi de babamdan öğrenmişimdir. Kırk yıldır anıları biriktirerek bugüne
kadar geldik. Kalbimdeki bütün anıları çıkarıp yan yana dizsem English Garden’a
bile sığmaz.
İki yıldır hiçbir yere
gitmediğim için giriş çıkışlarda ne sorabilecekleri konusunda çok rahat
değildim. Avrupa Birliği uyumlu aşı sertifikam da telefonum da hazırdı. Hemen
belirtmek isterim ki hiçbir şey soran olmadı. Dünyadan haberim olmadığı için
THY’nin artık Sabiha Gökçen’den uçmadığını da yeni öğrendim. Yurtdışı ve
yurtiçi her THY uçuşu Anadolu Jet tarafından yapılıyor.
Münih’te her zaman her
yere toplu taşıma ile giden insanlar olarak metro biletimizi aldığımızda şehrin
en yoğun ve en merkezi beş istasyonunun üç gün boyunca tadilat çalışmaları
nedeniyle kapalı olacağını öğrendik. Kırk yıldır Almanya’ya giderim ama ilk
defa böyle bir şey duydum.
Otobüslerden ve
metrolardan bahsederken maske takma durumuna da değinelim. Almanya’da maske
takma zorunluluğu toplu taşıma dışında her yerde kalkmış. Sadece taşıtlarda
değil, havaalanı ve istasyon gibi yerlerde de maske şartı var. Yanılmıyorsam
bizde de durum böyle ama bu topraklarda “Toplu taşıma hariç her yerde kalktı.”
dersen pratikte her yerde kalkmış demektir. Almanya’da trenlerde bir tane
maskesiz insan görmedik. Hatta çok zengin oldukları için hepsi N95 kullanıyor.
Tadilatta olan yerler
sadece metro istasyonları değil. Birçok yerde irili ufaklı çalışmalar var.
Sürekli olarak karşınıza tahta perdeler çıkıyor. Şehri yeniden yapmaya karar
vermişler gibi görünüyor.
Beni en çok üzen de
çuval dolusu anımın olduğu Maredo et lokantasının kapanmış olması oldu. Maredo
yarım asırdır o köşede hep vardı ama görülüyor ki salgının yarattığı durgunluğu
atlatamamış.
Hertie mağazaları da
artık yok. Rakip mağazalardan birine satmışlar ve bütün çehresi değişmiş. İki
üç tren parçası aldığım bölüm de kapanıp gitmiş. Konu ne olursa olsun, yıllar
sonra bir yerlere gidip de defalarca gittiğiniz mekanları bulamayınca insanın
içinde bir burukluk oluyor. Hep hayatımda olan bir parametre daha kapandı gibi
hissetmeye başlıyorsunuz.
Tren garındaki metro
istasyonu bile kapalıydı. Gara uğrayıp trenleri seyretmeden döner miyim? Mümkün
değil. Bir şeyler eksik gibi olsa da yine de kahvemizi içtik, trenleri izledik.
Etrafta bir durgunluk vardı. Peron sonundaki bekleme alanındaki bütün yiyecek
içecek ünitelerini kaldırmışlar. Sadece bir tane kalmış. Glüten yemesem de
oradaki dönerciden bir adet döner pide almak planlarım arasındaydı ama
gerçekleştiremedim.
Kısacık Münih seyahati
attığımız her adımda birazcık daha azaldı ve çabucak bitti. Yaşananları dağların
yeşilliğine, göllerin maviliğine ve trenlerin yorgun yüzlerine bırakarak uçağa
bindiğimizde kalbimiz tepesine kadar anılarla doluydu. Hostes bile “Bu kadar
çok anıyla uçağa binemezsiniz, ağırlık limiti var.” dedi.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...
Emin , aynı tarihlerde Münich te idik. Biraz zorlasak aynı restorant ta yemek yiyecektik. Meydanlardaki inşaat çalışmaları hayatı gercekten zorlaştıyor. Maske konusunda bir ilave bilgi paylaşayım. Müzelere ve şatolara N95 masken yoksa almıyorlar. Masken yoksa da 2 Euro ya satıyorlar. Maske satışından para kaAnıyorlar yani. Bu yüzden ufak tefek tartışma da yaşadım
YanıtlaSilEvet evet, nerdeyse aynı restoranda karşılaşacaktık. Bir dahaki sefere inşallah :)
Sil