Günaydın Dostlar,
Çok sıkıntılı
günlerden geçiyoruz. On binlerce kardeşimizi kaybettik. Üzüntümüz büyük, acımız
büyük; bu böyle olmamalıydı diye düşünüyoruz. Geçen yirmi dört yıl içinde çok
daha fazla önlem alınabilirdi, dersler çıkarılabilirdi.
Jeologlar, “Her fay
aynı değildir, bir kısmı aktif faylardır, bir kısmı da hırçın faylardır.”
diyorlar. Şunu kabul etmeliyiz ki Avrupa’daki en hırçın, en laf dinlemeyen
faylar bizim ülkemizde. Bunların üzerine bir şeyler inşa etmek yasaklanamaz
mıydı? Türkiye kocaman bir ülke, bu fayların üstü bu kadar mı değerliydi?
Manzarasına göre değil
de sağlamlığına ve zeminle uyumuna göre bina inşa etmeyi ne zaman öğreneceğiz? Ne
diyor uzmanlar? “Binayı sağlam yapmak yetmez, zeminin de sağlam olması ve
binanın da o zemine göre yapılmış olması gerekir.” Aynı ilçe içindeki her arsa
aynı zemin özelliklerine sahip olmayabilir. Yüz yıldır dünyalar kadar deprem
yaşadık, binlerce vatandaşımız kaybettik, bir arpa boyu kadar yol alamadık.
Seçilmişlerin
kanunlara, kurallara uygun iş yapması değil de yasaların etrafından dolaşacak
çözümler bulması bekleniyor ve bu yönde onlara sürekli baskı yapılıyor. İmar
affı gibi kavramlar bu gibi baskıların sonunda kazanılmış zaferler olarak
görülüyor. Umarım bütün bu yaşananlardan bir gram ders çıkartırız.
Senin düzgün bir bina
yapmadığını bilerek (kendin istediğin için) sana burada oturma izni veriyorum. Bu
yaklaşım o gün için bir iyilikmiş gibi görünse de sonunun ne olduğunu hep
beraber defalarca gördük. İmar affı yasaklanmalı ve anayasal güvence altına
alınmalı. Teklif dahi edilemeyeceği çok net olarak belirtilmeli. Hemen
yarın yapılmalı. Buna karşı çıkacak bir siyasi parti olmaması lazım. Bir daha
imar affı olmayacağını bilirsek belki birazcık ona göre hareket etmeyi
öğrenebiliriz.
En az imar affı kadar
tehlikeli bir diğer konu da binalara yapılan müdahaleler. Binanın yapısıyla
oynayacak her türlü müdahale yasaklanmalı. Bu listede bir numarada kolon kesme
var. Biraz yer açmak için bir binanın kolonunu kesmek nasıl bir düşüncenin ürünüdür?
Kolon kesmeye aklı çalışan kişiler, olası bir depremde binanın çökeceğini
düşünemiyorlar mı? Kolon kesildiği tespit edildiği zaman cezası ağırlaştırılmış
müebbet hapis olmalı. Bunun için binanın çökmesine de gerek yok. Tespit
edildiği anda ceza uygulanmalı.
Kullanım amacını
değiştirmek, ilaveler yapmak, balkonu odaya katmak, odayı bahçeye doğru
uzatmak, duvarları yıkıp boydan boya cam yapmak, taşıyıcı olmayan duvarları
yıkmak, kat çıkmak gibi konular da kesinlikle yasaklanmalı. Yangın merdiveninin
bir bölümüne erzak odası yapıldığını bile gördük.
İngiltere’de inşaat
yapan bir vatandaşımızla bir röportaj yapılmış. Ben de izledim. “İngiltere’de
bir inşaatın başından sonuna kadar çeşitli kuruluşlar en az altmış yetmiş kere
denetime gelir.” dedi. En az üç dört kere de onları denetleyenleri
denetleyenler gelirmiş. İşte böyle olmalı. Her aşaması tek tek onaydan geçmeli.
Proje onayı, inşaat onayı gibi bir iki onayla bu iş yürümez. Aralarda ne
yapıldığına da hâkim olmamız gerekiyor. Son yaşadığımız depremin en üzücü
yanlarından biri de son yıllarda yapılan birçok sitenin çökmüş olmasıydı.
Birkaç blok değil birçoğunda bütün bloklar çöktü.
Birbirine bitişik
yapılmış binalar da ayrı bir sorun. Maalesef şehirlerimiz bu tip binalarla
dolu. Kimi uzun, kimi kısa, ortak duvar kullananları bile var. Bina çökmüş,
duvara asılan resimler yan apartmanın duvarında asılı kalmış. Uzmanlar, kat
yükseklikleri birbirine denk gelmeyen binaların bir deprem anında büyük sıkıntı
yaratacağını söylüyorlar.
Hep afet sonrası ne
yapacağımız konusunda eğitiliyoruz. Yaşam üçgenleri, kurtarma ekipleri, yardım
kuruluşları vs vs vs… Bunlar öğrenmemiz gerekli olsa da hiçbiri çözüm değil.
Tek çözüm afete dayanıklı yapılar üretmek. Bina çökmeyecek kardeşim.
Sabah işiniz olduğunda
saati kurup saatin çalmasına on dakika kala uyanırsınız ya, o on dakika
dünyanın en güzel on dakikasıdır ama çok çabuk geçer. Bir saniyede biter ve
saat acı acı çalmaya başlar. Bizim için de on dakika geçti, saat çaldı. Dursun
diye düğmesine bassak da durmuyor, saat acı acı çalmaya devam ediyor.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...
Cok haklisiniz Emin Bey, keşke bu kadar bilinçli bir toplumumuz olsa bir gün. Bu depremden sonra aynı zihniyet oy verildigine göre bizde bir yanlış var bence
YanıtlaSil