Eti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Eti etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Ocak 2018 Cumartesi

Bekir

Günaydın Dostlar,

Anadolu çocukları olarak herkese akıl sormayı çok severiz. İlgili, ilgisiz, konuyu bilen, bilmeyen herkesten akıl alırız. Akıl sorarız ama milleti konuşturup, bütün bildiklerini anlattırıp sonra da kendi bildiğimizi yapmak gibi bir özelliğimiz de vardır.
Bazı insanlar sadece aktif dinlemezler, aynı zamanda akıllı da dinlerler. Ne yazık ki aramızda bu tip arkadaşlardan çok fazla yoktur. Sevgili Bekir, bu konuda bir istisnadır. Akıllı dinleme yapan bir insan olarak Bekir’in en özel yönlerinden biri, dinlediklerini süzgeçten geçirip doğru ve uygun olduğuna inandıklarını, hayatına ekleyebilme yeteneğidir. Bekir, her zaman diğer insanların tecrübelerinden faydalanan ve öğrendiklerini günlük yaşamına katmayı başarabilen bir arkadaşımızdır.


En iyi bildiği konuya bile “Bir dinleyeyim, karşıdakinin ne söylediğine bir bakayım, belki bir şeyler öğrenebilirim.” tavrıyla yaklaşıyor. Birçoğumuzda olmayan bu özellik, Bekir’in herkes tarafından çok sevilmesinin en büyük nedenlerinden biridir.

Böyle bir şeyi yazması kolay ama uygulaması gerçekten de çok kolay değil. Her şeyi bilen insanlar olarak, başkalarının fikrine saygı göstermeyi çok da sevmeyiz. Bir de dedikoduya bilimsel gerçeklerden daha fazla değer verme yönümüz vardır ama o konuya bu sabah girmeyelim. Bir kere girersek bir daha çıkamayız.

Bütün yazılarımda, aynen yüce dinimizde olduğu gibi başlangıç noktasının “niyet” olması gerektiğini vurgulamışımdır. Bizim burada sözünü ettiğimiz “niyet” çeşidi de “iyi niyet”. İyi niyetli başlangıç noktası bizim Bekir’de fazlasıyla var. “İnsan karşısındakini kendisi gibi görürmüş.” derler ya Bekir de aynen öyle. Aksi ispat edilene kadar herkese iyi niyetiyle, güler yüzüyle yaklaşır.

Şimdi bunları yazdım diye gözünüzün önüne iyi niyetli saf bir insan gelmesin, doğumundan ODTÜ günlerine kadar hangi sokakların tozunu yutarak büyüdüğünü de unutmayalım.

Bazı insanlar güler yüzleriyle etrafa olumlu elektrik yaymak için doğmuşlardır. Bu insanların varlığı bulundukları ortama da değer katar. Yakınları, uzakları herkes sever. Hiç tanımadıkları bile sever. Bunu rol yaparak yaşayamazsınız. Allah vergisi bir karakterdir ve doğal yaşandığı zaman güzeldir. Herkes onlar gibi olmak ister ve örnek alınan bir insan olurlar.
Birçok konuşmalar yapıldı, söylenebilecek her şey söylendi. Ne zaman bir yerlerde Bekir lafı açılsa insanlar arka arkaya aklınıza gelebilecek bütün güzel sıfatları sıralıyorlar. Aynı listeyi bir kere de ben yazmak istemiyorum. Benim için en önemli olanı karşısındakine verdiği değer ve iyi niyeti. Kimseyi kırmayan ve herkese olduğu gibi değer veren fabrika ayarları, Bekir’in en büyük zenginliği.
Birçok çok sevdiğimiz arkadaşımız gibi sevgili Bekir de dün itibarı ile binamızdan ayrıldı (malum kalplerden ayrılmak yasak) yeni ufuklara doğru yola çıktı. Biz her gittiği noktada çok başarılı olacağına kalpten inanıyoruz ve her zaman yanındayız. Çalışkandır, zekidir, akıllıdır, iyi niyetlidir ama bunların hepsinden önemlisi; bizim için sadece bir iş arkadaşı değil bütün yolu beraber yürüyeceğimiz bir dosttur.

Hiç üşenmedim, “Bekir” ne demek diye İnternette araştırdım. Şöyle yazıyor; düzgün yetiştirilmiş, içi sevgi dolu, saygılı, dürüst, iyi niyetli insan. Bence birebir uydu. Eksiği var, fazlası yok…

Sevgili dostum, senin için her şey çok güzel olsun. Biz seni gözlerimizle arayıp başarılarında kalplerimizle mutlu olacağız. Kafanı azıcık arkaya çevir bak, her zaman dibinde olduğumuzu göreceksin.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

19 Ekim 2017 Perşembe

Firuz Kanatlı

Günaydın Dostlar,

Şener Şen’in Haydarpaşa’ya indiği gibi elimde bavulumla Eskişehir Tren İstasyonu’ndan çıktığımda, yağan tipi altında bir an için “Ben burada tek başıma ne yapıyorum?” diye düşündüm. Hava karanlık, sokaklar boş ama kar taneleri çok doluydu. Suratıma doğru bir yarışın içindeydiler. “Boş boş uzaklara baktım” demek isterdim ama bakamadım.
Burukluk bir gün sürdü. Ertesi sabah işe başladığımda, Eti kültürünün sıcak havası Eskişehir’in dağlarından yelken açarak gelen bütün buzlu yağmurları ılık bir melteme çevirdi. Sevgili Ali İhsan Bey ilk kahvemi bile elleri ile yaptı. Muhteşem bir yakınlık vardı. İlk gün ile ilgili bütün detaylar halen aklımın bir köşesinde duruyor.


Ben dünyanın en sevimli insanı olmadığıma göre, neydi bu yakınlığın, bu aile ortamının sebebi? Kendimi bir anda ailenin bir parçası gibi hissetmeme neden olan büyünün içinde ne vardı? Burası gerçekten de büyük bir aileydi. İyi niyetli, sakin, kocaman bir aileye gelmiştim. Nedenini bilmesem de, ben Eti’de çalışmazken de, hiç kimseyi tanımasam da kendimi bu aileye çok yakın hissederdim. Yakın arkadaşlarım bilirler, “Burçak ve çay” sohbetleri yapmayı da çok severdik.

İşte o büyünün en ortasında Firuz Baba var. Karşınıza çıkan yakınlığın, sıcaklığın, mütevazı bir hayatın, iyi niyetin hepsinin ama hepsinin temelinde Firuz Kanatlı var. Onun yaşam şekli ve hayata bakış açısı, hem kendi ailesinin bütün fertlerine, hem de bütün çalışanlara örnek olmuş durumda. Ne diyor insanlar biliyor musunuz? Firuz Baba, Gülay Anne… Hatta Eti Anne…

İnsanların severek ve isteyerek birilerine anne, baba diyebilmesi ne kadar güzel ve özel bir duygudur. Patron diyebilirsiniz, amirim diyebilirsiniz, başkanım diyebilirsiniz vb. ama kaç iş yerinde, kaç kişiye gönülden “baba” diyebilirsiniz. Parayı yatırırsın, şirketi kurarsın, patron olursun ama baba olamazsın. Baba olmak parayla satın alınamaz, yürek yatırımı gerektirir.

Sabri Ülker’in vefatı esnasında gazetelerde gördüğümüz sözler, her gün karşımıza çıkan cinsten değildi. Yıllar geçmiş olmasına rağmen, o cümleleri halen tek tek hatırlıyorum. Bu nasıl bir inceliktir, en büyük rakibe bu nasıl bir saygıdır? Herkes başaramaz ama unutmayalım ki Firuz Baba herkes değildi. Sıkıntılı anlarında rakiplerine bile her türlü yardımı yapmayı düşünebilecek kadar kocaman kalpli bir insandı.

Ben kendi adıma Firuz Baba ile konuşma şansı bulamadığım için çok üzgünüm ama bıraktığı muhteşem eserin ve çok doğru yetiştirilmiş aile fertlerinin bir parçası olduğum için de çok mutluyum. Yaşadıklarını, tecrübelerini onun ağzından dinlemeyi çok isterdim.
Dostlar çok özel bir insan bizleri bıraktı ve ebediyete intikal etti. Daha Eti ile hiçbir bağım yokken, Firuz Baba'nın hayatını okumuş ve çok etkilenmiştim. Bu şehir ve bu ülke bir insanı bu kadar çok seviyorsa vardır elbet bir nedeni. Hiçbir şey kendiliğinden kocaman bir sevgi şelalesine dönüşmez.

Para hepimiz için çok önemli bir parametre. Bunu inkâr edemesek de, örnek liderlerimiz sayesinde bu hayatta paradan çok daha değerli şeyler de olduğunu öğrendik. Nasıl örnek bir insan olunur dersi aldık. Büyük paralar harcasak alamayacağımız bir dersi, sevgili Firuz Kanatlı’dan bedavaya aldık.

Sevgili Firuz Baba, biz seni hiç unutmayacağız. Seni hiç tanıyamamış olsam da, yaptıklarını ve nasıl örnek bir insan olmaya çalıştığını çok iyi biliyorum. Yerleştirdiğin felsefe, Firuz Kanatlı yaşam şekli Eti camiasında sonsuza kadar baki kalacaktır.

Bizlere bıraktığın en büyük hazine, fabrikalar, depolar, işyerleri değil; “yaşarken örnek olmak” dersidir. Mekânın cennet olsun…
Sağlıklı kalın, mutlu kalın…