“Bu kadar
transfer yapıldı neden halen bu konu ile ilgili bir şeyler yazmıyorsun?”
diyerek, dostlarım bana kızıyorlar. Yazamadım, çünkü etrafımızda bu kadar
rezillik varken Fenerbahçe yazmak içimden gelmedi. İkici konu da, biz halen
yeni transferlerle flört aşamasındaydık. Artık bir birimizi iyi tanıdığımıza
göre ben de fikirlerimi beyan edebilirim.
Bir diğer
sürpriz Fernandao. Bu isim ilk olarak telaffuz edildiğinde, “Fener’de iş
yapamaz.” demiştim ama hazırlık kampı süresince benim beklediğimin çok üstünde
bir grafik çizdi. En önemlisi adamın mücadeleci bir ruhu var. İsterse başarısız
olsunlar ama kapasitesini sonuna kadar zorlayan insanlar, her zaman benim
takdirimi kazanmışlardır. Kimse Sabri’yi sevmez ama ben her zaman takdir
etmişimdir. Sahaya her çıktığında elinden gelen her şeyi yapan adamdan daha
fazlasını beklemek haksızlık olur.
Biz
Fenerliler De Souza ismini çok severiz ama 2015 modeli tam bir hayal kırıklığı.
8 milyon Avro verilerek, “Mehmet Topal’ın ileri de gideni” diye alınan bu
amcanın, henüz hiçbir yere gittiğini göremedik. Tahmin ediyorum yatırımlarını
kontrol etmek için en çok bankaya gidiyordur. Şu andaki görüntüsüyle yedek
kulübesinde kendine ayrı bir kulübe yaptıracak gibi duruyor.
Tabi ki bu
senenin en büyük transferi, Van Persie. Henüz hiç oynamamış olsa da, ben aynen
Dirk Kuyt gibi elinden gelen her şeyi yapacağını düşünüyorum. Sakatlık
sorunları yaşamazsa epeyce de gol atabilir. Adam golcü ve her açıdan, her
ortamda kaleye çok sert bir şut çıkarabiliyor. Van Persie ile ilgili en büyük
endişemiz, yaşının 32 olması ve son yıllarda hiç bitmeyen sağlık sorunları
olması.Aslında yazmak bile istemiyorum ama bir de kaleci aldık. Antrenörün torpili ile Portekiz’den gelen Fabiano isimli Brezilyalı bir kalecimiz var. Bu adamdan en az 2 kat daha iyi olan Mert neden yollandı da bu adam alındı? Ben bu duruma mantıklı bir açıklama getiremiyorum. Bırakın Fenerbahçe’yi, böyle bir kaleci süper ligin hiçbir takımında oynayamaz.
Bruno Alves,
yetmiyormuş gibi gidip aynısının bir de Danimarkalısını aldılar. Adamlar
birebir aynı. Bilmesen ikiz kardeşler zannedersin. Tek hamleli ve yavaş iki
adama defansın ortasını teslim ettik. Hızlı her futbolcu bu ikisine sorun
yaratır. Kjaer, Türk futbol tarihinin en pahalı defans oyuncusu. Adama bir
servet verdik ama geldiği takım da Fransa Ligini 9. sırada bitiren ve tonla gol
yiyen Lille takımı. Bu ikisinin bir diğer ortak özelliği de, topu oyuna sokma
becerilerinin olmaması.
Egemen gibi,
hatta Bekir gibi adamları yollayıp bir de bu ikisine yedek olsun diye Ba diye
bir adam aldık. Bu sabahki yazımı yeni gelen futbolcular ile ilgili yazdığım
için, futbolcu olmayan bir arkadaş için yorum yapmak istemiyorum.
Son olarak
da Bursaspor’dan gelen Şener var. Şener, iyi niyetli, hırslı ve çalışkan bir
arkadaş gibi duruyor. Antrenman yapmayı sevmeyen Gökhan Gönül’ün seneden seneye
düşen grafiğini de göz önüne aldığımızda yararlı bir transfer.Bu senenin en büyük transferi Sow olabilir. Çok farklı bir ruh haliyle oynamaya başladı ve çok iyi bir sene geçirecek gibi duruyor. Yüzü hiç gülmeyen, sürekli negatif elektrik yayan Emenike’nin gidişi onu da rahatlatmış gibi duruyor. En azından beni rahatlattığı kesin.
Diago’da da ciddi
boyutta düzelme var; böyle giderse orta sahanın değişmezlerinden biri olabilir.
Uygar’ın
yakaladığı çıkışı da görmemezlikten gelemeyiz. Yıldız yetiştirmekte son derece
kısır olan bu topraklarda yeşeren nadir fidanlardan bir tanesi olduğunu
düşünüyorum. Kesinlikle takımla kalmalı ve her fırsatta şans bulmalı.
Bütün gelen
futbolcularla ilgili ilk 3-4 haftadaki izlenimlerimizi paylaştık ama bence bu
senenin en büyük hareketi Emre’den kurtulmaktır. Saha da hırçın davranıyormuş
fakat evinde tam bir melekmiş. Bana ne kardeşim. Emre’nin melek hallerini
görmek için evine mi gitmem gerekiyor? İtalyanlara yakışacak bir çakallıkla
Emre’yi yok etmeyi başarabilen Terraneo’yu kutluyorum. Dünyanın en iyi
futbolcusu da olsa, takım onsuz ileri gidemese de bu adam Fenerbahçe’ye
yakışmıyordu. Gittiği takımda Fener’de yaptığı saldırganlıkların yarısını bile
yapabileceğini düşünmüyorum.
Böyle bir
takımla Salı akşamı Shaktar maçına çıkacağız. Biz de 9 benzemez var; onlarda 9
senedir yerleşmiş bir sistem var. Çok zor olacağını ve Fener’in bu tur için
şansının %30’dan fazla olmadığını düşünüyorum. Fenerbahçe’nin bu seneki en
büyük sorunlarından biri de kırmızı kartlar olabilir. Nani’de dâhil olmak üzere
takımda çok fazla kırmızı kart görme potansiyeli yüksek oyuncu var…
Umarım beni mahcup
ederler.
Sağlıklı
kalın, mutlu kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder