Günaydın dostlar…
Aylin anaokulunda
doktora yapıp mezun olduğunda İstanbul’da bir ilkokul bulmamız gerekiyordu. Her
hafta sonu yaşanan Ankara gidiş gelişleri artık ikimizi de fazlasıyla yormaya
başlamıştı. Kilometreleri aşıyorduk da ayrılığın burukluğu günlerce geçmiyordu.
İlkokul arayışı kolay
olmadı. İlk aşamada Avrupa Yakası’ndaki okulları hemen eledim. Suadiye’den her
gün Karşı’ya gidip gelmek kolay bir iş değildi. “Çocuğun ömrü yollarda geçer”
dedim ve onları hemen eledim.
Asya Yakası’nda
olabilecek bütün okullarla görüştüm. Bir kısmının mülakat talebi oldu ve birkaç
günlüğüne İstanbul’a gelmesi gerekti. Rahmeti Neşe abla “Bizde kalabilir, ben
bakarım” demişti. Birçok okulla görüştük. Çoğu da çok iyi okullar ama ben Eyüboğlu’nda
karar kıldım. İlk görüşte aşka inanırım. Çalışanların yaklaşımı, etrafın
düzeni, disiplini, görünümü beni çok etkiledi. Diğer okullarda (çok iyi okullar
olsalar da) tam da aynı tadı alamadım.
Eyüboğlu’nun en
beğendiğim özelliklerinden biri de son derece Atatürk ilkelerine bağlı bir okul
olmalarıydı. Bu özellikleri de lafta kalmıyordu. Yaptıkları her işte bunu
sürekli vurguluyor ve uyguluyorlardı. Sonraki yıllarda da bu yolda gittiklerine
yüzlerce defa şahit olduk. Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden giden çocuklar
yetiştirmek istediğimize göre bu çok önemli bir parametreydi.
Yıllar yılları
kovaladı ve henüz Aylin mezun olmadan Perin de aynı okula başladı. Aylin
ilkokul seviyesinden başlamıştı, Perin yuva seviyesinden başladı. Artık iyice
akraba olmuştuk. Biz herkesi tanıyorduk, herkes de bizi tanıyordu. Bütün
eğitimimiz tam bir aile havası içinde geçti. Benim için en önemli değerlerden
biri de okulun bu yönüydü.
Bu hafta Eyüboğlu ile
yirmi yıldır süren birlikteliğimiz bitti. Ben çocuklardan daha buruğum. Doğal
olarak gidip gelmeler oluyor ama resmi ilişkimiz bitti. Aylin’in 12 senelik,
Perin’in de 15 yıllık bir ilişkisi oldu ama benimki 20 yıllıktı. Bu okul benim
hayatımın en uzun ilişkisi olmuş da haberim yokmuş. Bir anda kendimi boşlukta
hissettim ve yün donumu giymemiş gibi bir hisse kapıldım.
İlişkimiz uzun süreli ve
külfetli bir beraberlik olduğu için başka türlü nasıl yaşanır onu bile
bilmiyorum. Okulun birkaç bahçe duvarını (haberim olmasa da) ben yaptırmış
olabilirim. 20 yıldır kazandığım bütün parayı Eyüboğlu’na vermeye o kadar
alışmışım ki, başka bir yatırım şekli bilmiyorum. Allah’tan Eyüboğlu ile
ilişkimizin bitmesi parasız emekli günlerime denk geldi yoksa kesin başım derde
girerdi. Bu yaştan sonra gece hayatına, kumara, at yarışlarına filan başlardım.
Şimdi diyeceksiniz ki,
“Evrankaya pişman mısın?”, hiç değilim. Verdiğimiz her bir kuruşun karşılığını
aldık. Hayatın bütün parametrelerini kapsayan güzel bir programları var. Sadece
akademik başarıyla konuları ezberleyerek bugünün iş dünyasında bir yerlere
varılamayacağını artık hepimiz öğrendik. Araştırmacı ve her şeyi sorgulamadan
kabul etmeyen gençler yetiştiriyorlar. Ellerinden geldiği kadar yarınlara ve iş
dünyasına hazırlamaya çalışıyorlar. Aylin Eyüboğlu’ndan mezun olmuş olmanın
faydasını üniversite hayatında da, yüksek lisans hayatında da fazlasıyla gördü.
Bütün hayatı sınavda 100 almaktan ibaret sanan gençler, iki gün sonra sokakta
çok bocalıyorlar.
Başta de belirttiğim
gibi, biz Eyüboğlu’nu seçmekten dolayı hiç ama hiç pişman değiliz. Akademik
faaliyetlerin yanı sıra her türlü sosyal aktiviteyi de yapma imkânımız oldu.
Çok başarılı tiyatro oyunlarından müzik gecelerine kadar hepsine defalarca
katıldık. Büyük bir kararlılıkla inandıkları yolda yürümeye devam ediyorlar.
Yirmi yıllık uzun
yolculuğumuzda o kadar özel insanlarla tanıştık ki, hepsinin çocuklarımızda
büyük emeği var. Herkesi tek tek yazmayı çok isterdim. Onlar gerektiğinde
öğretmen, gerektiğinde de bir abla veya ağabey olmayı çok iyi başarıyorlar. Bir
şeyleri bilmek ayrı bir konudur, öğretebilmek bambaşka bir konudur. Sevmek
gerekiyor, sadece maaş için yapılamayacak kadar çok değerli bir işten söz
ediyoruz.
Yirmi yıl önce sevgili
Ayla öğretmen ile başlayan yolculuğumuz, bugün Sinem öğretmen, Sibel öğretmen
ve diğer çok sevgili öğretmenlerimizle bitti. Başta sevgili Doktor Rüstem
Eyüboğlu olmak üzere hepsine ayrı ayrı çok teşekkür ediyoruz. Emeklerinizi
unutamayız. Okul bitmiş olsa da Eyüboğlu’nun her zaman kalbimizde çok ayrı bir
yeri olacak.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Eyuboglu Okulları hakkındaki düşüncelerine katılıyorum. Erdem de Eyuboglu Lisesi mezunu. 6.sınıfta Hentbol takımı ile 3 haftalık bir Slovakya yolculuğuna gitti. Hayatının aile dışı ilk önemli deneyiydi. Çocukları çok yönlü yetiştirdikler.
YanıtlaSilEn güzel yanlarından biri o zaten. Her yönde gelişme imkanı sunup aile ortamında ellerinden geleni yapıyorlar…
SilÇağdaş eğitim değerlerini benimsememiş, ticari çıkarı için her türlü bilimsel yaklaşımı gözardı edebilecek kadar sorumsuz bir kurum. Şahsi tecrübemiz neticesinde kimseye kesinlikle tavsiye etmediğim, uzak durulması gereken ticarethane...
YanıtlaSil