Eski işyerimde
çalıştığım dönemlerde, Konya Şeker bizim en büyük tedarikçilerimizden bir tanesiydi.
Bu nedenle de yılda bir-iki kere Konya seyahati yapardık. Güzel dostluklar
kurmuştuk ve her gittiğimizde, Konya’da da, Çumra’da da çok güzel vakit
geçirirdik.
Gidiyorduk gitmesine
ama o yıllarda Konya’ya gitmek şimdiki kadar kolay değildi. Günde bir tane uçak
vardı, o da sabah 9.00 gibi gider, bir saat kadar sonra da geri dönerdi. Bir
saat içinde bütün işlerimizi halledemeyeceğimize göre, her gittiğimizde bir
akşam Konya’da kalmak zorunda kalırdık. Ayrıca, bu uçuş da Atatürk
Havalimanı’ndandı, henüz Sabiha Gökçen uçuşları başlamamıştı.Bu durumdan da hiç şikâyetçi değildik zira oradaki dostlarımızla güzel yemekler yer, kocaman bardaklardan şaraplar içerdik.
Konya’ya ilk gitmeye başladığımız yılların bir tanesinde, yine planlanmış bir akşam yemeği vardı ama ben kendimi çok yorgun hissettiğim için otele bırakılmak istedim. Çumra’ya git gel, bütün gün çok sıcak bir fabrika ortamında dolaş derken, epeyce yorulmuştum.
Sağ olsunlar, saat
17.30 gibi İstanbul Yolu’nun 20. Kilometresindeki otele getirip bıraktılar. Otelde
ciddi boyutta bir tenhalık vardı ama resepsiyondaki çocuk, “Bu akşam oteldeki
tek müşterimiz sizsiniz” dediğinde epeyce bir şok olmuştum. Otuz katlı otelde
bir tek Emin.
Odama çıktıktan bir
saat kadar sonra geri aşağıya inip yiyecek bir şeyler bulmak istedim ama her
yer kapalıydı. Giriş katında sağ tarafta bir bar vardı ama o da kapalıydı. Kapısındaki
rezil bir kâğıdın üzerine yazılmış ilan dikkatimi çekti. Kâğıdın üzerinde çok
kötü bir el yazısı ile saat 21.30’da çok önemli bir grubun sahne alacağı
yazıyordu.
Üstelik bu grup benim
en çok sevdiğim gruplardan bir tanesidir. Bu yazıyı yazarken, sabahın bu
saatinde bile dinliyorum. Yazıyı gördüm ama benden başka müşterisi olmayan bir
otelde gerçekten bu grubun çıkma ihtimalinin sıfır olduğunu düşündüm. Kendi
kendime, “İsmi taklit eden çakma mahalli bir grup herhalde” diye düşündüm.Yemek arayışım sürerken, kapıdaki genç arkadaş bana yan taraftaki alışveriş merkezine gitmemi, orada yemek bulabileceğimi söyledi. İşin garip tarafı orada da tek müşteri bendim. Bütün dükkânlar açıktı ama koridorlarda yürürken kendi ayak seslerimi duyuyordum. “Kimdir bu dışarıda yürüyen?” diye, çalışanlar dükkânlardan dışarı çıkıp bana bakıyorlardı.
Uzun lafın kısası,
bomboş kocaman bir alanda kendi başıma çok güzel bir etli ekmek yedikten sonra
tekrar otele döndüm.
Dönünce de tekrar
bizim sağ taraftaki bara baktım ama kapı halen kilitliydi. Saat olmuş 20.00,
“Saat 21.30’da çok önemli bir grup” diyorlar ama halen bir gram hayat belirtisi
yok. “Zaten sakat bir işti, tek müşterinin olduğu bir otelde müzik grubunun ne
işi var” diye düşünerek, çıktım tekrar odama.Yatağın üstünde iki saat kadar yattıktan sonra, (bir yay burcu olarak) bir anda şeytan dürttü. Kalkıp, giyinip tekrar bizim bara indim. Bir de ne göreyim, içerisi tıklım tıklım, oturacak tek bir yer bile yok ve gerçekten de sözü edilen grup sahnede. Biri bana, iki saat içinde bu bar dolacak deseydi, olmayacağını düşünerek çok yüksek bir rakama iddiaya bile girebilirdim. Ne demişler? Kimse dış görünüşe aldanmasın. Her zaman, “Yarın ne olacağı belli olmaz” derim ama Konya’da iki saat sonra ne olacağı belli olmadı.
Binanın en yaşlısı (hatta bütün mahallenin) ve otelin tek müşterisi olarak, bana hemen barda oturacak bir yer buldular. İçki içerek, güzel müzik dinleyerek tek başıma hayatımın en güzel gecelerinden bir tanesini geçirdim. Haklısınız, bu bar bir anda nasıl doldu diye merak ediyorsunuz. Barı dolduranlar, yolun öbür tarafındaki üniversiteden gelen pırıl pırıl gençlerdi. Nasıl saygılı, nasıl iyi niyetli bir grup vardı anlatamam. Ülkenin dört bir yanından gelmiş gençlerle çok güzel sohbet ettik.
Ayıptır söylemesi,
içki içmenin de dibine vurduk. Alkol tüketiminde Konya’nın neden her zaman ilk
sıralarda olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum.
Gariptir bu hayat.
Benim yemek yiyecek hâlim yok diye odana gidersin, sonra da sabahın 3.00’üne
kadar çok önemli bir grubun konserinde azarsın. Muhtemelen bir daha hiçbir
zaman görmeyeceğim, görsem de tanıyamayacağım gençlerle, hayatımın en güzel
gecelerinden birini geçirdim…
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder