Günaydın Dostlar,
Mahallemizdeki
eczanede çalışan dostumuz “Ağabey 2021’de iyi hiçbir şey olmadı, ben bir tane
bile sayamam.” dedi. 2021 çok zor bir yıl olsa da birkaç iyi şey de oldu.
Perin’in üniversiteye girmesi, benim için bu yılın en güzel zamanıydı. O kadar
heyecan yaptım ki neredeyse ben de yeniden üniversite okumaya başladım.
İkinci bir güzellik de
Mete Gazoz’un olimpiyatlarda altın madalya kazanmasıydı. Milimlerin fark
yarattığı bir branşta gidip de dünyanın öbür ucunda altın madalya kazanmak
kolay bir iş değil. Hem fiziksel olarak hem de ruhen çok hazır olmanız
gerekiyor. O gün gerçekten de mutlu olmuştum.
Tabii boksta olimpiyat
tarihindeki ilk altın madalyamızı kazanan Buse Naz Sürmeneli’yi de unutamayız.
O gün de çok mutlu olmuştuk. Finallerdeki diğer boksörümüz Buse Naz Çakıroğlu
gümüşte kaldı ama yine de çok güzel bir gündü. Olimpiyat finallerinde iki tane
Buse Naz’ın finalde olabilme ihtimali milyonda kaçtır?
Bunların dışında
(belki unuttuğum vardır ama) aklıma başka bir örnek gelmiyor. Avustralya’daki bitmez
orman yangınları olacakların habercisi gibiydi. Yılın ilk ayları Avustralya’da
orman yangını zamanı olsa da bu seferkiler farklıydı. Aylarca yandı ve çok
geniş bir alan yok oldu. Ocak ayı her açıdan çok kötü bir aydı. Benim açımdan
ocak ayı ile ilgili olarak hatırlanacak hiçbir güzel şey yok.
Nisan ayında elli
yıllık dostumuz Emin amcayı kaybetmek hepimizi derinden üzdü. Zalim salgın onu
da bizden ayırdı. Aynı ruhsuz virüs sevgili dostum, arkadaşım Aylin’in babasını
da bir anda bizden kopartıverdi.
Bu sabah 2021’de
yaşananları düşünürken ilk aklıma gelen şeylerden biri de Marmara Denizi’nin müsilaj
kaplı iğrenç hali. Çocukluğumuzun plajlarını o halde görmek çok acıydı. Caddebostan
Plajı’ndan Nizam Plajı’na kadar birçok yerde denize girerdik. Her ne kadar
“Sorun yok.” deseler de o ortamdan çıkan bir balık yemek hiç içimden gelmedi.
Marmara denizini temiz tutmak adına daha sonraki aylarda ne gibi çalışmaların
yapıldığını da bilmiyorum. Ben hiçbir şey duymadım.
Aklımda kalan bir
diğer konu da Japon gemisinin Süveyş Kanalı’nda sıkışıp kalması. O gemiyi
oradan çıkarmak günler sürmüştü ve o süre içinde bütün kanal trafiği durmuştu.
Olay çözüldükten sonra da Mısırlı dostlarımız “Japonya zengin bir ülke,
bunlardan çok para isteyelim.” diye düşünerek bir milyar dolar istemişlerdi.
Yağmur mevsimi
başlayınca her ne kadar bu dert bitmiş gibi görünse de aslında hiçbir şey
bitmedi. Sıcak günler kapının arkasında bizi bekliyor. Dünya ısınıyor,
yangınlar büyüyor. Geçen seneden farklı olarak ne gibi önlemler aldık?
Bizim için 2021’in en
kötü günü 5 Temmuz’du. O günü hiç yaşamak istemiyorduk. Çok sıkıntılı günler
geçirdiğini bilsek de haberi bir türlü kabullenemiyorduk. Yirmi beş yıllık
dostumuz artık yoktu. Gülgün’ün aramızda olmayışına halen de alışamadık.
Her zaman derler ya,
“Acısıyla, tatlısıyla bir yılı daha geride bıraktık.” diye. Bu sene pek tatlı
göremedik. Zaten doktorum da kızıyor, o da ayrı bir konu. Umarım, önümüzdeki
yıllar bize daha mutlu bir Türkiye ve daha mutlu bir dünya getirir.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...