Her zaman belirttiğim
gibi; ben bu politik işlerden çok anlamıyorum. Zaten anlasam da, bu işleri
gayet güzel yazan insanlar varken, bir de benim yazmaya çalışmama hiç gerek
yok.
Reza amca, konusuna
getirilen en ilginç açıklamalardan bir tanesini, sevgili Tolga Tanış zaten yazmış.
Aşağıdaki bağlantıdan bu yazıyı okuyabilirsiniz. Bence, çok ilginç ve net bir
açıklama. Ayrıca, bu yazının bu olaylardan çok önce yazıldığını da belirtmek
isterim.
http://sosyal.hurriyet.com.tr/Yazar/Tolga-Tanis_322/Zarrablara-veda_29583333
Ben, olayın politik
yönünü bir kenara bırakıp, yaşananlara matematiksel olarak yaklaşmak istiyorum.http://sosyal.hurriyet.com.tr/Yazar/Tolga-Tanis_322/Zarrablara-veda_29583333
Basından okuduğumuz
kadarıyla, Reza amca, ailesi ile beraber, dünyanın en masum hislerini
taşıyarak, Florida’ya tatile gitmiş. Eğer ki, bu ihtimal doğruysa ve bizim amca
başına gelmesi muhtemel işleri hiç düşünmeden, South Beach’de eğlenmek için
Miami’ye gittiyse, dünyanın en saf insanıdır.
South Beach, uzaktan
baktığınız zaman güzel görünür ama dünyanın her çeşit insanının köşe kapmaca
oynadığı tehlikeli bir bölgedir. Bir yanda kumların sıcaklığı, diğer yanda da
otellerin, restoranların soğukluğu vardır. Dikkatli olmazsanız, yolculuğunuz
buzhanede de bitebilir, çok sıcak, kasvetli bir ortamda da.
Belki de bizim hayırsever
amca, “bize her yer Ankara” felsefesini çok iyi benimsediği ve de kendine çok
güvendiği için, kimsenin kendisine bir şey yapabileceğine inanmıyordu.Ortağı, ülkelerin bir tanesinde çok ciddi cezalara çarptırılmış biri; “Amerika, bu ambargo delme işlerine çok sinir oluyordu, Allah korusun bu ülkede başıma bir iş gelmesin” diye düşünmez mi? Bu kadar da göstere göstere Amerika’ya gidilir mi?
Ülkelerin ekonomisini
değiştirecek kadar, zeki ve sokak cini olan bir insan, nasıl olur da bu kadar
saf olabilir? Saflığın da bir sınırı var. O zaman hiçbir şey hissettirmeden,
pusuya yatıp, sinsi sinsi bugünü bekleyen Amerikalıları da ayrıca tebrik
etmemiz gerekiyor. Demek ki, böyle bir şey yapacaklarını hiç kimseye
hissettirmeden, sabırla beklediler.
Hadi diyelim ki Reza
amca bu ihtimali düşünemedi, etrafındaki ağabeyleri, amcaları, dayıları, akıl
verenleri de mi düşünemedi? Kanunlara ve kurallara uymayı bir yaşam şekli olarak benimsemiş bir insan olarak, geçen kış Amerika’ya gittiğimde; girişte sıkıntı çıkarır diye, sevgili kardeşime simit bile götüremedim. Amerika’ya girerken, yanınızda getirdiğiniz yiyecekler konusunda çok hassas davranıyorlar. Geçmişte bu konuda insanların yaşadıkları sıkıntıları da bildiğim için böyle bir riske girmek istemedim.
Ben, sorun çıkmasın diye simit götürmeye çekiniyorum, amca yıllarca ambargoları delmiş, hiçbir şey yokmuş gibi elini kolunu sallayarak tatile gidiyor. Kendine güvenmek güzel bir şey ama fazlası da insanı gerçeklerden uzaklaştırır.
Bir diğer ihtimal de,
bizim hayırsever amcanın bilerek ve büyük bir pazarlığın parçası olarak,
Amerika’ya gitmiş olma ihtimalidir. Aile ile beraber gitmek de, kamuflajın bir parçasıydı. Bu amcanın varlığını ve söyleyeceklerini
kullanarak, bazı çevreler, biz de dâhil olmak üzere bazı ülkeleri köşeye
sıkıştırmaya çalışabilirler. Önümüzdeki günlerde bu gibi konulardaki
gelişmeleri hep beraber takip edip göreceğiz.
Tolga Tanış’ın da
belirttiği gibi; işi bitenler yavaş yavaş tasfiye ediliyor. İran’ın normal
global ilişkilere dönmesiyle de, bizim amca ve benzerlerine artık ihtiyaç
kalmadı. Büyük pazarlıkların sonunda neler ortaya çıkacağını, önümüzdeki günlerde hep beraber
göreceğiz.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder