Yıllar boyunca başarılı hükümetlerimiz sayesinde her şeyi çok detaylı bir şekilde öğrendik.
Öğrenmediğimiz hiçbir şey
kalmadı. Bu konuda sizlere ne kadar teşekkür etsek azdır. Altmış yıldır bu ülkede
yaşıyorum ve muazzam bir eğitim aldım. Eğitilmekten anam ağladı.Doğar doğmaz, bu ülkede başkalarının hakkına tecavüz etmenin prim yaptığını öğrendim. İnsanlara ve kurallara saygı göstermemenin işe yaradığını öğrendim. Çalışkan ve dürüst olmak yerine yalakalık ve ilişkilerin seni çok daha uzaklara taşıyabileceğini öğrendim.
Ters yola girenin evine daha çabuk varabileceğini öğrendim. Trafikte araba kullanmak ile tarlada traktör kullanmak arasında çok da bir fark olmadığını öğrendim. Yollardaki şeritlerin neden çizildiğini birçoğumuzun bilmediğini öğrendim. Freni patlayan kamyonların, otobüslerin, beton mikserlerinin altında ölmenin kaderimiz olduğunu öğrendim.
Kapkara olmuş yüzlerin ekmek parası için toprağın derinliklerinde ölmelerinin, bu işin fıtratında var olduğunu öğrendim. Yapılan işlerde en önemli konunun para harcanmaması olduğunu öğrendim. 10 TL’lik bir alet almamak için on işçinin kolaylıkla ölüme yollanabileceğini öğrendim. Ölenlerin öleceğini, kalanlarla yola devam edileceğini öğrendim.
Din, mezhep ve ırkçılık gibi konuların, bizim gibi fakir ülkelerde yüzyıllardır nasıl kullanıldığını öğrendim. Dünyada en çok silah üretip satan beş ülkenin terörü lanetleyen ülkeler arasında ilk beş sırada olduğunu öğrendim. Doğu’da insanlar birbirini öldürdükçe Batı’daki insanların marka don giyebildiğini öğrendim.
İnsanlar açlıktan
ölürken dünyanın nimetlerinin çok büyük bir kısmının çok küçük bir azınlık
tarafından yenildiğini öğrendim. Şirketlerin krizlere karşı alabildiği en büyük
tedbirin çaycıları ve şoförleri işten çıkarmak olduğunu öğrendim.
Okulların
ticarethaneye, öğretmenlerin zorunlu pazarlamacıya dönüştüğü bir ortamda çocuğum okulu bitirip, iyi bir işe girip ayda 2.000 TL kazanabilsin diye bu
rakamın yüz mislini, bin mislini harcamam gerektiğini öğrendim.
Tatillerde paramla
rezil olmayı ve Avrupalının 10 TL’ye gittiği tesislere 100 TL vererek gitmeyi
öğrendim. Sabahın körüne saati kurup şezlong kapmayı, akşam yemeklerinde masa
kapmayı öğrendim. Tatilde bile olsam benim hayatımda eziyetin hiç
bitmeyeceğini öğrendim.
Yağ kuyruklarında
büyümeyi, kahve kuyruklarında olgunlaşmayı ve hayatımın son yıllarını halk ekmek kuyruklarında bitirmeyi öğrendim.
Allah’ın takdiri, dedim, depremle yaşamayı öğrendim. Malzemesi az olan binaların kabartma tozu
konmayan kekler gibi çöktüğünü öğrendim ama derdimi kimseye anlatamadım. Her
öğrendiğim şeyin her yerde konuşulamayacağını da öğrendim. Erken yaşlarda
olmasa da daha sonraki yıllarda doğru ve dürüst bir insan olmanın bu dünyada çok da bir işe yaramadığını öğrendim.Her zaman bu işin bir de öbür tarafı olduğunu düşünerek yaşamam gerektiğini öğrendim. Kul görmese de Allah’ın gördüğünü öğrendim. Yaptığım yardımlara, iyiliklere karşı bir sürü nankörlük ile karşılaşacağımı öğrendim.
Etrafımızda göğüs
kafesinin içi boş olan insanlar olduğunu öğrendim. Bazı dolu olanların da benimki ile aynı marka olmadığını öğrendim. Bu dünyada fabrika ayarları yalancılığa, oyun oynamaya, samimiyetsizliğe, kötülüğü ayarlanmış insanlar
olduğunu öğrendim.
"Kalp var mı yoksa yok mu?" demişken sağlık sigortan varsa yün donuna kadar MR’ını çekeceklerini ama yoksa
zaten yaşamaman gerektiğini öğrendim. Sokaklarda büyüyen çocukların, bizim
vitaminlerle büyüttüğümüz apartman çocuklarından çok daha sağlıklı olduklarını
öğrendim.
Bütün bunları ve çok
daha fazlasını öğrendim ve yoruldum artık. Yavaş yavaş öğrencilik yaşımın da
artık çok gerilerde kaldığını düşünürsek artık başka bir şey öğrenmesem mi acaba? Çok şey mi istiyorum?
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...