Günaydın dostlar…
Hayallerim çalındı.
Bir baktım bütün hayallerim gitmiş. Ufak tefek birkaç hayal dışında hepsini
götürmüşler. İşin komik tarafı; hayal depomu bir gecede boşaltmadılar. Yavaş yavaş hepsi gitti.
Şu anda hayallerimin nerede
olduğu ile ilgili hiçbir fikrim yok. Daha doğrusu fikrim var da bilgim yok. Bir
yerlerde görürseniz lütfen acilen bana haber verin. Belki son anda halen birkaç
tanesini kurtarabilirim.
En önemlisi de,
çocuklarımın benden daha iyi bir dünyada yaşaması gibi bir hayalim vardı.
Duyduğuma göre ortadan ilk kaybolan da bu hayalim olmuş. Görgü tanıklarının
ifadesine göre hırsızıyla gönüllü olarak gitmiş. Sevgili hayalim, bu adamın
hırsız olduğunu görüyorsun da ne diye kıçına takılıp gidiyorsun?
Hiç tanımadığım
çocuklar çeşitli sosyal platformlardan sürekli olarak bana özgeçmişlerini
yolluyorlar. “Çocuklar ben çoktan emekli oldum” dediğimde de, “Olsun sizin
çevreniz vardır, çok sıkıntılı durumdayız” diyorlar. Büyük bir gayretle ülkenin
en güzel üniversitelerini bitirmişler, okul biter bitmez de hayalleri çalınmış.
Bir yandan iş arayan, bir yandan da hayallerini arayan çocuklarımızın Allah
yardımcısı olsun.
Hayaller gitti,
küçücük umutlar kaldı. “Yine de biz iyi düşünelim iyi olsun” lafları çok arttı.
Çocuklar için düşündüğümüz hayaller gitti de kendim için düşündüklerim kaldı
mı? Ne yazık ki onlar da gitti.
Yıllarca çalıştık
emekli olduk, belki bir yerleri gezeriz diye birçok plan yapıyorduk. Bugünün
şartlarında bu planlar da yarım kaldı. Bu şartlarda Avrupa’ya filan gidebilmek
için ev kredisi kadar borç almak gerekiyor. Gezme planlarımız da değişecek.
Avrupa’yı, Amerika’yı, Uzak Doğu’yu unutun. Bizim gündemimizde artık Orta Asya
ve Orta Afrika var.
Her şeyin bir de artı
parametresi olduğunu da unutmamak lazım. Yurtdışına çok fazla gidemeyeceğimize
göre, güzel yurdumuzu daha detaylı gezme şansımız olacak. Mardin ve Urfa
planlarım halen geçerli. Bekir’in beni balıkçıya götürmesi planımda da bir
değişiklik yok. Takarız maskelerimizi, giyeriz yün donlarımızı gideriz.
Model trenciler bile
sıkıntıda. Birbirlerinin eski trenlerini, raylarını hayatta etmeyecek
fiyatlarla değiş tokuş yaparak günü kurtarmaya çalışıyorlar. Model trenciliğin
Türkiye’de bittiği, bu fiyatlarla artık Avrupa’dan bir şeyler almanın artık çok
da mümkün olmadığı konusunda herkes mutabık.
Yelpaze o kadar geniş
ki, tarımdan tutun da, hobilere kadar her türlü hayalimiz çalındı. Bizler
çocukken “Türkiye tarım konusunda kendi kendine yetebilen yedi ülkeden biridir”
derdik. Rahmetli babam bile “Yurtdışına satamazsak bile oturur yeriz” derdi.
Bizim çocuklarımız bunu söyleyebilecekler mi?
Futbol takımları,
sürekli olarak “Küçülmemiz gerekiyor” diyor ya, bizim de artık bugünün
koşullarında küçülmemiz, minicik hayaller kurmamız gerekiyor.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder