Günaydın dostlar…
Hepsi en yakın
akrabamız oldu. Günlerdir kalbimiz Rıza Bey Apartmanı’nda, Doğanlar
Apartmanı’nda, Barış Sitesi’nde ve diğer apartmanlarda atıyor. Minik Elif dün
sabah hepimize umut oldu. Onu kurtaran ağabeylerden bir tanesinin parmağını
sımsıkı tutmuş halini görüp de ağlamayan, gözleri dolmayan var mı?
Rıza Bey Apartmanı’nda
saatlerce İnci’ye destek olan UMKE personeli sevgili Edanur ablanın emekleri
nasıl ödenir? İnci’yi hiç bırakmadı. İyileştiğinde keman dinleme sözü bile aldı.
Çıktığında da, “İnci’yi almadan oradan çıkmayacaktım” dedi. Söylemesine gerek
bile yoktu, biz bunu zaten görebiliyorduk. Allah’a şükürler olsun ki sözünü
yerine getirebildi, İnci’yi almadan çıkmadı.
Günay’ı hiç yalnız
bırakmayan ağabey, sen de diğerleri gibi bir kahramansın. Enkaz altından
gönderdiği çekimleri hepimiz gördük. Günay’a ilk ulaşıldığı andaki minicik
açıklık, ekiplerin inanılmaz çalışması neticesinde bir umut tüneline dönüştü. O
ortamda çekimler yapan, mesajlar yollayabilen çok akıllı ve bilinçli bir çocuk
da kurtarma ekiplerimizin tarifsiz çalışmaları sonunda enkazdan çıkarıldı.
Mucizeler yaratan
kurtarma ekiplerinin bulduğu, “Ben kedi sesi çıkarayım siz içeri köpek yollayın
beni bulsun” diyen Buse’nin o konuşması hep kulaklarımda. Unutmak mümkün değil.
Kendini biraz topladığında da “Ben kurtuldum ama annem gitti “ dediğinde beni
bitirdi. Birçok mucizede üzüntüyü de, sevinci de yan yana yaşadık.
Barış Sitesi’nde bir
kediyi bulmak için iki defa üst katlara çıktılar ama bir türlü bulamadılar. “Bu
kadar işin arasında defalarca kedi peşine mi düşeceğiz?” hiç demediler. Bir
umut olsa bir kere daha da giderler.
Depremden yedi saat
sonra küçük Gizem de kurtarıldı. Çok hafif bir şekilde yaralanmıştı ama mutlu
olamıyordu. Köpeği Ares halen enkazın altındaydı. Enkazın başından ayrılmak
istemiyordu. Ağabeylerin, ablaların muhakkak köpeğini bulacaklarına çok
inanıyordu. Duaları kabul oldu, bizim kahraman ekipler Ares’i de kurtardılar.
Bütün bu hikâyeleri
kahraman arama kurtarma ekipleri sayesinde yaşadık. Hiçbirinin ismini bile
bilmiyoruz. AFAD deyip yürüyoruz. Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı
olduğunu kaçımız biliyoruz. İtiraf edeyim, UMKE’nin ne demek olduğunu ben de
bilmiyordum. Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi demekmiş. AKUT, Kızılay, itfaiye ekipleri,
sosyal toplum kuruluşları ve diğerleri hepsi inanılmaz çalıştılar. ,
“Hiç uyuyabildiniz
mi?” diye soruyorlar. “Böyle bir ortamda inanın bir gram uykum yok” diye cevap
veriyorlar. Gerçekten de öyle. Bazen canları pahasına bu enkazın içine girerek
gösterdikleri çabalar hiç unutulmayacak.
Büyük amcalardan bir
tanesi, arama kurtarma ekiplerinin sayısının arttırılacağından bahsetti. İyi
güzel de, varmak istediğimiz nokta bu değil ki. Bu insanlar birer kahraman ama
sürekli işi onlara bırakamayız. Ekiplerin sayısını değil, sağlam binaların
sayısını arttırsak daha iyi olmaz mı?
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder