Süleyman Şah
Türbesine yapılmış olan operasyon, son günlerde bir türlü gündemden düşmeyen iç
güvenlik yasa tasarısı konusunu ikinci plana atmak için tam da bu zamana denk
getirilmiş olabilir mi?
Tabi ki
olabilir ama ben böyle bir operasyonun daha önceden planlanmış olduğunu
düşünüyorum. En azından inşallah öyledir diyorum.
Bin bir
türlü tehlikeli unsurun cirit attığı topraklarda, hiçbir türlü insanın bize
bulaşmamış olması da ayrı bir konu. Uçan kuşa saldıran örgütlerin bize
saldırmaması büyük bir şans. Operasyon, bu grupların bilgisi ve onayı ile
yapılmış bir değiş tokuş operasyonu olabilir mi? Tabi ki olabilir. Bu tip ihtimalleri yarın sabaha kadar sıralayabiliriz. Bütün bu ihtimallerin veya aklımıza bile getiremeyeceğimiz ihtimallerin ışığı altında bile ben yapılan işin doğru bir iş olduğunu düşünüyorum.
Toprak kaybı, itibar kaybı, gibi konuların hepsinin farkındayım, yaşananları bir askeri başarı olarak nitelendirmek te çok zor ama gerçekçi olmamızda da yarar var. Arkadaşlar, bu türbenin bulunduğu yer İsviçre’de ki Leman Gölü’nün kıyısı değil. Dünyanın en acımasız örgütlerinin cirit attığı, hiçbir devlet otoritesinin olmadığı, derdini anlatacak adam bile bulamayacağın, Suriye’de ki bir toprak parçası.
Dört tarafı kuşatılmış, orada bulunan askerlerin her an ölüm ile burun buruna yaşadığı bir toprak parçası. Neymiş efendim, biz müdahale edermişiz. Edersin ama senin müdahalen seni korkunç bir bataklığın içine çekmekten başka bir işe yaramaz. Oradaki 40-50 askeri de kurtaramazsın.
Tarihsel
değerler, manevi değerler hepsi tamam ama bu toprak, bulunduğu yer itibarı ile
her zaman Türkiye’ye sorun yaratabilecek bir mevkidedir. Suriye’de ki
sorunların daha çok uzun yıllar bitmeyeceğini de düşündüğümüz zaman, her ne
maksatla yapılırsa yapılsın, ister danışıklı döğüş olsun, ister olmasın operasyonun
haklı nedenleri vardır.
Yeni
belirlenen, Türkiye topraklarına 200 metre mesafedeki alan bu günler için daha
iyi bir alternatif olabilir. İleride bir gün Suriye’de hayat normale dönerse,
durum yeniden gözden geçirilir. Ayrıca unutmamak gerekir ki, bu türbe daha önce
de taşınmış. Şu anda bulunduğu yerde orijinal yeri değildi.
Emin’in
naçizane görüşü (her ne nedenle yapılırsa yapılmış olursa olsun veya
zamanlaması manidar olsun veya olmasın), her ne kadar yaşananlarda içimizi
sıkan bir his olsa da, bu operasyonun bu aşamada gerekli bir gelişme olduğu
yönündedir. Bu konuda huzursuz ve mutsuzuz ama yenildik, kaçtık edebiyatı
yapmamıza da gerek yok. Orada ölecek askerlerin ve onları korumaya giderken
ölecek askerlerin vebalini kimse taşıyamazdı.Sınırlarımıza yapılacak bir saldırıda vatanı korurken ölmekle, dünyanın en tehlikeli topraklarının ortasında, dört tarafı kuşatılmış yaşarken ölmek aynı şey değil. Türkiye’den 50 km uzakta korunması çok zor bir alanı 40-50 tane askerin savunması imkânsız.
Bugüne kadar
oraya kimsenin saldırmamış veya saldıramamış olmasına şükredip, bu tip konuları
politika malzemesi yapmaktan vazgeçelim. Askerler ölseydi, bu seferde, aylardır
neden boşaltmadınız derdik…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder