Sabah sabah
televizyonda gördüğüm bir konu, içimdeki dedikodu hücrelerini harekete geçirdi.
Bu sabahki konumuz Tolga Zengin.
Tanımayanlar
için hemen belirteyim, Tolga zengin yıllarca Trabzonspor’da kalecilik yapmış,
daha sonra Beşiktaş’a transfer olmuş, milli takımın da kalesini korumuş olan,
Türkiye’nin en meşhur kalecilerinden bir tanesi. Hemen belirteyim çok temiz,
mert ve de iyi bir çocuk.
Futbolcu
olduğu için, zengin olduğu için onunda diğerleri gibi bir Ferrari merakı var.
Çok yüksek bedellerle Ferrari alıp, İstanbul sokaklarında dolaşan
arkadaşlarımızdan bir tanesi de Tolga’dır.Çocuk çalışıyor kazanıyor, herkes gibi istediğini almak onun da hakkı. Bu kulüpler, bu arkadaşlara bu paraları ödediği sürece; ister Ferrari’ye biner, ister Apolla’ya. Kimsenin karışma hakkı yok. Buraya kadar hiçbir sorun yok. İnşallah daha güzellerine de binsin.
Peki, sorun
nerede? Dedikodu yapacağız dedim ya, sabırlı olun anlatacağım. Sevgili Tolga,
restorandan çıkmış arabasına biniyor, doğal olarak ta gazeteciler resimlerini
çekiyor. O da “Çekmeyin mahcup oluyorum, utanıyorum.” gibi bir şeyler söylüyor.
Bu aşmada
hemen şunu da belirteyim, Tolga’nın Ferrari kullanıyor olmasının kesinlikle bir
haber değeri vardır. Hem kendisi Türkiye’nin en meşhur kalecilerinden biri, hem
de Türkiye’de sokakta Ferrari ile dolaşan kaç kişi var.Parasını vermiş almış olduğu halde neden bu durumdan rahatsız oluyor. Rahatsızlığının nedeni, insanların zar zor geçindiği bir ülkede bu kadar pahalı bir arabaya biniyor olmak. Kendi mütevazi, mert Anadolu çocuğu yapısı ile bu arabayı örtüştüremiyor. Arabayı seviyor ama içinde de bir burukluk var. Bu durumun medyada haber olmasını istemiyor.
Yazımın başında da belirttiğim gibi bu araba ona anasının ak sütü gibi helaldir. Parası varsa, isterse 3 trilyonluk arabaya da biner ama yaptığı şeyi de yüreğinde taşıyor olabilmesi gerekiyor. Yüreğin bu arabanın ağırlığını taşıyamayacaksa, o zaman almayacaksın kardeşim.
Ben kendi
adıma, ne kadar param olursa olsun böyle bir araba almam. Bu ülkedeki sosyolojik
durumun, yolların, trafiğin ve daha birçok parametrenin böyle bir araba
kullanmak için uygun olmadığını düşünüyorum.
Her zaman
söylediğim bir laf vardır. Yüreğinde ağırlığını taşıyamayacağın bir işi
yapmayacaksın. Bunu daha net ve güzel bir şekilde anlatan bir atasözümüz de var
ama şimdi sabah sabah paylaşmak istemiyorum.
Sağlıklı
kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder