“Bu toprakların her
bir karışı kanla sulanmıştır.” diyorlar ya gerçekten de kanla sulanmış. Gelibolu
Yarımadası'nda dolaşırken çok garip hislerin içinde kaybolup gidiyorsunuz. Bu
kadar büyük bir emanetin altında ezilip kendinizi lüzumsuz hissediyorsunuz.
“Bugün insanların
oturduğu çay bahçesinin altında acaba kaç Anadolu çocuğu yatıyordur?" Bu tip
sorular bütün gün kafamda dolaştı durdu. O kahramanların aç, susuz savaştığı bu
topraklarda bizler bugün rahat rahat dolaşabiliyorsak onların gözlerini
kırpmadan canlarını vermesi sayesindedir.
Onlar, savaşa değil,
ölmeye gitti.Bu topraklarda Anadolu bir neslini kaybetti ama sadece bizim çocukları düşünmeyelim. Neden orada olduğunu bile bilmeyen yüzbinlerce yabancı çocuk da o Yarımada'da yatıyor. Birçok abide ve şehitlik var ama ben çok iyi biliyorum ki o toprakların her bir metrekaresi ayrı bir şehitlik. Dikilen abideler sembolik ama canını veren çocuklar çok gerçek.
Tarih kitaplarının böyle yazmadığını bilmekle beraber, benim kitabımda Kurtuluş Savaşı Çanakkale’de başlar. Ben Çanakkale Geçilmez Destanı'nı kaybedilmiş bir dünya savaşının parçası olarak değil, bir milletin özgürlüğe, cumhuriyete yürüyüşünün başlangıcı olarak görüyorum.
Sizce ulu önder
Atatürk, Anafartalar Destanı'nı yazarken günün birinde cumhuriyeti kurmayı
düşünüyor muydu? Bence aklında hep vardı. Bu kadar büyük vizyonu olan ve
ileriyi görebilen bir insan her şeyi sonuna kadar gözünün önüne
getirebiliyordur.
Kırk beş yıl kadar önce
Gelibolu Yarımadası'na gitmiştim ama aklımda hiçbir şey kalmamış. Bu kadar yıl
boyunca tekrar gitmemiş olmak da benim ayıbımdır. Yarımada genellikle iyi
korunmuş, çok güzel yeşil alanlar da var ama ilçe merkezlerinin iğrenç beton
görüntüleri ne yazık ki orada da mevcut. Benim gözümde bütün Gelibolu Yarımadası bir şehitliktir, müzedir. Hiçbir şeyi birbirinden ayıramazsınız. Gereksiz kampları ve otel bozuntusu şeyleri oralara kurduranlara da yazıklar olsun. O topraklarda, milyonlarca insan canını verdi. Biz de onların aziz hatıralarına yakışır biçimde saklamayı başarabilmeliyiz diye düşünüyorum. Her bir karışı özenle korunmalı. İnsanların aç, susuz savaşıp öldüğü topraklarda tost yemeden birkaç saat yaşayabiliriz diye düşünüyorum.
Gelibolu sadece bir örnektir. Destanların yazıldığı ve insanı duygulandıran, borçlu hissettiren çok hüzünlü bir örnektir. Bu ülkenin her yanı ayrı ayrı kahramanlık öyküleriyle doludur. Bir tepeyi düşmana vermemek için Afyon Dağları'nda tamamı şehit olan askeri birliklerin kahramanlıkları da bu konuda sayabileceğimiz binlerce örnekten bir tanesidir.
Benim için Çanakkale,
Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet; bölünmez bir bütünün parçalarıdır. Tarihçiler
nasıl sıralarsa sıralasın, ben bu üç parçayı ne kalbimde ne de beynimde bir
birinden ayıramam.
Ben; bu ülkeye, bu
cumhuriyete sahip çıkmazsam başta Atam olmak üzere bize bu emaneti bırakan
şehitlerimizin yüzüne bakamam.
Hiç kimse boşuna
heveslenmesin; Çanakkale içerden de geçilmez, dışardan da geçilmez.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...