Cumhuriyet
döneminin gördüğü en büyük terör saldırısının ardından, en büyük amcalarımızdan
bir tanesi “Biz elimizden geleni yaptık.” diye bir yorum yaptı. Sıhhiye
Meydanı’na çıkan çok fazla yol olduğundan ve de bu yolların hepsinde birden
güvenlik tedbiri almanın çok zor olduğundan söz etti.
Hemen
belirteyim; kesinlikle katılmıyorum.Mitingin Sıhhiye Meydanı’nda planlandığı doğru olmakla beraber, insanların trenlerle, otobüslerle gelip; Ankara Garı önünde toplanacağı da önceden biliniyordu. Böyle bir alan ikinci bir miting alanı gibi düşünülebilirdi. “Terörü bir yere kadar önleyebilirsin” cümlesi kısmen doğru olmakla beraber, yapılabilecekler hiç yapılmasın anlamına gelmemeli.
Devletimizin en önemli görevlerinden biri vatandaşlarını korumaktır. “Ben tek bir alanı güvenlik altına aldım, yollarda veya bu alana gelene kadar toplanacakları diğer meydanlarda neler olduğundan sorumlu olamam” çıkışı ile bu işi izah edemeyiz. Terör örgütleri tren garının önünde toplanılacağını biliyorsa, eminim devletimiz de biliyordur.
Tabi ki her
sokağa kontrol noktaları kuramayız ama güvenlik işini daha geniş
düşünebilirdik. Bu mitingde iki tane önemli alan var. Biri Sıhhiye Meydanı,
diğeri de ilk aşamada toplanacakları Ankara Garı’nın önündeki meydan. Bu iki
meydanda birden güvenlik tedbirleri almak, kontrol noktaları oluşturmak bu
kadar mı zordu? Her gün meydanlarda dünyanın en büyük ülkelerinden biri
olduğunu haykırdığımız Türkiye’nin iki ayrı meydanda güvenlik tedbiri
alabilecek kapasitesi yok muydu?
İnsanın
aklına iki ihtimal geliyor. Birinci ihtimal çok ciddi bir güvenlik zafiyeti
olduğu, ikinci ihtimal de mitinge gelen çevrelerin kendine yakın çevreler
olmamasından dolayı hükümetimizin ve valiliğimizin işi çok sıkı tutmamış
olması. Ben üçüncü bir ihtimal düşünemiyorum, düşünebilen varsa bizimle de
paylaşsın.
Gerçekten de
bizim devletimiz güçlü bir devlettir. Ciddi bir çalışma yapılsa, orada kuş
uçurtulmazdı ama nedeni her neyse böyle bir çalışma içine girilmedi. Birkaç yıl önce 1 Mayıs’a 2-3 gün kala Taksim meydanına ulaşan yolların nasıl demir ağlarla örüldüğünü kendi gözlerimle görmüştüm. Her yolda 4-5 ayrı set vardı. Günlerce çalışan devletimiz Taksim’e kedi bile çıkartmadı. Hal böyleyken, terör bugünlerde hayatımızın her aşamasına girmişken; nasıl olur da 10000’lerce insanın toplanacağı bilinen bir alanda hiçbir güvenlik tedbiri alınmaz.
Taksim’e
çıkmayı önlemek için bariyerlerini Zap Suyu’ndan kurmaya başlayan polisimiz,
neden Ankara’nın göbeğindeki bir meydana girişi kontrol etmek için bariyerler kurup,
kontrol noktaları oluşturamaz. İnsanlar Taksim’e çıkmak için şehirlerinden yola
çıktıklarında daha 100 metre gitmeden durduruluyorlar. Taksim için önleme
çalışmaları Harran Ovası’ndan başlıyor.
Ben elimin
hamuruyla polise akıl öğretecek değilim ama böyle yoğun bir kalabalığın
toplanacağı bilinen bir günde daha fazla tedbir alınmalıydı. Tren istasyonu
gibi, otobüs terminali gibi noktalarda güvenlik önlemleri ciddi bir şekilde
arttırılmalıydı.Her zaman söylediğim gibi ben Münih’e sık giden, gittiğim zaman da tren istasyonunda vakit geçirmeyi seven bir insanım. Bir gün yine oturmuş kahvemi içip trenlere bakarken etrafta çok sayıda polis olduğunu gördüm. Kahvede çalışan kıza ne olduğunu sorduğum da, “Bugün Bayern Münih’in maçı var da ondan” diye cevap vermişti. Aynen öyle. Bir tek stat çevresinde önlem almakla bu iş olmaz. Böyle bir maç gününde taraftar yoğunlaşmalarının nerelerde olacağını düşünüp, oralarda da önlem almak gerekiyor.
Sabahın erken saatlerinde henüz insanlar oraya gelmemişken tren garının önündeki meydanın alan güvenliği sağlanıp, insanlar meydana kontrollü bir şekilde alınmış olsaydı; böyle bir saldırının gerçekleşmesi çok zor olurdu.
Terör bu
yıllarda insanoğlunun başındaki en büyük belalardan biridir. Masum insanlar
sürekli olarak bir yerlerde terör saldırılarına kurban gidiyorlar. Güvenlik
güçlerimiz de sürekli olarak hayatlarını kaybediyorlar ve bizim hepsine hiçbir
zaman ödeyemeyeceğimiz kadar borcumuz var. Gece karanlığında, olmadık
arazilerde, zor şartlarda hırsızıyla, uğursuzuyla uğraşıp bizim akşam
evlerimizde rahat uyumamızı sağlıyorlar.
Minnetimiz
sonsuz ama bu saldırının özelinde elimizden gelen her şeyi yaptığımıza
inanmıyorum. Bu kadar hassas ve tehlikeli günlerden geçerken çok daha fazlası
yapılmalıydı. Sevgili dostlar, bu miting için insanların kalabalık bir şekilde
toplanacağı iki ana meydan vardı; üçüncü bir meydan yok. Her 1 Mayıs günü çok
başarılı bir şekilde “Taksim geçilmez” direnişi yapan güvenlik güçlerimiz,
Ankara’da da çok daha iyi tedbirler alabilirlerdi.
Terör
yapmanın çok fazla yolu olduğu gibi, terörü önlemenin de çok fazla yolu var.
Rahmetli
Levent Kırca’nın da söylediği gibi, akıllı kalın, sabırlı kalın, sağlıklı
kalın, mutlu kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder