Dün sabahki
yazımda Ankara’da yaşanan trajik katliam ile ilgili olarak, güvenlik güçlerinin
yeteri kadar önlem almadığını düşündüğümü belirtmiştim. Bu kadar kritik
günlerden geçerken çok daha fazlası yapılmalıydı.
Arkadaşlar,
ülkenin başında bin türlü belanın olduğu günlerden geçiyoruz. İçeriden veya
dışarıdan gelecek çok çeşitli tehlike ile karşı karşıya kalabiliriz.
Vatandaşlarını korumak devletin en önemli görevlerinden biridir. Bu çok net ve konuda
kimsenin bir söyleyeceği olamaz ama bizlerin de akıllı ve uyanık olması gereken
bir dönemden geçiyoruz.Her ne yaşanırsa yaşansın, korkup eve kapanarak terör örgütlerinin amaçlarına hizmet edemeyiz. Günlük yaşamımıza devam edeceğiz ve daha dikkatli olacağız. Terörün beslendiği ortamlarda hepimizin daha dikkatli olması gerekiyor.
Futbol stadyumları, spor salonları, toplantı ve miting alanları, toplu taşıma istasyonları, okul çevreleri gibi alanlar herkesin ekstra bir dikkatle etrafına bakması gereken alanlardır. Bu gibi ortamlarda dikkatli olmak her zaman için gerekli olmakla beraber, savaş coğrafyasında önemleri 10 kat daha fazlalaşır.
Dikkatli olacağız da ne yapacağız? Şüpheli hareketlere, şüpheli paketlere, şüpheli insanlara karşı daha dikkatli olup gerektiğinde bu tip durumları güvenlik güçlerine bildireceğiz. Önemli bir seçim süreci adım adım yaklaşıyor. Seçim gününe kadar bu tip saldırılara karşı daha da duyarlı olmamız gerekiyor. Böyle bir ortam da seçim mitingleri yapılmasının da çok fazla bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Herkes ne söyleyecekse, zaten 3 ay önce söyledi.
6-7 aydır meclisi tatilde olan bir ülkede, kimsenin yeni bir söyleyecek şeyi olabileceğine inanmıyorum. Burnumuzun dibinde neredeyse 3. Dünya savaşı başlayacak ama bizim meclisimiz aylardır kapalı.
Bu kadar
kargaşanın olduğu tehlikeli bir ortamda her şeyi güvenlik güçlerinden
bekleyemeyiz. Biz de mümkün olduğu kadar dikkatli olup onlara yardımcı olmaya
çalışmalıyız. Hepimiz ekstra güvenlik riski yaratabilecek hareketlerden uzak
durmalıyız. Günlük hayatımızı terör korkusuyla erteleyemeyiz ama ekstra
aktivitelerimiz konusunda çok daha hassas olabiliriz.
Ben kimseye
“Alışveriş merkezine gitmeyin” demem ama “Gittiğinizde etrafınızdan daha fazla
haberdar olun” derim. Yapacağımız iş yaşamımızı kısıtlamak değil, daha dikkatli
olmaktır.İnşallah bu ülke bir daha böyle bir saldırıyla karşı karşıya kalmaz ama çok kötü günlerden geçtiğimiz gerçeğini de unutmayalım. Terör örgütlerinin köşe kapmaca oynadığı bir coğrafyada yaşadığımızı da unutmayalım. Bu noktada birbirlerine düşman olan iki örgüt, 50 km ötede ortak bir düşmana karşı savaşabiliyorlar.
Her zaman söylerim, “İyi el geldiği zaman anneannem de iyi oynar, önemli olan gelen elin en iyisini oynayabilmek”. Bizlere de şu anda dağıtılan elde acı var, kan var, gözyaşı var, ölüm var. Güneşli eller gelene kadar bu eli en iyi şekilde oynamamız gerekiyor.
Arkadaşlar,
bizler cesur bir milletin torunlarıyız. Bizi korkutabilmek kolay bir iş değil
ama korkmakla dikkatli olmak arasındaki farkı ayırt edebiliyor olmamız lazım.
Adana’da polisin kordon altına aldığı bölgedeki şüpheli paketi alıp yerden yere
vurmak, çok da akıllı bir davranış değil. Zaman, kahramanlık yapmaya çalışma
zamanı değil.
Her şeyin
bir sonu olduğu gibi, bir gün bu dönemim de sonu gelecek. Karanlık bulutlar
muhakkak gidecek ve bir gün yine güneşli bir sabahla uyanacağız.
Sağlıklı
kalın, mutlu kalın, en önemlisi bugünlerde uyanık kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder