Günaydın Dostlar,
Rahmetli babam “Yapmak
zorunda mısın?” diye sorardı, “Hayır, değilim.” Dediğimizde de “Yapma o zaman.”
derdi.
Hayat pahalılığı
hepimizi etkiledi. Çok zorlansak da yaşamımıza devam etmek için gerekli olan
şeyleri bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. Fiyatlar ne kadar pahalanırsa
pahalansın hepimiz ekmek peynir almaya devam ediyoruz.
Yıllar önce arz talep
denilen bir ekonomik model ortaya atılmış. Ne diyor bu model? Hem söylenir hem
de gitmeye devam edersen fiyat 650 TL de olur, 950 TL de.
Sosyal medya, yapılması çok da şart olmayan şeylerle ilgili şikâyet paylaşımlarıyla dolu. Bir restoran diğerlerine göre çok abartılı bir şekilde pahalı mı? Gitme o zaman. Demek ki o senin restoranın değil. O tip restoranlara gidip çok büyük paralar ödemek isteyen insanlar da var, bırak onlar gitsin.
“Kapadokya’da yabancılar balonlara biniyor, Türkler seyrediyor.” şeklinde bir haber gördüm. Bu doğruysa bırak yabancılar binsin. Benim balona binmem hiç de şart değil. Ucuz da olsa biner miyim onu da bilemedim.
Bodrum’daki yüksek
fiyatlı lahmacun ve ayran haberlerinden bıktık usandık. Bayramın da gelmesiyle
beraber bu tip haberlerde bir patlama yaşandı. Rastgele bir yere girip piyango
gibi hesap beklenilmeyeceğini ben bile öğrendim. Bu tip turistik yerlerde
baştan fiyat sormadan hiçbir yere girmiyorum. Ayrıca, bu durum sadece bizim
ülkemiz için geçerli değil, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki turistik bölgelerin
birçoğu da aynı durumda. Kumsalda bir şezlong için 500 TL istiyorlar. Gitme
kardeşim.
Neden bu haberleri hep turistik yerlerle ilgili olarak okuyoruz? Oradaki müşteri para harcamaya daha yatkın da ondan. Bir diğer nedeni de çoğunun birkaç gün sonra gidecek olması. Turistik olmayan bir kasabada bunu yapsan bir hafta sonra kimse gitmez.
Ayrıca bu dediklerim
sadece bu bölgeler için geçerli değil. İstanbul’da da aynı yaklaşımı
sergilerim. Bilmeden gittim ve beklenenin çok üzerinde bir fiyat geldi. Bir
daha hayatta gitmem. Hemen şunu da belirteyim bunun tutumlulukla bir alakası
yok. Sadece salak yerine konmak istemiyorum. Fiyatlar zaten çok pahalı, bir de izah edilemez boyutlara ulaştıkları zaman mantıksız oluyor.
Bir diğer haber de İstanbul Havalimanı’ndaki aşırı yüksek fiyatlarla ilgiliydi. Bu hepimizi ilgilendiren bir konu. Havaalanları dünyanın her yerinde sokak fiyatlarına göre daha pahalıdır ama astronomik boyutlara gelmemeli. Saatlerce terminalde uçak bekliyorsunuz ama bir şeyler yiyip içemiyorsunuz. Döviz bazlı yüksek kira fiyatlarının bu şekilde yolculara yansıtılmasını doğru bulmuyorum. Bu, “gitme” diyebileceğimiz bir durum değil.
Yapmamız gereken ve
yapılması şart olmayan şeyleri çok iyi süzebilmemiz gerekiyor. Üzerimizde
yeteri kadar yük varken bir de yapılması hiç de gerekli olmayan yükler
yaratmayalım. Ne demişler? Bir kere seni kazıklarlarsa kabahat onlarındır, iki
kere kazıklarlarsa kabahat senindir.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...
Biz millet olarak söylenmeye fazla eğimli olduğumuzdanmıdır nedir, hem inatla yapmaya devam eder, hem de inatla söyleniriz. Hamur bu.
YanıtlaSil🙏🙏🙏
Sil👏👏👏
YanıtlaSilÇok tşk sana 🙏🙏🙏
Sil