24 Şubat 2014 Pazartesi

Biz Avrupalı Olduk

Günaydın Dostlar,

“Avrupalı gibi olmak”, bu topraklarda birçok insan için büyük bir özlemdir. "Avrupalılık" bizim için zenginliği, rahatlığı, ileri gitmişliği temsil eder. Biz de onlar gibi yaşamak, biz de Prada, Zegna giymek, biz de Alp Dağları’nda kayak yapmak, biz de hızlı trenlerle seyahat etmek isteriz. Bizle hiçbir alakası olmadığı halde Bayern Münih’i, Barcelona’yı, Manchester United’ı filan destekleriz. Anlamadığımız halde İngilizce, Fransızca, İtalyanca şarkılar dinleriz. Almanların veya Fransızların Türkçe şarkı dinlediğini düşünebiliyor musunuz?
 
Güzel ülkemizde kendini Avrupa’nın ortasında yaşıyor zanneden küçük bir zümre bile vardır. İyi güzel de Avrupa’nın ortasında yaşayanlar bile Avrupalı olamamışken Avrupa ile Asya’nın nikâh memuru (Perin Evrankaya'dan alıntı) olan İstanbul’da yaşayanlar nasıl olacaklar?
Evet, biz artık Avrupalı olduk. Avrupalı olmak tam olarak ne demek bilmiyorum ama bizim Avrupalı oluşumuzla Avrupalının Avrupalı oluşu arasında dağlar kadar fark olduğu da kesin.

Her işimizde olduğu gibi bizim Avrupalı oluşumuz da işin ambalajında. Ambalaj tamam da içerisindeki ürün Avrupalı değil.

Birçoğumuz; Mercedes, BMW kullanınca, dünyanın en çok cep telefonunda konuşan ülkelerinden biri olunca, apartmanın sekizinci katında köpek besleyince, sosyal medya katılımında dünyanın en ileri ülkelerinden bir olunca hemen Avrupalı olduk zannediyoruz.

Avrupalı olmak; bir günlük, bir hareketlik veya bir düşünceye sığacak bir davranış değildir. “Avrupalı” diye sözü edilen şey bir yaşam tarzıdır, bir anlayıştır, bir kültürdür ve bir tarihtir. Başkalarının hakkına saygıya ve hukukun üstünlüğüne gerçekten inanmak ve bu şekilde yaşamaktır. Bu coğrafyada çok iyi iş yapan ve yapanın yanına kar kalan, “başkalarının hakkına tecavüz etme” durumunu aklına bile getirmemektir. Bile bile ters yola girmemek, kırmızı ışıkta geçmemek, sokak ortasında park etmemek, kaldırımlara çıkmamaktır. Kaldırımlara park edilmesin diye bir kale yapılacak kadar beton harcayan başka bir ülke yoktur herhalde.

Deniliyor ki “Avrupalının, Amerikalının köpeği var, bizim neden olmasın?”. Bence de olsun ama bir fark var ki onların köpekleri bulduğu her yere yapmıyor. Yaptığı zaman da arkasından temizliyorlar. Geçen gün sabah yürüyüşünde, ağacın yanında o kadar büyük bir tane gördüm ki neredeyse takılıp kafamı kıracaktım. Çok nadir de olsa son zamanlarda köpeğinin arkasından temizleyenleri de görmüyor değilim. Belki halen bizim için de bir umut vardır.
Okumak, araştırmak, işin doğrusunu öğrenmek gibi konular, bizim hiç sevmediğimiz konulardır. Hele okumaktan nefret ederiz. Bizimki oturmuş etrafına bakarken Avrupalı okur. Okur da okur, hiç boş kalmaz, ne bulursa okur. O kendi derdinde, kendini geliştirmeye uğraşırken, bizimki başkalarının derdindedir. Allah korusun bir şey kaçırır sonra. Bildiğimizle değil, duyduğumuzla yorum yapmaya bayılırız.
Avrupalı, “Allah kerim, bir yolu bulunur.” demez. Ayağını yorganına göre uzatmayı bilir. Açıktan bir yerlerden para gelmeyeceğini de iyi bilir. Zaten böyle bir beklentisi de yoktur.

Bu sabah İstanbul’da hava zaten Avrupalı olmuş. Aslında düşünüyorum da, hiçbir yerli olmamıza gerek yok. Toplumun saygı ve sevgi kurallarına uyalım, başkalarının haklarına tecavüz etmeyelim, aklımız hep kötüye çalışmasın, dürüst olalım, iyi niyetli olalım, çalışkan olalım; bu dünyada bizden iyisi olmaz. Avrupalı da bizi örnek alsın.

Şimdi bir Giresunlu, Ankaralı, İstanbullu olarak Emin yürüyüşe gidiyor. Bu sabahki Avrupa havasına yakından bir baksın…
Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

 

2 yorum:

  1. Yazılarının devamını sabırsızlıkla bekliyorum.

    YanıtlaSil
  2. "Başkalarının hakkına saygıya ve hukukun üstünlüğüne gerçekten inanmak ve bu şekilde yaşamaktır." Avrupalı yı böyle tanımlamışsınız. Başkaları dediğinizin içine Avrupanın sırf iyi niyetten karşılıksız yardımlar yaptığı, sırf onların topraklarını düşmanlarından korumak için karşılıksız ordusunu gönderip barış getirdiği, içindeki isyancı, terörist insanları yok edip toplumlarını huzur içinde yaşattığı, madenlerini ve doğal kaynaklarını kendileri değerlendiremedikleri için yardımcı olmak niyetiyle bir ağabeylik yapıp yardımcı olduğu Afrikalı, Hindistanlı, Asyalı ve diğer Batı Avrupa dışı milletleri de katıyor muyuz?

    YanıtlaSil