Diego Ribas.
Geçen sene
Fenerbahçe’nin yapmış olduğu tek transfer. Bu transfer yapılırken de aynen şu
şekilde pazarlanmıştı; “Alex’in koşanını alıyoruz”. Bu cümle ne anlama geliyor?
Diego amca, Alex’in yaptığı her işi yapacak, üstüne bir de ondan daha fazla
koşacak.
Biz de, “Vay anasına”
demiştik.
Hemen belirteyim;
söyledikleri yalan değil, sadece birazcık eksik. Gerçekten de adam Alex’ten
daha fazla koşuyor. Hatta genelde de takımın en çok koşanı oluyor. Unuttukları
bir diğer konu da, Diego’nun Alex’ten çok daha fazla defansa yardım ediyor
olması.
Hatta bazı insanlar,
“Alex’ten daha yakışıklı” diyorlar ama işin o kısmını bilemeyeceğim. O konuyu
sizlerin takdirine bırakıyorum.
Bu mudur işin özeti?
Tabi ki değil. Diğer eksiklerimiz de var.
En başta adam Alex’in
gol atamayanı. Son vuruş becerisi hiç yok. 2 yıldır burada, 2 tane gol attı. Bu
konuda bu amcayı Alex’le mukayese etmek, Alex’e yapılmış en büyük hakaret olur.Bir diğer özelliği de araya pas atamayışı. Bu konuda da kabiliyeti hiç yok. 10 numaralı formayı giyen bir adamda olması gereken en büyük özellik, diğer oyuncuları gol pozisyonlarına sokacak paslar atıyor olabilmesidir. Alex, gol paslarını öyle güzel atardı ki, topla buluşan oyuncu tek adımda gol pozisyonuna girerdi. Bırakın gollük pas atmayı, bu amca hiçbir türlü pas atamıyor.
Futbol sadece fiziksel
bir oyun değil. Oyunu okuyabilmek de çok önemli bir konu. Oyun içinde doğru
zamanda, doğru yere koşabilme konusunun doğuştan gelen bir yetenek olduğuna
inanıyorum. Bu konuda da Alex ile bizim Diego amca arasında dağlar kadar fark
var. Bu amcayı hiçbir zaman doğru yerde göremiyoruz. Genelde düğümlerin içine
girerek yok olup gidiyor.
Her temasta yere
düşmesi de ayrı bir konu. Ya yere sağlam basamıyor, ya da zaten düşmeye yatkın
bir yapısı var. Güzel kardeşim, biraz ayakta kalmayı dene. Yerlere yatarak
futbol oynamak çok zor oluyor.
Bizim ligimiz sert bir
ligmiş ve Diego’ya çok fazla faul yapılıyormuş. Adamın neden oynayamadığına
dair yapılan en komik yorum da bu olsa gerek. Sanki Alex centilmenler liginde
oynuyordu.Listemiz çok uzun. Amcanın şut çekme becerisi de yok. Ne zaman kaleye bir şut çekse, top Yoğurtçu Parkı’na gidiyor. 2 yıl oldu, henüz kalenin yakınından giden bir şutunu görmedik.
Yalan değil, adam
Alex’in koşanı ama aynı zamanda Alex’in birçok başka işi yapamayanı. Transfer
zamanı nedense bu ikinci cümle arada kaynamış gitmiş.
Alex’i pek ortalarda
görmezdik. Bir gece hayatı filan yoktu, bunu da pek görmüyoruz. Böyle bir ortak
yanları daha var. Ne yapayım, amca Alex’e hiç benzemeyince, ben de ortak bir
şeyler bulmaya çalışıyorum…
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder