Bizde yapsan
kıyametler kopar ama Amerikalı yapmış.
Şu anda İstanbul
uyuyor. Birazdan herkes uyanacak ve düğüm olmuş trafikte işine gitmeye
çalışacak. İstanbul’un trafik gerçeği ortada ama yapımız da ortada. Her sabah bu
eziyeti çekeriz ama 10 dakika erken yola çıkmayız. Ben olsam bu eziyeti bir
sabah çekerim, ikinci sabah daha erken bir saatte yola çıkarım.“Nasıl olsa acelem yok, işe gidiyorum” ruh hali, insanların her sabah bu eziyeti çekip trafiğin iyice içinden çıkılmaz bir hal almasına neden oluyor.
Amerikalı ne yapmış? Son derece kapitalist bir çalışma yaparak, yollara giriş çıkış fiyatlarını saatlere göre belirlemiş. Nasıl mı? Hemen anlatayım.
Örnek olarak: Adam diyor ki, “E-5 karayoluna sabah saat 7.00 – 10.00 arası girersen bunun bedeli 10 TL’dir”. Bu yola girer girmez, arabalarındaki bizim OGS benzeri cihazlardan bu miktar düşüyor. Arabasında bu cihazdan olmayan da bu yola giremiyor. Borsa gibi, bu fiyat trafik yoğunluğuna göre sürekli değişiyor. Öğleden sonra saat 14.00’de girersen 5 TL, sabaha karşı saat 4.00 gibi girersen 0,50 TL olabiliyor. Bir formül belirlemişler; o formül trafik yoğunluğuna göre fiyatları otomatik olarak belirliyor.
Her şey otomatik olarak ayarlanmış. 10 TL olması gereken bir saatte o gün tesadüfen trafik yoksa o zaman 1 TL’ye de geçebiliyorsunuz. Birçok ana arterde bu tip uygulamalar var. Canın istemiyorsa, aynı yolu E-5’e girmeden Minibüs Yolu’ndan da gidebiliyorsun ama doğal olarak 500 tane ışığa ve çok daha yoğun bir trafiğe maruz kalıyorsun.
Üstelik bu uygulamanın
yapıldığı şehirler bizdeki gibi nüfusu 15 milyon olan yerler değil. Genelde
nüfusu 500,000’in üzerinde olan her şehirde buna benzer uygulamalar var.
Bir diğer uygulama da:
Belirli yollara veya şeritlere girebilmek için aracında en az 2 kişi olması
şartı. Yine bizden örnek verirsek, “Sabah saat 6.00 – 9.00 arası TEM’e
gireceksen arabanda en az 2 kişi olması gerekiyor” diyor. Tek başına bu yollara
giren olursa büyük ceza kesiyorlar. Bazı yollarda da, “sol şeridi kullanabilmek
için arabanda en az iki kişi olması gerekiyor” şartı var.
Bunlara benzer birçok
uygulama var. Gördüğünüz gibi Amerikalı bir takım önlemler almaya çalışmış. Bizde olsa, hemen zengin fakir edebiyatı yapılmaya başlanıp, söylenmedik laf
kalmaz. Televizyonlarda gecelerce açıkoturumlar düzenlenip, devletin zenginleri
nasıl koruduğu vurgulanır.Hızla artan araç sayısı, yönetimleri çeşitli tedbirler almaya zorluyor. Toplu taşıma sistemlerinin olmaması gibi parametreler de bu durumun üzerine tuz biber ekiyor. Hemen belirteyim; Amerika’da da toplu taşıma sistemleri çok zayıf. Birçok şehirde metro sistemleri daha yeni yeni kuruluyor.
İstanbul gibi
kontrolden çıkmış şehirler de eninde sonunda bu tip önlemler almak
zorundadırlar. Sürekli artan araç sayısını 40 senedir hiç değişmeyen yolların
kaldırması mümkün değildir.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...