20 Aralık 2014 Cumartesi

Gülgün

Günaydın Dostlar,

Her zaman söylediğim bir tane lafım var. Aslında düşündüm de bir sürü lafım var. Bir tane diye diye çuval dolusu laf olmuş. Neyse, çuvalı şimdilik bir köşeye bırakalım da benim lafıma dönelim. “Kâğıtlar dağıtılırken her seferinde güzel el gelirse o oyunu dedem de oynar.” diyorum.

Gerçekten de hayat insana her zaman çok güzel eller dağıtmıyor. Marifet gelen elin en iyisini oynayabilmekte yatıyor. Hiç beklemediğin bir anda çok kötü bir el gelebiliyor. “Hadi koz oynayalım.” deniliyor ama senin elinde yediliden büyük kâğıt yok.
 
Kendine gelen kâğıtları en iyi şekilde oynamasını bilen insanların başında sevgili dostumuz, arkadaşımız Gülgün gelir. Her zaman, her ortamda karşısına çıkan şartları en iyi şekilde yaşamayı başarabilen bir insandır.
Gülgün, her yaşanandan kendine bir ders çıkarır. Öğrenmeye meraklı (hatta birazcık, azıcık fazla meraklı da denebilir ama bu sabah o konudan bahsetmiyoruz), sürekli kendini geliştiren, akıllı ve pratik zekâsı çok gelişmiş bir insandır. (olacak o kadar, ne de olsa Kayserili)

Gülgün’ü, Gülgün yapan özelliklerin başında iş bitiriciliği gelir. Net ve pratik bir yolla işin halledilmesi konusunda çok başarılıdır. Dostlarıyla eğlenmeyi çok seven ve bu uğurda para harcamaktan hiç çekinmeyen Gülgün, gereksiz yerlere parasını ziyan etmeyi de çok sevmez. (ne de olsa Kayserili) Para harcamamak için sigarayı bile bıraktığı söyleniyor ama ben çok da inanmadım.

Para harcamayı çok gerekli gördüğü ve çok sevdiği konuların başında da giyim kuşam gelir. Bu konuda para harcamaktan hiç kaçınmaz. Onu hiçbir zaman bakımsız göremezsiniz. En olmadık anda bile minik de olsa bir bakımlılığı vardır. Bakımlı olmadan evin salonuna bile gitmez vallahi.
Her zaman dimdik ayakta durup, her şeyi çekip çevirmek kolay bir iş değildir ama Gülgün bunu her zaman başarmıştır. Uyuşukluğa hiç tahammülü yoktur. Bir şey yapılacaksa hemen yapılsın, bitsin ister. İşi bitirip yanına bitti işareti atmayı çok sever. Sürüncemede kalan işler Gülgün’ü deli eder. (Çaktırmadan bu mesajlarımın yarısı da Gülgün ile çalışan arkadaşlar için)

Bütün bunlar güzel de Gülgün bu özelliklerini kimden almış? Vallahi benden almadığı kesin ama ikimiz de Yay burcunun bütün özelliklerini taşırız. Yemeyi, içmeyi, gezmeyi, eğlenmeyi severiz. "Hafif bir bağımsızlığımıza düşkünlüğümüz de vardır." desek çok da yalan olmaz.

Konuyu dağıtmayalım. Tabii bu özelliklerinin çoğunu sevgili annesi Filiz Hanım'dan almış. Her zaman sapasağlam ve dimdik durabilen, her ortamda ağırlığını çok iyi taşıyabilen, çok değerli bir annesi var sevgili Gülgün’ün. Beceriklilik, iş bitiricilik, zariflik, bilgi ne isterseniz her yönü var. Böyle bir annesi olduğu için Gülgün hem çok şanslı hem de hiçbir zaman sırtı yere gelmez.

Annesi var, Gülgün var, tabii bir de minik Maya var. Hepsinde aynı karakteristik özellikler... Dağıtılan her elin en iyisini oynamayı becerebilen, akıllı, başarılı insanlar...
O var, bu var ama en önemlisi Gülgün’ün dostları var. Her yerden, her kesimden saymakla bitmeyecek kadar çok dostu var. Ben kendimi dost olarak görüyorum ama yirmi yıla yakın bir samimiyetten sonra dostluğu, arkadaşlığı, her şeyi içinde barındıran çok daha büyük bir paketin parçaları olduğumuzu düşünüyorum.

Sevgili Gülgün, bugün bir yaş daha büyüdün; doğum günün kutlu olsun ama sen her zaman minik olarak kalacaksın. Seni, sen yapan Yay özelliklerinden hiçbir zaman vazgeçme. Artık karanlık günler olmasın. Günlerin hep bu sabahki güneş gibi aydınlık olsun.
Söylememe gerek yok ama dağıtılan her elde, biliyorsun biz her zaman buradayız.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder