Bunu, klasik bir sabah
yazısı değil de, bir öğlen düşüncesi olarak görelim.
Televizyon kanallarını
izliyorum da, birçok kanal Suriye’ye yapılması muhtemel olan bir kara harekâtından
bahsediyor. Hatta bazı kanallara göre bu işleri Suudi Arabistan ile birlikte
yapacakmışız…Emin de bu haberleri duyunca kendi kendine düşünüyor ve düşmanımızın kim olduğuna tam olarak karar veremiyor. Suriye bataklığına bulaşınca bir daha çıkabilir miyiz yoksa kaygan kumda boğulup gider miyiz konusunu hiç bilmiyorum. O konuyu bilmediğim gibi, kime saldıracağımızı da bilmiyorum.
Beşşar Esad ve Suriye ordusu mudur bizim düşmanımız? Amacımız Esad’ı devirmek midir? Eğer amacımız buysa, Esad’ı devirmenin bize ne faydası vardır?
Bilemiyorum. Belki de amacımız YPG ve PYD’ye saldırmaktır. Onların orada çeşitli özerk yönetimler kurma çalışmalarına mı karşıyız yoksa etrafı ele geçirip, Türkmenlere karşı bir etnik temizliğe girmelerinden mi çekiniyoruz? Orada yaşanacak bazı gelişmelerin, yarın buralara örnek olması ihtimali de ayrı bir konu.
Yazarken kendim de inanmıyorum ama belki de amacımız IŞİD terör örgütünü Suriye’den çıkarmaktır. IŞİD ile komşu olmak mıdır bizi rahatsız eden. Sınırdaki bir örgütün, sınırın öbür yanında nasıl faaliyetler içinde olabileceğini defalarca gördük.
Gıcık olduğumuz konu,
Rusya’nın Suriye’deki varlığı mıdır? Amacımız Rusya’yı oradan çıkarmak mıdır?
Geldikleri gibi, füzelerini de yanlarına alıp giderler.
Asıl derdimiz, Amerika’yı
Suriye’den atmak da olabilir. Samimiyetsiz dostlukların ardında yatan gerçek, bizim
de bilmediğimiz bir Amerika düşmanlığı mı acaba? Suriye ile sınırı olmayan
Amerika’nın bu ülkede ne işi var?
Buldum buldum. Bence
düşmanımız İran ve Hizbullah. Bu iki unsurun Suriye’den çıkmasını ve ülkenin
toprak bütünlüğünün korunmasını istiyoruz.
Suriye’ye doluşmayan
terör örgütü kalmadı. Ilımlısı var, ılımsızı var, istediğiniz her çeşit var.
Belki de büyüklerimizin kafasındaki düşünce, ülkeyi bu terör örgütlerinden
temizlemektir. Bu örgütler, bu noktada sana dost olurlar, 500 metre ötede sana
karşı savaşırlar. Ne yapacağı belli olmayan örgütleri buralardan uzaklaştırmak
iyi bir düşünce olabilir!
Bu konulardan çok da
anlamayan bir insan olarak; Emin’in düşüncesi Suriye’nin toprak bütünlüğünün
korunmasından yana. Bunun dışında kalacak olan hiçbir ihtimalin Türkiye’nin
yararına olduğuna inanmıyorum.Yüce rabbim ülkemizi ve çocuklarımızı düşmanımızın tam olarak kim olduğunu bilmediğimiz bataklıklarda savaşa gitmek zorunda bırakmasın. Bu çocukları pul gibi zarflardan sökerek biriktirmedik. Her bir çocuk büyük bir emekle, sevgiyle, maddi, manevi çabayla bu günlere geldi.
Çocukları ailelerinin
kucağından alıp al bayrakla sarmadan önce, bir kere daha, bin kere daha
düşünmek gerekiyor…
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...