Bu sabah size iki genç
ve güzel kızdan söz etmek istiyorum.
Geçmişte de
belirttiğim gibi; evde olduğum günlerde ben televizyonu akşama doğru 16.00 –
17.00 gibi açarım. Bu saatte de karşıma, ya izdivaç programları çıkar, ya da
haber programları. Bugünkü kahramanlarımız da bu programlar sayesinde karşıma
çıktı.İlk kahramanımız, Çağla Büyükakçay. Bu kızcağız Türkiye’nin parlayan yıldızı ve gururu ama birçok kişinin Çağla’dan haberi bile yok.
Sevgili Çağla, Katar’da düzenlenen WTA Doha Premier Turnuvası’nda, dünya 12 numarası Lucie Safarova’yı yenerek, bugüne kadar bu seviyede elde edilmiş en büyük başarıyı gerçekleştirdi. Tenis tarihimizde bundan daha büyük bir başarımız yok. Bu başarıdan kaç kişinin haberi oldu bilmiyorum ama medya da çok fazla yer almadığı kesin.
Futbol dışında hiçbir sporu adamdan saymadığımız için, tenis başarısına kimse çok fazla yer ayırmadı. Epeydir bu kızcağızın çalışmalarını ve gelişimini takip eden bir insan olarak Twitter’dan kendisine bir mesaj yollayıp, ileride daha da büyük başarılar beklediğimizi yazdım.
Bilmiyorum mesajımı gördü mü, görmedi mi ama zaten amacım da mesajın okunmasından ziyade duyduğum gururu paylaşmaktı. Mesajı gönderirken de, Çağla’nın 9000 civarı bir takipçisi olduğunu gördüm…
Çağla’ya kariyerinin
bundan sonraki duraklarında da başarılar diliyoruz.
İkinci kahramanımız,
izdivaç programındaki Hanife Hanım. Burada isim çok önemli değil zira
programdaki diğer katılımcılar için de durum çok farklı değil. Hanife Hanım, 1
yıla yakın bir süredir bu programların bir tanesinde adaylarını bekliyormuş.
Sporcu değil, sanatçı değil, şarkıcı değil, yazar değil; anlayacağınız izdivaç
programı öncesine dayanan bir ünü yok. Hepimizin bildiği, düzgün bir aileden
gelen komşu kızından bahsediyoruz.Hanife Hanım’ın ve locadaki benzer diğer adayların sosyal platformlarda kaç tane takipçileri olduğunu biliyor musunuz? Ben, hemen cevap vereyim. 130,000’den fazla. Düşünün ki, bu arkadaşların ağızından çıkan her söz, anında 130,000’den fazla insana gidiyor. 130,000 kişi demek büyük bir kasaba veya küçük bir şehir demek.
İki güzel genç kız. Biri tenisteki en büyük başarıyı yakalamış, 9,000 takipçisi olan Çağla, biri de 130,000’den fazla takipçisi olan komşu kızı gelin adayı.
“Tenis başarısından
ziyade, boş işlere ve milletin özel hayatına meraklıyız” diyebilir miyiz?
“Çağla’nın başarısının bana ne yararı var?” diyen dostlarıma soruyorum;
Ayşe’nin, Fatma’nın, Hanife’nin kiminle evlendiğinin veya evlenemediğinin sana ne
faydası var?
Başka sözüm yoktur
efendim.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder