Yurtlarını
terk etmek zorunda kalan zavallı insanların yaşam çabası hepimizin yüreklerini
dağlıyor. Allah kimseyi evinden, yurdundan kaçıp başka milletlerin insafı altında
yaşamak zorunda bırakmasın.
Bu devirde
kimseden kimseye hayr yok. Kucağında çocuğu ile kaçan adamcağıza bir insan müsveddesi tarafından takılan çelme hepimizi çok rahatsız etti, çok
sinirlendirdi. Hatta dün ben bu konuda bir tweet bile attım.Sonra da oturup düşündüm. Onlar çelme taktı; peki biz ne yaptık? Başkalarını eleştirirken kendimizi sütten çıkmış ak kaşık gibi görme özelliğimiz var. Hiçbir şeyi üzerimize alınmıyoruz.
Aylarca en ağır işlerde çalıştırıp beş kuruş para vermeden yolladık. Nasıl olsa şikâyet edemezler diye her türlü sömürüyü yaptık. Para vermek merhametini gösterenler de, değil yaşamaya, ölmeye bile yetmeyecek kadar ücretler ödediler.
Kızlarını
ailelerinden ayırıp fuhuş batağına zorladık. Gencecik kızları yaşının 5 misli
büyük adamlarla nikâhladık. Birçok çocuk, genç kız, kadın tecavüze uğradı. Tecavüze
uğramayanların da başına gelmedik taciz kalmadı.
Sokakta
mendil satıp 2 kuruş para kazanmaya çalışan çocuklarını dövdük. Yaşamı boyunca
hiç alışık olmadığı halde cam silip birkaç lira para kazanmaya çalışanları
aşağıladık, kötü davrandık.
Evlerini,
işyerlerini yaktık, yıktık. Zar zor sığındıkları mekânlardan tekme, tokat
dışarı attık. Bütün mahalle ayaklanıp üzerlerine yürüdük. O minicik bakkal
dükkânının dünyalar kadar mülteci için bir ekmek kapısı olduğunu düşünmeden
yerle bir ettik. Maddi, manevi her türlü işkenceyi yaptık.
Bu insanlara
yardım edenler olmadı mı? Tabi oldu. Hem de çok fazla yardım edildi ama yapmadığı eziyet
kalmayan ve durumdan nemalanmaya çalışanlarımız da çok fazlaydı. Böyle bir
durumu bile hemen bir fırsata çevirmeye çalıştık.
Evsiz,
barksız kalmanın ne demek olduğunu ancak yaşayan bilir. Kimse böyle bir duygu
yaşamasın. Bütün bu yaşananları görüp yurdumuza, vatanımıza sahip çıkmanın ne
kadar önemli olduğunu bir kere daha anlamamız gerekiyor. Allah hiçbirimizi
Avrupalıların insafına kalmak zorunda bırakmasın.
Bu durum da
gösteriyor ki, başkalarını eleştirmeden önce; ilk olarak iğneyi kendimize
batıralım, çuvaldız konusuna da sonra bakarız…
Sağlıklı
kalın, mutlu kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder