Okuldan
başka her yere gitmeye meraklı bir öğrenci olarak, Ankara’da oynanan hiçbir
maçı kaçırmazdım. Maç derken; sadece futboldan bahsetmiyorum. Ankara 19 Mayıs
stadının dış sahalarında oynanan amatör küme maçlarından tutun da, Selim Sırrı
Tarcan Spor Salonu’nda oynanan voleybol maçlarına kadar hepsine giderdim. Hafta
sonu geldiği zaman, o salondan o salona koşar dururdum.
Herkes bu
işten umudunu kesmişken birileri ortaya çıkıp radikal değişiklikler yapmaya
karar verdi. 165 cm boy ortalamasıyla ne kadar çalışırsak çalışalım bir yere
varamayacağımızı görüp, 180 cm ve üzeri boy ortalaması olan kızlarla sıfırdan
başlamaya karar verdiler. Bugün sürekli olarak en büyük şampiyonalarda oynayan
bayan voleybol takımının tohumları o günlerde atıldı. Böyle radikal bir iş
yapmayı başarabilen o günkü yöneticileri tekrar tebrik ediyorum.
Bayan
voleybol takımı bizim en başarılı milli takımımız. Sürekli olarak hep tepeye
oynuyorlar. Japonya, Çin, Brezilya, Amerika, Rusya, Küba gibi büyük voleybol
ekollerinin takımlarını defalarca yendiler.
“İyi güzel
de, ortalıkta bu kadar çok konuşulacak şey varken voleyboldan başka konuşulacak
şey kalmadı mı?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Babam de sık sık bize, “Her iş
bitti; bir tek bu mu kaldı?” diye sorardı…1960’ların bayan voleybol takımını aklıma getiren şey 2000’lerin politikacılarıdır. Hepsinden ama istisnasız hepsinden ayrı ayrı bıktım desem çok mu ayıp olur? Hiç birini görmek de dinlemek de istemiyorum. Tabi ki devlet de devamlılık esastır ve tecrübenin de ayrı bir yeri vardır fakat Söğüt günlerinden beri orada olan politikacılar artık emekli olsalar ne güzel olur. Mümkünse ne seçim çalışması yapsınlar, ne de milyonlarca kâğıt parçası bastırmak için ağaçları katletsinler.
İnsanlar
artık söylenenlerden de, yazılanlardan da, anlatılanlardan da bıktı usandı.
Açık oturum da istemiyorum, sokaklarda, meydanlarda miting de istemiyorum.
Artık ses tonlarınızı bile ezberledik. Bırakın her zaman duyduklarımızı, ara
sıra duyduklarımı bile artık ses tonundan ayırt edebiliyorum.
Emin, çıkar
ağzından baklayı sabah sabah ne söylemek istiyorsun? Söylemek istediğim şudur
ki, “Sil baştan başlamak gerek bazen”. Konu ne olursa olsun; ister iş ilişkisi,
ister aşk ilişkisi sıfırdan başlamak bazen en güzel yöntemdir. 165 cm boy
averajı olan politikacılarla buraya kadar. Ne kadar çalışırsanız çalışın bu
takımla yol alamazsınız. Bu amcaların bugünkü dünya konjonktüründe smaç vurması
imkânsız gibi bir şey. Bize artık hem iyi smaç vurabilecek, hem de iyi blok
yapacak politikacılar lazım.
Günümüzde
oyunlar çift yönlü oynanıyor. 180 cm boy averajı olan politikacıların zamanı
geldi de geçti bile. Ben bütün ömrümü aynı 6 sesi duyarak geçirmek zorunda
mıyım? Yeni fikirlere ve alışılagelmişi düşünmeyen beyinlere ihtiyacımız var.
Mezhepçilik, ırkçılık, din sömürüsü gibi kavramlardan hepimiz bıktık usandık.
Bu kelimelerin anlamını bile bilmeyen bireyler bulmak çok mu zor?
Millet aya
gitti ama biz halen aynı şeyleri tartışıyoruz. Dünyanın ciddi sorunları var.
Susuzluk sorunu başta olmak üzere bizleri ciddi problemler bekliyor. Çok kısa
vade de karşımıza çıkacak sorunlara halen 100 yıllık konuları tartışarak mı
hazır olacağız? 6 katlı binaları yıkıp yerine 8 katlı binaları yaparak ileri
gidilmiyor.
Dünya
arenasında oynamak istiyorsak, dünya çapında oyun oynayabilecek oyunculara
ihtiyacımız var. Bkz. Voleybol bayan milli takımı…
Sağlıklı
kalın, mutlu kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder