Facebook ortamında
başlayıp, WhatsApp ortamında yaşanıp Twitter ortamında sanki ortaya
yazılıyormuş gibi yazılan tweetlerle biten aşklara kısaca “geçici aşklar”
diyoruz.
Aslında baktığınız
zaman çok da bir şey değişmemiş. Eskiden de aşklar arkadaş ortamında başlar,
sokaklarda devam eder, dedikodu ortamında da biterdi. Sadece platformlar daha
bir sanal olmuş, başka değişen bir şey yok.Unutmayalım ki her aşk geçicidir, önemli olan geçicinin süresidir. “Seni sonsuza kadar seveceğim” cümlesinin de kapasitesi sınırlıdır. Sen sonsuza kadar olmayacaksın ki. “Ben gitsem de aşkım kalır.” diyorsan, onu da başka bir sabah konuşmak lazım.
Bugün ilişkilerimiz WhatsApp’ın bize göstereceği insaf ile sınırlanmış durumda. Kelime düzeltme modülünün son saniyede önereceği bir kelime, bütün aşkınızı bitirebilir.
Hemen en sondan
başlayayım. Kızlar, yazdığınız mesajları onun aldığını düşünüyorsunuz ama o da
muhtemelen o anda büyük bir heyecanla televizyonda maç izliyordur. Uzaya doğru
attığınız paylaşımları bir erkeğin üstüne alınma ihtimali sıfırdır. Donanımı o
mesajların kendi ile ilgili olduğunu düşünmesine müsaade etmez. En fazla,
“Benim kız Ayşe’ye laf sokuşturmuş.” gibi bir laf eder.
Teknolojiden
yararlanmak lazım, bu konuda hiç kimsenin bir itirazı olamaz ama bütün süreci
de sosyal ortamlar üzerinden yaşamak biraz abartılı oluyor. Bütün bu durumu
gençlere yüklemeyi çok isterdim ama bizler bu konuda onlardan çok daha fazla
yol almış durumdayız.
Aralarında bir şeyler
doğma ihtimali olan iki insan, kocaman bardaklarla iki bardak şarap içmek için
buluştukları zaman, daha birbirlerine “Nasılsınız?” demeden, bulundukları yere
check-in yapıyorlar.İkinci aşamada gelindiğinde daha bir yudum şarap içmeden, masaya gelen yemeklerin resmini sosyal platformlara atıyorlar. Neyse sonunda bu işler bitti derken bu sefer de resimlere gelen yorumlar okunmaya başlanıyor.
WhatsApp, çok yararlı
bir program ve ben de dâhil olmak üzere herkes tarafından çok yoğun olarak
kullanılıyor. Beleş olması da insanların onu çok kullanmasının en önemli
nedenlerinden biridir. Tamam, kullanalım ama lütfen akıl almaz senaryolar
yazmayalım.
“Saat 13.13’te benim
en son ne zaman WhatsApp’a girdiğimi görmek için "O da girmiş." şeklinde yapılan
yorumların en az %95’i gerçeği yansıtmıyor. En son ne zaman girdiğini ne
yapacaksın kardeşim? Sana bir şeyler yazacak olsaydı, zaten yazardı. Bu durum
doğal olarak bir de ikincil senaryo doğuruyor. “Bu saatte bana yazmıyorsa kime
yazıyor?”, durumları ortaya çıkıyor.
Bu tip oyunları ve
bunlardan masallar yazmayı çok seven bir millet olarak, karşı taraf da hemen
kendi tedbirini alıyor ve en son ne zaman WhatsApp’a girdiğini gösteren alanı
kapatıyor. Sevgili kardeşim, bırak görsünler. Bu konuda bu kadar korkacak bir
şey yok. Yoksa var mı?Bir başka komplo teorisi de minicik WhatsApp resimleri üzerinden yazılıyor. “Kırmızı kazaklı resmini koymuş, bana bir mesaj vermeye çalışıyor.” tipi açıklamalar hiç bitmiyor. Kardeşim; deli misin, divane misin? Böyle bir yoruma ne diyebilirim bilemedim. Sen de mavi kazaklı resmini koy o zaman.
Bu sabah lafım
erkeklerden çok kızlara. Kızlar, erkekler sizin düşündüğünüz kadar karmaşık bir
yapıya sahip değiller. İnternet ortamı gibi linkleri birbirine bağlayarak
çözeceğiniz bir mesaj ile de hayatta uğraşamazlar. Rahat olun, komplo teorileri
üretmeyin. Bir erkeğin enerjisi ve söyleyeceği bir şey varsa zaten söyler.
Sağlıklı kalın, mutlu
kalın…
Benim kuşağına tuhaf gelen sosyal medya bağımlılığı gençlere normal geliyor. Galiba bize normal gelenler de anne babalarımıza saçma gelirdi. Kısır döngü galiba. Yine de eski sevdalar yok artık.
YanıtlaSilGünaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...