Düşünüyorum
Amerika’da yaşarken böyle cümleler duyuyor muydum diye. Birkaç kere duyduğumu hatırlıyorum, kulağıma
çok da yabancı gelmiyor ama çok sık duymadığım da kesin. Kesin duyduklarım da
kökenleri buralara dayanan insanların ağzından çıkmıştır.
Öğrenci; okuldan, derslerden, ödevlerden, hocalardan bıkmış; iş yerindeki; zararlı, yalancı, dedikoducu, kompleksli, tembel insanlardan bıkmış. Hepsi kaçacağım buralardan diyor. Tamam, kaç kaçmasına da yirmi gün sonra fatura geldiğinde onlar mı ödeyecek senin faturalarını? “Ben artık tahammül edemiyorum, sağlığım bozuluyor.” diyorsun; iyi, güzel de parasızlık ve ödenemeyen faturalar da sağlığını bozabilir. Sen otur, bırak onlar kaçsın.
Birileri
bütün gün boş otururken sen aralıksız çalışıp işleri bitiremiyorsun ve
kaçacağım, kaçıracağım hissine kapılıyorsun. Evde de işler bitmiyor, işyerinde
de. Vücutta, beyinde bir metal yorgunluğu var. "Ne zaman bitecek bu yarış?" diye
kendi kendine sorup, tünelin ucunda da bir ışık göremeyince zaten hazır
bekleyen “Kaçalım buralardan.” fikri hemen geliveriyor.
Amcaların her daim televizyonlarda, radyolarda, her yerde olan yüksek oktavdaki
baskın sesi midir seni kaçmaya zorlayan? Senin üzerinde bir yorgunluk mu
yaratıyor? Sürekli konuşup hiçbir şey söylenmemesi midir seni bıktıran?
Karadeniz’de kırk yıldır esmeyen fırtına mıdır seni umutsuzluğa sürükleyen? Her yer beton
olmuş, fırtınaya esecek yer kalmamışken, sebepleri kendinden başka her yerde
arayıp kendi başarısızlıklarını örtmeye çalışan insanlar mıdır seni rahatsız
eden?Kimsenin kimseye güvenememesi, her yeri kaplamış düşmanlıklar, yalanlar dolanlar, sahtekarlıklar, hırsızlıklar, didişmeler, kavgalar mıdır seni yoran? “İnsanlar artık iyice kötü oldu.” karamsarlığı mı çöktü üzerine? İnan, insanların çok büyük bir bölümü çok iyi insanlar ama ne yazık ki küçük kötü kalabalığın sesi daha çok çıkıyor. Çoğunluk kötü olsaydı zaten bu dünya, bu ülke yaşanacak bir yer olmaktan çıkardı.
Yoksa bir türlü senin sevgine, ilgine karşılık vermeyen kalpsiz midir kaçışının nedeni? Nasıl cevap versin ki senin sevgine, sen kendin söyledin, kalpsiz o!
Bence bu kaçma işi atalarımızdan geliyor. Orta Asya’dan kaçtıkları gün bu işi başlatmışlar. Doğal olarak bu insanların torunlarının kafasında da her daim bir kaçma fikri oluyor. Dini bayramlarda evden kaçan tek millet biz olabiliriz. Sanki adı Şeker Bayramı değil de Bodrum’a, Antalya’ya kaçma bayramı.
Bir tek
kaçmak isteyen sen değilsin, derslerin nasıl okula gidiyor musun filan deyince
tadı kaçıyor ve Behlül de kaçıyor. Dedim ya bu kaçma işi bizim ruhumuza
işlemiş.
Gideceğim
diyen insanı kimse tutamaz. Kaçmak istemenin nedeni belki yukarıdakilerin
hepsi, belki de hiçbiri. Kaçacaksan kaç tabii ama kendini ve sana emanet
edilen kalpleri de çantana koymayı unutma.Sağlıklı kalın, mutlu kalın...
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...