22 Mayıs 2015 Cuma

Yetki Bende Olsa...

Günaydın dostlar.

Yetki bende olsa ilk kovacağım isim Aziz Yıldırım olurdu. Ortalığı kutuplaştıran, her şeyi ben bilirim düşüncesindeki kibirli insanlardan bıktık usandık artık. Memleket “Fenerbahçe’yi sevenler” ve “Fenerbahçe’den nefret edenler” olmak üzere ikiye bölündü. Orta sınıf diye bir şey kalmadı. Aziz amca, zaten 10-12 yıl kadar önce sen “Ben artık gideceğim, sağlık sorunlarım var” dememiş miydin? Ne oldu? Fenerbahçe ile uğraşırken sağlık sorunların düzeldi mi? Fenerbahçe aşkı da bir yere kadar. Ben artık Fenerbahçe aşkın yüzünden yeteri kadar beton döktüğüne ve gidip evde dinlenme zamanının geldiğine inanıyorum. Al kocaman bir televizyon ve maçları evinde huzur içinde seyret. Yaptığın bütün hizmetlerin için sana çok teşekkür ediyoruz.
 
İkinci sırada kim var? Tabi ki İsmail Kartal. İyi niyetli ve çalışkan olmak büyük bir takım için yeterli olmuyor. Yarın dünyanın sonu gelecekmiş gibi korku içinde bakan bir teknik adamın ekibinden saygı görüp başarıya ulaşması imkânsız bir durumdur. Her ne kadar aralarında tek bir basamak varmış gibi görünse de ikinci adam olmakla birinci adam olmak arasında dünyalar kadar fark vardır.
Sırada Fenerbahçe nefretine en büyük katkıda bulunanlardan bir isim daha var. Emre Belezoğlu. Şirket benim olsa savunmasını dahi almadan yollarım. Neyse tazminatı öderiz. Ayaklarından çok ağzı çalışan insanlar ortalığı germekten başka bir işe yaramıyorlar. Sürekli sakat olan ama maşallah ona buna bağırma enerjisinden hiçbir devirde bir şey kaybetmeyen bu arkadaş sürekli olarak saha dışında böyle bir insan olmadığını söylüyor. Katılıyorum sana güzel kardeşim, bence de saha dışında kal.

Doğru tahmin ettiniz. Sıra da, Fenerbahçe nefretinin yayılması konusunda çok başarılı çalışmalar yapan Volkan Demirel var. Her sezon 3-5 hafta kadarlık bir süre boyunca neden sahada olduğunu unutan bu arkadaşımızın da artık başka bir yol çizme zamanıdır. Bu arkadaşı beklemekten Mert yaşlandı ve köreldi. Volkan emekli olana kadar, Mert çişini tutamayacak hale gelecek. Sevgili Volkan için artık ayrılma zamanıdır. Gidip evinde çimde kayma çalışmalarımı yapar, sitedeki çocuklara kalecilik mi öğretir artık ona kendi karar versin.

Her zaman ne kadar düzgün bir profesyonel olduğundan söz ettiğimiz Dick Kuyt bile. Sene sonunda sözleşmesinin yenilenmeyeceğini öğrenince kıçını kaldırmaz oldu. Herkesten beklerdik ama Kuyt’a bu durumu hiç yakıştıramadık. 3 senedir Türkiye’de ama daha çalım atarak 3 adam geçemedi. Hız desen zaten hiç yok ama tam çalışkan bir görev adamı. Yeni takımında başarılar dileriz.
20 dakika oynasın diye takımda tutulan bir diğer isimde Pierre Webo. 90 dakika oynadığı hiçbir maçta başarılı olamayan Webo yaşını doldurdu da, prim ödemeleri eksik diye düşünüyorum. Artık kendi yaşındaki insanlarla oynarsa takım da, kendi de rahatlar diye ümit ediyorum.

Bu isme belki şaşıracaksınız ama Caner Erkin’den de bıktım usandım kardeşim. Kabiliyeti bir çocuk ama laf dalaşına girmediği bir tek bizim sokağın esnafı kaldı. Aralıksız konuşan ve her maçta takımı eksik bırakma riski olan bir insan. Sürekli itiraz halinde olan bir insan olabilir mi? Her zaman mı sen haklısın kardeşim. Gördüğü bütün kartları fazla konuşması yüzünden gördü. Bir Allah’ın kulu da çıkıp ta bu arkadaşa “Caner yeter artık, her önüne gelene laf yetiştirip durma” diyemiyor mu? Görünen o ki, yıllardır bu işi yaptığına göre kimse bir şey diyemiyor.

Selçuk Şahin hakkında da bir iki kelime etmeden olmaz. İyi niyetli ve çalışkan bir arkadaş ama artık bu yolunda bir sonu olmalı. Kimsenin kıçını kaldırmadığı antrenmanlarda bu arkadaş çalışkanlığı ile her dönem dikkat çekiyor ama daha fazla bir kapasitesi yok. Antrenmanlarda çok iyiyse, orada oynamaya devam etsin.

Son sözüm de Mehmet Topuz için. İki takımı birbirine düşmesine neden olan Fenerbahçe transfer tarihinin en büyük fiyaskolarından bir tanesidir. Yıllardır yiyip içip oturmaktan sağlığı da bozuldu. Kilosu 130 olmadan, Allah korusun başına bir iş gelmeden artık kendine sağlıklı bir yol çizmeli. Kulübede oturmaktan sıraları eskitti. Yeni yaşamında ona da başarılar diliyorum.
Diyeceksiniz ki, “Milos Krasic’i neden yazmadın?”. O zaten yok ki. Nesini yazayım?

Yukarıda sözü geçen tüm amcaların hepsinin 30 yaşının üzerinde olduğunu da ayrıca belirtmek isterim. Futbol takımı mı, düşkünler yurdu mu belli değil.
Tam bu işlerin hepsini tamamlamış yeni takımı kurmak üzereydim ki saat çaldı. Bu işlerin sabah sabah Emin’in yazdığı kadar kolay olmadığını da çok iyi bilenlerdenim ama yine de elimde yetki olsa gönlümden geçen budur.

Bu hayırlı Cuma gününde her şey istediğinizden de daha güzel olsun.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

2 yorum:

  1. Bu olağanüstü irdelemede Emenike neden yok?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısın Uğur ağabey ama genç olduğu için huysuzluklarını düzeltmesi için ona bir şans daha verdim :)

      Sil