Hiç kimsenin
aklına gelmeyecek konular bazen benim aklıma gelir. Bu güzel İstanbul sabahında
da "Acaba her şey parayla satılsa nasıl olurdu?" diye düşünmeye başladım. “Zaten
her şey parayla satılıyor.” diye hemen cevap vermeyin.
Elle
tutulan, gözle görülen hemen hemen her şeyin parayla satıldığını zaten
biliyoruz. Çark nasıl dönüyor? Parası olan gidiyor en iyisini alıyor, parası
olmayan da en kötüsünü. Birçok konuda da parası olmayan en kötüsünü bile
alamıyor.Zengin neden en iyisini almak istiyor? Cevabı çok basit, en iyisi olduğu için. Tabii bir de pahalı olduğu için. En iyisi ucuz olsa kimse almaz. Yıllar önce otomobil üreticisi Rolls Royce, fiyatlarında indirim yapmaya karar vermiş ve anında satışları düşmüş. Neden? Çünkü o arabayı alanların birçoğu pahalı olduğu için alıyor. İyi bir arabaya biniyor olmak çok önemli olsa da eşe dosta ne kadar iyi ve pahalı bir arabaya bindiğini göstermek daha önemli.
Bu işler böyle. Asıl konumuz elle tutulamayan şeyler ve benim merak ettiğim de bunlar.
Örnek
olarak, sevgi de parayla satılsaydı, en sevgi dolu insanlar zenginler en
sevgisizler de fakirler mi olurdu? “Merak etme bu devirde sevgi de zaten parayla
satılıyor” diyen arkadaşları duyuyor gibiyim ama o bu sabahın konusu değil.
Fakir sevgi satın alamadığı için sevemez miydi?
İnsanlar, en
pahalı arabayı aldıkları gibi gidip en iyi sevgilerden, en pahalı sevgilerden de alırlar mıydı acaba? “Tabii herkesi sever, tonla parası var.” gibi cümleler
duyar mıydık?Nankörlük parayla satılsa sizce en nankör zenginler mi olurdu? Gelirin artıkça nankörlük oranın da artar mıydı? Küçük Emrah, filmlerinde “Biz hiçbir zaman nankörlük alamadık ki.” diye ağlar mıydı? Nankörlük iyi bir şey değil ama bunu bile bile sadece etrafa ne kadar zengin olduklarını göstermek için insanlar gidip nankörlüğün en iyisini, en büyüğünü alırlar mıydı? Öyle bir durumda da en zengin olduklarını bildiğin için doğal olarak en büyük nankörlüğü onlardan beklerdin.
Adaletin en büyüğü zenginlerde mi olurdu? Parası olmayan kıt kanaat geçinen işçiler, madenciler, emekçiler, sokakta yaşamak zorunda kalan çocuklar hiçbir yerde adaletle tanışamazlar mıydı? Bugün artık Adalet’in, bir bayan ismi olmaktan bile çıktığı bir ortamda, etrafta kalan üç beş Adalet isimli kız hep zenginlerle mi çıkardı?
Vefa’da bir tek zenginler otururdu her halde. En çok para onlarda olduğuna göre en vefalı onlar olurdu.
Her gün parayla alınabilecek şeylerin listesi artıyor ama yüce rabbim bütün bunları düşünmüş ve bazı şeyleri, herkesin içine doğuştan yerleştirmiş. Kimse iyilik, dostluk, kötülük, nankörlük, vefasızlık, sevgi satın almak zorunda kalmasın diye.
Kimsenin en
iyisini, en büyüğünü almasına gerek yok. İçimizdekini doğru kullanalım yeter.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder