Uzun bir ders yılı
sonunda bitti ve artık tatil zamanı. Gerçi, benim küçük kızımınki de dâhil
olmak üzere bazı okullar henüz kapanmadı ama biz kafamızda bu cumadan işi
bitirdik. Okullar beynimizde kapandı, sadece kapıların da kapanması kaldı.
Herkes karnesini aldı.
Biz de inşallah gelecek cuma alacağız. Bakıyorum da, bu devirde bütün
çocukların karne notları hepsi çok iyi. Bizim zamanımızda bir sürü zayıfı olan,
hatta ikmale kalan öğrenciler olurdu. İyi bilirim, çünkü ben de onlardan
biriydim. Artık sınıfta kalmak veya ikmale kalmak diye bir şey de kalmadı.
Yırtınsan sınıfta kalamıyorsun.
Annelerin, babaların
çocukların üzerindeki inanılmaz baskıları ve nefes aldırmaz tavırları,
çocukların kötü not almasına müsaade etmiyor. İnanılmaz bir yarış içinde,
çocuklar oradan, oraya koşturup duruyorlar. İşin komik tarafı, yarışan da
veliler yoksa çocukların böyle bir arzusu yok. Çocuğun bir saniyesinin boş
kaldığını hissederlerse, hemen kolundan tutup bir yerlere yazdırıyorlar.Cebir, Geometri dışında hemen hemen hiçbir dersten karnesinde sekiz, dokuz, on gibi notlar görmemiş bir öğrenci olarak, karnedeki kötü notlarla, eve gitmenin nasıl bir his olduğunu çok iyi bilirim. Bir sene doğrudan geçsem, bir sonraki sene muhakkak resim, müzik vs. gibi dersler de dâhil olmak üzere bir şeylerden ikmale kalırdım. Bunun en önemli nedenlerinden biri de, bizim zamanımızda resim malzemeleriyle filan okula gitmenin hiç karizmatik bir iş olmamasıydı. Sadece sınıfın çalışkan kızları malzeme getirirdi.
Karnede matematikten
başka iyi bir not görmeye alışık olmayan annem, babam da beklentilerini bu
duruma göre ayarlamışlardı. Babam hiçbir zaman bize karne sormazdı. Soranlara
da, “Çok harika olsa getirip gösterirlerdi zaten, getirmediklerine göre bir
boka benzemiyordur” derdi. Kötü öğrenci olmamıza kim bilir ne kadar çok
üzülüyordu.
Sevgili veliler, not
yarışından dolayı, çocuklarınıza çıkışmayın. Vardır ya böyle, “Bizim oğlan
doksan sekiz aldı, sizinki kaç aldı?” gibi sorularla, çocukların huzurunu
bozmaya meraklı insanlar. İşin doğrusu, bu tip sorular çocuklardan ziyade,
anneleri deli ediyorlar. Tam tatile girmişken, hemen çocukların tadını
kaçıracak işler yapmayın. Bu sistemde alınan notların, daha sonraki tahsil
hayatı ve daha sonrası için iyi bir gösterge olmadığını düşünüyorum.İngilizce öğretmenimiz, Sehavet Hanım bana sözlüde sıfır atardı ve “Sana bir bile çok” derdi. Sık sık bana, “Senin, İngilizceye kabiliyetin yok”, “Sana bir vermek bile içimden gelmiyor” gibi laflar ederdi. Today, all I want to say is, “Sehavet Hanım, maybe it wasn’t me, it was you”.
Çocuklar dokuz ay okula gidiyorlar ve bu çok uzun bir süre. Neredeyse Survivor kadar uzun. Hepsi artık dinlenmeyi, gezmeyi, oyun oynamayı hak etti. Velileri buradan uyarıyorum; kimse, komşunun kızı yarım puan daha fazla aldı diye çocuğuna tatili zehir etmesin.
Perin, bir cuma
sabahı, okul servisini beklerken, “Yarını iple çekiyorum” demişti. Ben de ona,
“Yarın ne var kızım?” diye sorduğumda, cevabı “Hiçbir şey” olmuştu. Aynen öyle,
bırakın çocuklar biraz “hiçbir şey” yapsınlar. Erken kalkmayacağız, yaz
ödevlerine de başlamak istemiyoruz, kitap da okumayacağız, drama kursuna da
yazdırmayın. Yaz okuluna da, çok istiyorsanız kendiniz gidin. Hele dershane işini
hiç düşünmeyin, vallahi amcayı ararım.
Çocuklar, umarım
unutmadan, söylediğiniz her şeyi yazmışımdır.Sağlıklı kalın, mutlu kalın…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder