10 Temmuz 2014 Perşembe

Esra Erol Seni Evlendirsin...

Demin televizyonda Esra Erol’u görünce aklıma evlendirme programları geldi. Bilmiyorum halen varlar mı ama ben denk geldiğimde bu programları seyretmeyi çok seviyordum. Bu programlar tam bir Türkiye mozaiği diye yazacaktım ama son zamanlarda programalar da, Anadolu çocuklarından daha çok komşu ülkelerden gelenler vardı.

Bu programlardan bir sürü var. Tek evlendirme programı yapan Esra Erol değil ve bu platformlar yabancılara Türkiye’de yaşama imkanı sunuyorlar. Komşu ülkelerden gelenlerden bir tanesine soruyor, “ne istiyorsun” diye, kadında “İzmir’de yaşamak istiyorum” diyor. Doğru söylüyor, kadının ilk hedefi Türkiye’de yaşamak, nasıl bir adamla evlenmek istediği ikinci hedef.
 
Misafir adaylarda olsa, bu programlar bu ülkenin gerçeği ve oraya çıkan adayların %95’i daha iyi maddi imkanlar bulmak için oradalar. Bu hedeflerini bu kadar net dile getiremedikleri içinde 70 tane başka kriter sıralıyorlar. Sonrada paralısı gelmediği müddetçe, “beğenmedim, elektrik alamadım” deyip duruyorlar.
Zaman zaman Esra kızıyor bunlara. “Kimseleri beğenmiyorsunuz, hepiniz kendinizi televizyon yıldızı zannetmeye başladınız” diye bağırıyor. Bir de programa telefonla bağlanıp, “şu anda ekranda olan pisliğin tekidir” diyenler oluyor. Bir günde, yine birileri bağlanıp, “o anda locadaki bir bayana talip olarak oraya gelmiş bir amca için, “onu oradan yok edin, biz bu adamın bundan önceki iki karısını öldürdüğünü düşünüyoruz” demişlerdi. Sanki çok iyi bir aday değil gibi…

Çıkıyor bir tanesi “çok zenginim” diyor, yarım saat sonra birileri arayıp, “onun 5 kuruşu yok, uçan kuşa borcu var” deyiveriyorlar.

Bir gün amcanın biri çıktı programa ve “ben baştan söyleyeyim, bana talip olarak gelecek bayanlar bilsinler ki, ben çok çapkın bir adamım ve her fırsatta aldatırım” dedi. Ne mi oldu? Amcaya talep yağdı. Kadınların değişik çalışan kafa yapısı, amca için talep patlaması yaşanmasına neden oldu.

Bir başka gün, amcanın biri bayanın birine talip olmuş gelmiş ve ekrana çıkalı daha 5 dakika olmamışken, Esra Erol, “canlı bir telefon bağlantımız var” dedi ve bir anda, “Allah cezanı versin Muhittin, ben burada seni bekliyorum, sen orada Esra Erol’a mı çıktın” diye bir bağırma duyuldu. Amcanın pişkinliği inanılmaz boyutlardaydı. Arayan karısı. Amca diyor ki, “İstanbul’a gideceğim dedim ya sana”. Kadıncağız da, “boyun devrilsin Muhittin, kumaş alıp geleceğim dedin, meğerse evlenmeye gidiyormuşsun” diyor.

Amcam rahat, “ama abartıyorsun” filan gibi cevaplar veriyor ve bu sefer bizim amcanın Edirne’den arayan eşi, amcanın talip olarak gittiği kadına saldırıyor. Zavallı kadıncağızın hiçbir şeyden haberi yok. Gelmiş adamın biri talip olmuş, tanımaz, etmez, nereden bilsin evli olduğunu. Zaten daha amca televizyona çıkalı da iki, üç dakika bir şey olmuştu. Kadın bağırıyor, “ benim kocamla ne işin var, üzerime kuma mı geliyorsun vs. vs.”. Kadıncağız ağzını bile açamadan telefondaki ağzına geleni söyledi ve en sonda “Muhittin senle bu akşam evde hesaplaşacağız” deyip, çat diye telefonu kapadı.

Esra Erol, hayatının en büyük şokunu, Hollanda’dan arayan bir bayanın, ben orada birine talip olmak istiyorum dedikten sonra, bir bayana talip olmak istediğini söylediğinde yaşadı. O an saçlarında en az 13 tane beyaz oluştu.

Başta da belirttiğim gibi, bu programlarda her çeşit insan var. Bazı durumlara gülsek de, genelde hikayeler hep acıklı. Sokakta kalanlar, evden kapıya atılanlar, ailesi tarafından dışlananlar, annesi, babasıyla yıllardır küs olanlar, ne isterseniz var.
Herkes, maddi sıkıntı çekmeden, mutlu bir yuvada yaşamak istiyor ve maddi ve manevi olarak kendini güvence altına almaya çalışıyor. Bundan dolayı da kimseye kızamayız. Bu kadarcık bir şeyi de isteme hakları olsun artık…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder