İsrail’in, Filistin’de yaptıkları, 15 yaşında bir
Filistinliyi öldürmesi, çocukların üzerine yağan bombalar hiçbir zaman tasvip
edilemeyeceği gibi, Filistinlilerin 3 masum İsrail gencini öldürmesi de tasvip
edilemez. İsrail’in bu kaçıncı operasyonu ben sayısını unuttum. Masum
insanların öldürülmesini, evlerinin havaya uçurulmasını televizyonlarda film
seyreder gibi seyretmek içime dokunuyor. Yaşanan vahşeti anlatabilecek
kelimeler bulmak kolay bir iş değil.
Birileri, bir yerlerde oturmuş ve insan hayatını
sıralamaya sokmuş ve bu listede de en alt sıraya Filistinlileri koymuş. Bugün
yeryüzünde, kimsenin kılını bile kıpırdatmadan izlediği ölümlerin başında
Filistinliler geliyor. Filistinlilerin ölmesi çok olağan olmaya başladı.
Gazze’nin ölümle saklambaç oynamaya alışmış zavallı çocukları bir bir
sobeleniyor ve dünyanın gıkı çıkmıyor. Soruyorum size, İsrail’in güvenliğini
tehdit eden bu minik, masum, son nefesinde bile çikolatasından vazgeçemeyen
yavrular mıdır?
Hepimiz üzgünüz, buruğuz. Vücudunda bir çok yara
olan ve yüzü gözü kan içindeki o minik Filistinli kızın, elindeki yarısı yenmiş
çikolataya sımsıkı sarılmasının görüntüsü gözlerimin önünden gitmiyor. Akşam
onla yatıyorum, sabah onla kalkıyorum. Sahilde futbol oynarken barbarca
öldürülen çocuklardan tutunda, evdeki odası isabet alıp ölen çocuğa kadar
yapılan bu kıyımı içime sindiremiyorum. Bu işlerin yüz yıllık tarihine ve nasıl bir puştlukla bu savaşların ve ölümlerin başladığının detaylarına girmek istemiyorum. Her bir camianın arkasında büyük yaşanmışlıklar, büyük acılar, büyük kayıplar var.
Benim bu sabah değinmek istediğim konu, sapla samanı bir birine karıştırmamız gerektiği konusu. Nasıl Irak’ta, Çin’de, Azerbaycan’da orada, burada Türkler varsa, dünyanın çok çeşitli ülkelerinde de Yahudiler var. Ülkemizdeki Yahudi kökenli kardeşlerimiz de dahil olmak üzere, bütün dünya üzerindeki Yahudi kökenli insanları İsrail hükümeti ile aynı kefeye koymaya çalışmak, veya hepsinin aynı şekilde düşündüğünü varsaymak yanlışların en büyüğü olur.
Ben CCI’da çalıştığım dönemlerde iş icabı İsrail’e gitmiştim ve orada sohbet esnasında öğrendiğim en büyük şeylerden bir tanesi, İsrail’de yaşayanların bir çoğunun Amerika’da yaşayan Yahudi kökenli insanları çok da sevmedikleri olmuştu.
Mütemadiyen onu boykot edin bunu boykot edin
çağrıları görüyorum ama bunların detaylarını iyi anlamak lazım. Bugün dünya
artık öyle küçük bir yer ki, her şey birbirine entegre olmuş durumda. Biz
buradan A markasını boykot edin derken, severek alıp kullandığımız B markasının
hammaddesi de o boykot çağrıları yapılan ülkeden geliyor olabilir. Ayrıca, bir
şeyler boykot edilecekse ülkeye gelmeden edilmesi gerekir. Ülkeye geldikten
sonra, yerel ekonomiye zarar vermekten başka bir işe yaramaz.
Eksik bilgilerle ne kendimizi dolduralım, ne de
başkalarını doldurup ortamı gerelim. İnanın o işi çok iyi yapan insanlar zaten
var.
İsrail hükümetinin politikalarını eleştirip en ağır
yorumları mı yapacaksın, sonuna kadar seninleyim. Şezlong açıp insanların
ölmesini seyrederek çekirdek yiyen rezilleri veya bunlar gibi düşünenleri mi
eleştireceksin sonuna kadar seninleyim. Hatta istersen küfür bile edebilirsin.
Küfür dağarcığın yetmezse bende elimden geldiği kadar yardımcı olmaya
çalışırım. Hepsine varım ama Türkiye’de satılan dondurma, Yahudi kökenli
insanların Rusya’nın batısında yetiştirdiği kavunlardan yapılıyormuş, o yüzden
kimse bu dondurmadan yemesin diyorsan, ona yokum.Bu sabah gazetede gördüm, Türkiye’de ki Haham bir iftar yemeğine davet edildi diye söylemedikleri kalmamış. Neden davet edilmesin? İstanbul’da ki haham, İsrail hükümetinin bir bakanı mı? O mu verdi bu yaşanan rezilliklerin, katliamların emrini? Buradaki kardeşlerimizin, İsrail hükümetini temsil etmediğini herkesin çok iyi anlaması gerekiyor. Hükümetlerle, insanları ayrı, ayrı görebilmeyi öğrenmemiz gerekiyor.
Ayrıca zannetmeyin ki her İsrail vatandaşı da bütün
bu yaşananlardan mutlu oluyor. İsrail’de de bütün bu savaşlar bitsin ve kimse
ölmesin isteyen çok insan var. Daha dün gece başkent Tel Aviv’de bu saldırılara
karşı çok büyük bir eylem vardı. Her ülkede olduğu gibi orada da hükümetlerinin
icraatlarını beğenmeyen ve tasvip etmeyen birçok insan var.
Geçmişte, yaşananlarda, bugün Filistin’de
yaşananlarda, ben insanım diyebilen hiçbir insanı mutlu etmemeli. “Geçmişte az
bile yapılmış” gibi nefret söylemleri, ne bugünkü trajediye yardımcı olur, ne de
geçmişte yaşanan rezillikleri haklı çıkarabilir. Bunların hepsi, insanlık
tarihinin kara lekeleridir.
Düşüncelerimizi, nefretlerimizi, tepkilerimizi,
yorumlarımızı, gerçek noktaya odaklanarak yapmamızın hepimiz için daha yararlı
olacağı görüşündeyim. Özellikleri birbirinden çok farklı olan parametreleri
sanki birebir eşitlermiş gibi düşünmek bizi çok yanlış noktalara yönlendirir.
Sapla samanı birbirine karıştırmayalım…
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...