22 Temmuz 2014 Salı

Kutuplar Birbirini İter mi Çeker mi?

Bugün yemeklerden önce günde 3 kere kullandığımız, “kutuplaşma”, “kutuplaştırma” laflarını 1-2 yıl öncesine kadar bilmiyorduk bile. En azından ben bilmiyordum. Bu konuda bütün bildiğim fizik derslerinde mıknatıs konusunda öğrendiklerimden ibaretti. Tabi ki, birde kuzey, güney kutupları var.

Bu coğrafyanın, fiziğin konusu olan kutuplar ne oldu da günlük hayatımızın en büyük parçalarından biri haline geldi. Herkesin dilinde bir kutuplaşmadır gidiyor.
 
Konunun uzmanı arkadaşlar benden çok daha iyi bileceklerdir ama benim gördüğüm kutuplaştırma iyi bir silah ve çok esnek bir yapısı var. Bir insanı kendi tarafına çekebilirsen, bu onların senin yaptığın veya yapacağın her türlü hatayı görmesini engellediği gibi, karşı tarafa karşıda büyük bir nefret oluşturuyor. Bu kutupta olmayanlar, ağızlarıyla kuş tutsalar sana yaranamıyorlar.
Günümüzde de başta politikacılar ve kulüp başkanları olmak üzere yetkisi ve koltuğu olan herkes, bukutuplaştırma işini büyük bir başarıyla uyguluyor. İnsanları kendi tarafına çekip kutuplaştırdığın zaman bütün nefret karşı tarafa yönelik oluyor. Mesela kimse dönüp de sana, “bizim takım neden 25 yıldır şampiyon olamıyor” demiyor veya neden “biz hiçbir seçimi kazanamıyoruz” demiyor.
Bütün nefreti karşı tarafa yönelttin mi sen yırtıyorsun. Nefret çok kuvvetli bir duygu olduğu için karşı tarafa yönelmiş olan bu kin, senin bütün hatalarını örtüyor. Sen sahtekarlık mı yaptın? Hiç önemli değil, karşı tarafa karşı olan nefretimiz senin sahtekarlığından daha önemli bizim için.

Nasıl beğendiniz mi? Bu kutuplaştırma işi güzel iş değil mi? Güzelde işte insanları kandırıp Kuzey Kutbuna çekene kadar bir çaba harcamanız, biraz dil dökmeniz gerekiyor. Ayrıca bu liderlerin karakterleri, tavırları böyle filan zannetmeyin. Bu kutuplaştırma işi tamamen bilinçli olarak bilerek yapılıyor. Bunun bir zor tarafı da, bir kere yapmakla olmuyor. Sürekli vurgulayıp konuyu hep taze tutmanız gerekiyor. Bu nedendir ki, politikacıları, kulüp başkanlarını filan hayatımızda görmediğimiz kadar televizyonlarda görüyoruz. Konuyu sürekli taze tutmazsan unutulur gider ve Allah korusun insanlar aralarındaki nefreti unutup dost, kardeş filan olurlar.
Sevgili dostlar, kimse unutmasın ki bugün nefret ettiğimizi zannettiğimiz konuların birçoğu suni yaratılmış nefretlerdir. Kafamıza işleye, işleye bu nefretler yaratılmıştır. Bu kutupların içinde yerlerini almış insanlara karşı taraftan yapılan saldırılar, küfürler de, insanları bu kutupların içine çekenleri haklı çıkarmaktan başka bir işe de yaramıyor.
Kısa vadede başarılı olsa da, uzun vade de, ayırma, bölme, kutuplaştırma işinin toplumlara bir yarar sağlamayacağı da çok net olarak görülüyor. Ben bugün paçamı kurtaracağım diye, grupları yıllar sürecek nefretlerin içine sürmenin vebalini kimse taşıyamaz.

İster başbakan olsun, ister kulüp başkanı, ister şirket başkanı, Emin artık bugün insanların iyi niyetli, yapıcı, kucaklayıcı insanlara ihtiyacı olduğunu düşünüyor. Günlük menfaatler için yılları satılığa çıkarma dönemleri artık bitmeli.

Şimdi önümüzde bir cumhurbaşkanlığı seçimi var ve artık ülkenin huzura ihtiyacı var. İnsanlar yorgun. Bu kadar nefreti, gerginliği bünyede taşımak kolay bir iş değil. Herkesin külahını önüne koyup, gelecek yılları düşünüp (en az 7 yıl) ona göre bir karar vermesi gerekiyor.
Fizikten söz ederek başladık bu sabah, o zaman gerilen bir maddenin eninde, sonunda kopacağını da hepimizin anlıyor olması lazım…

Bugün size yarayan gerginlik, koptuğu zaman kimsenin işine yaramaz…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder