Bu sıkıntılı günlerde umarım bu bayram herkesin güzel günler geçirmesi için bir başlangıç olur. Aslında bu gün bir şeyler yazmak planım yoktu ama sevgili Zeynep Hoca'mın mendil paylaşımı, beni eski bayramlara götürdü ve bu konuda bir iki şey yazmak istedim.
O güzel
bayramlar yok artık. Bırakın güzel bayramları, hiçbir türlü bayram yok artık. Ne
bayramlar var ne de insanlarda bayram kutlayacak ruh hali. Hastalıklar, ölümler, ekonomi, maddi sıkıntılar, şehitler, kadın cinayetleri, o, bu derken kimsede bayram hali kalmadı.
Zeynep’in de
söz ettiği gibi anneannemin de olduğu bir ortamdaysak her bayram bize de
muhakkak mendil verilirdi. Kadıncağız o mendilleri aylar öncesinden alır saklardı.
Anneannemin her daim mendilleri vardı ve bir şey için lazım olduğunda hemen
dolabından çıkartıverirdi. Hatta eve ziyarete gelen çocuklar bile mendillerden
nasibini alırdı.
Şimdiki
çocuklara bayramda veya doğum günlerinde mendil filan versen gider seni ruh
hallerini bozduğun için savcılığa şikâyet ederler. O mendillerin değerini
şimdiki duble Z jenerasyonunun anlamasının imkânı yok. Götürüp annesine vermeye
bile üşenir.Mendiller gitti de sanki bayramlar kaldı mı? Ne yazık ki bayramlar da gitti. Bu bayramdan kaçma âdetini ilk kim başlattıysa aferin ona. İki bayramımız vardı kutladığımız, o da kalmadı. Her şey gibi bayramlar da ticari hedeflere kurban gitti. İç turizm canlansın diye dokuz güne çıkarılan bayram tatilleri, bayram kutlama işinin de sonu oldu.
Bayram
yaklaşırken, kimse "Bu bayram kimleri ziyaret ederiz?" diye düşünmüyor. Herkes,
uygun bir fiyata nereye gidebiliriz derdinde. Yollarda ve havaalanlarında
sürüneceğini bile bile herkes bir yerlere gitmeye çabalıyor. Sonra da on saatte
bir yere varamamalarına şaşırmalarına da ben şaşırıyorum.
Yine
Amerika ile mukayese edeceğim. Hiçbir Amerikalının "Hadi bu sene Noel’den
kaçalım, tatile gidelim." dediğini ne duydum ne de düşünebiliyorum. Her sene
bütün tatillerini aynı şevk ve arzuyla kutlarlar. Evde hindi mi yiyecekler,
ailece dışarıda mı buluşacaklar her ne yapacaklarsa her sene hiç aksatmadan
aynı şeyi yaparlar.
Maymun
iştahlı ve her şeyden kolay sıkılan bir toplum olarak bayramlardan da sıkıldık.
Ne biz kimseye gidelim ne de kimse bize gelsin. Kimseyle uğraşmak istemiyoruz.
Toplumun bencillik katsayısı da gittikçe artıyor. Onun yerine kaçarız üç gün
Bodrum’a. Geleneklerimize, bayramlarımıza sahip çıkamamamız aslında çok acı bir
şey ama hiç birimiz bunun farkında değiliz.Bu sene bayram yaz aylarına denk geldi, kabul ediyorum ama kışa denk geldiği zaman da durum çok farklı değil. Herkes şehirde yangın çıkmış gibi kaçıyor. Aslında belki de bu bayramlaşma işini tatil yörelerinde organize etmek lazım.
Bu işte
kabahat kimde, açıkçası bilmiyorum. Belki anneannesinin mendil geleneğini devam
ettirmeyen sevgili Zeynep Hocam'da, belki de bu işleri dokuz günlük ticari tatillere
dönüştürenlerde. Bizim çocukluğumuzda bayram tatilleri dokuz güne uzatılıyor muydu
hiç hatırlamıyorum ama sanki öyle bir şey yoktu gibi geliyor bana.
Kim bilir,
belki de kabahat hepimizde.Sağlıklı kalın, mutlu kalın...
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...
Sevgili Emin açıklama kısmında Twitter X olmadı mı?
SilBu vesile ile Şeker Bayramını kutlar esenlik dilerim.