Şarkının sözleri aynen böyleydi. Daha doğrusu ben
böyle hatırlıyorum. Birçoğunuz bilmezsiniz ama 1960’larda sevgili Alpay’ın bu
şarkısı çok popülerdi. Neresinden ve nasıl çıkardığını bilmiyorum ama Alpay bu
şarkıda tren sesleri bile çıkarırdı. Ben de trenlere meraklı bir insan olarak
bu şarkıyı dinlemeyi çok severdim.
Kara tren gerçekten de gelmezdi ama görülüyor ki,
yüksek hızlı trende bir türlü gelemiyor. Trenleri sevdiğim için hızlı tren
çalışmalarını da takip ediyorum ama hızlı tren çalışmaları çok yavaş gidiyor.
Tren hızlı, çalışmalar değil. Kaç defa açılış tarihi açıklandı, kaç defa
ertelendi. Ben bütün bu ertelemeleri şöyle anlıyorum. Bir niyetleniyorlar,
sonrada birileri çıkıp, “yok ulan daha hazır değiliz, insanlar ölür vallahi”
diyor ve açılış erteleniyor.
Hızlı tren gelemedi bir türlü dedik ama zaten
İstanbul’a da gelmiyor. Geleceği son noktada, Pendik istasyonuymuş. Pendik’ten
sonra mı ne olacak? Orada Marmaray’a aktarma yapıp gideceğiniz yere kadar
gidecekmişsiniz. Ankara’dan bindin trene Haydarpaşa’ya gideceksin. Alacaksın
bavullarını diğer trene aktarma yapacaksın ve muhtemelen ayakta Haydarpaşa’ya
kadar gideceksin. Haklısınız, bir sürü eziyet.Bir dakika hemen söylenmeye başlamayın zira henüz o da yok. Ne demek, nasıl yani? Yok işte. Pendik’ten sonrası muhtemelen 2016 sonunda filan hazır olacak. Şu anda Pendik’ten sonra bırakın hızlı treni, benim oyuncak trenimin bile gidebileceği bir hat yok. Muhtemelen o günlere kadar Pendik’ten sonra otobüs seferleri koyarlar. Anlayacağınız İstanbul – Ankara arası hızlı tren diye bir şey yok. Pendik – Ankara arası var. Örnek olarak halkalıda yaşayan birinin hızlı trene binmek için Pendik’e gitmeye kalktığını düşünebiliyor musunuz?
Pendik – Haydarpaşa arası enteresan bir konu olarak
karşımıza çıkıyor. Bu güzergahta apartmanların tren yolunun dibinde olduğu
düşünülürse, aslında burası hızlı tren için hiç uygun bir alan değil. Bazı
dairelerin tuvaletleri ile demiryolu arasında 130 cm bile yok. Hem apartmanlar
çok yakın, hem de yol kıvrıla kıvrıla gidiyor. Trenin bu güzergahta 30-40
km/saat hızla filan gitmesi gerekecek, yoksa bu virajlarda devrilir.
Duyduğuma göre bunu gören büyüklerimiz hem yolu 3
hat haline getirebilmek, hem de birazcık düzeltebilmek için bazı apartmanları
istimlak etmeye karar vermişler. İlk aşamada da 100 kadar apartmana bu konudaki
tebligatlar gitmiş ve hepsi mahkemelik olmuş. Devletimiz bu işi ucuz bir fiyata
kapatmaya çalışıyormuş, insanlarda onun değeri o değil diyorlarmış,
büyüklerimizde “o zaman neden vergini hep bu değer üzerinden ödüyordun”
diyorlarmış vs. vs. Anlayacağınız ayıkla pirincin taşını. Binlerce dava
açılacak gibi duruyor.
Bir başka bilgiye göre de, demiryolunu daha düz bir
güzergah haline getirme çalışmaları gelecek 3-5 yıl içinde de devam edecekmiş.
Bu da demek oluyor ki, önümüzdeki yıllarda daha başka istimlak tebligatları da
gelebilir.Geçen akşam Sabiha Gökçen Havalimanına inerken, yukarıdan yeni demiryolunun Gebze-Pendik arasını görme şansım oldu ve o kesimde bile yol kıvrıla kıvrıla gidiyor. Anlayacağınız bizim hızlı trenin daha çok işi var.
Hepinizin bildiği gibi, hızlı trenlerde rayların
doğru dürüst yapılması kadar önemli bir konuda, sinyalizasyon konusudur. Bu
kadar yüksek hızlarda her şeyin otomatik olarak hiç şaşmadan yürümesi gerekir.
Bir makasın birazcık geç değişmesi felakete yol açabilir. Ne yapıyor muş bizim
Anadolu çocukları? Bu sinyalleri taşıması gereken kabloları kesip
çalıyorlarmış. Hadi şu anda trenler henüz çalışmaya başlamadı, iki gün sonra
hizmet başlayıp trenlere 400 kişi dolduğu zaman ne olacak. Allah hepimizi
korusun diyeceğim ama büyüklerimiz onu da düşünmüş ve bir adet hızlı tren
kablolarını koruma taburu kurulmuş. İnşallah kimseyi gözden kaçırmazlar.
Hızlı tren 1970’lerden beri gündemde olan ama bir
türlü bir yerlere varamayan bir konudur. Bilecik dağlarındaki tünelleri ve
güzergah boyunca yapılan viyadükleri ve köprüleri görüp de takdir etmemek
mümkün değil.
Tek dileğim, Erzurum pistlerinden daha sağlam
yapılmış olmaları…
Günaydın Dostlar,
YanıtlaSilYazılarımı Twitter'da AykutEvrankaya sayfasında, Facebook'ta Sabah Sabah Evrankaya sayfasında, LinkedIn'de Emin Evrankaya sayfasında takip edebilirsiniz.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...