“Gölge etme başka ihsan istemem senden.” demiş, Diogenes büyük İskender’e. Ne de güzel söylemiş. Şimdiki devirde olsa böyle bir laf edebilmek sıkardı.
Günümüzün
insanları, politik olmak adına “Bu bitkinin büyümesi için gölgede kalmaması
gerekir.” gibi ortaya bir laf ederlerdi.
Hani, öküz sen anla da çekil ışığımdan anlamında. Bugün de hayatımızda ne
kadar çok gölge eden var değil mi? Bu tipler, bırak sana ışık saçmayı gelen
ışığa da mani oluyorlar. Üstüne bir de ukalalık, bilmeden yorumlar, her işi
basit görmeler, yapılan işi aşağılamalar vs. vs. Geliyor, diyor ki “Ben sana
fener tutmaya geldim.” Geldin de baba fenerden beş yüz kat daha fazla ışık veren güneşi
kapattın. Al fenerini de git baba ya.
Bizim
hamurumuzda sanki ukalalık mayası biraz fazla var gibi geliyor bana.
Duyuyorum, adam geçen gün diyor ki ” Bak bak nasıl yanlış taşıyorlar masayı.” O zaman bir zahmet buraya gel, masanın bir ucundan tut da hepimize masanın nasıl taşınacağını bir göster. Arkasından
da genelde şöyle bir laf gelir. “Eski zaman olsa ben tek elle taşırdım ama
şimdi olmaz, bende disk kayması var.” Haaaa demek ki sen daha ayakkabıları giyip ortaya
çıkamıyorsun bile, o zaman ukalalık da yapmayacaksın.
Hudson’s
şirketinde çalışırken yılda bir kere yöneticilerle işçilerin bir gün için
yerlerini değiştirirlerdi. Ben bütün bir gün boyunca gömleklere fiyat etiketi
yapıştırıp sonra da üç gün bel ağrısı çektiğimi çok iyi hatırlıyorum. Üstelik
adamın etiketlediğinin yarısından bile az bir iş yapabildiğim halde. Hafif
eğilmiş vaziyette bütün gün ayakta etiket yapıştırmanın çok da kolay bir iş
olmadığını biliyordum ve bu konuda hiç de ukalalık yapmamıştım ama o günden
sonra konu iyice netleşti.
Aynı şekilde
benim yerime yöneticilik yapan kişi de gelen sorulardan ve sorunlardan çok
bunalmıştı. Ertesi gün bana “Karar vermek etiket yapıştırmaktan çok daha zor
bir iş.” demişti. Eskiden "Bütün gün masada oturuyorlar, ne iş yapıyorlar ki
derdim ama durum farklıymış anladım.” diye belirtmişti. Bedenen çalışmanın da
birçok zorluğu var, masada oturup zihnen çalışmanın da.
Ukalalık ve
boş laf çok kolay, icraat yapabiliyor musun sen ondan haber ver. Bu tiplerin en
sinir bozucu olanları da hiçbir işe yaramayıp mütemadiyen ukalalık
yapanlarıdır. Zaten genelde de işi yapanlar ukalalık yapmaz, hep boş duranlar
konuşur. Emin de masada oturup bütün gün ukalalık yapabilir. Hatta düşünüyorum
da oldukça da başarılı olabilirim gibi geliyor bana.
Neyse ben
ukalalık yapmayım da gidip işlerimi halledeyim en iyisi.
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...
Sağlıklı kalın, mutlu kalın...