22 Ağustos 2021 Pazar

Yabancı...

Günaydın Dostlar,

Yabancı futbolcular konusunda herkes fikrini beyan etti, ben de topa girmezsem çatlarım. “Bütün yetki bende olsaydı neler yapardım?” diye düşünürken fikirlerimi sizlerle de paylaşmaya karar verdim.

Yaş sınırlaması olması gerektiğini düşünüyorum. 33 yaşından gün almış bir yabancı futbolcunun transfer olmasına kesinlikle izin vermezdim. Ülkemiz ruhu emekli olmuş futbolcularla doldu taştı.


33 yaşından küçük olanların da sadece 33 yaşına kadar sözleşme imzalamasına müsaade ederdim. Örnek olarak 31 yaşındaki bir futbolcu sadece iki senelik kontrat yapabilecek. Burada hemen Atiba istisnasını da açıklamak istiyorum. Türkiye’de oynarken 33 yaşından gün alan bir futbolcu, bir önceki sezonda resmi (lig, kupa, Avrupa) maçların en az %51’inde oynadıysa bir yıllık kontrat yenileyebilir. Bu maçların hepsinin tek bir takımda olması da gerekmiyor. Bir veya daha çok takımdaki toplam maçlara bakılacak. Sezonun bir bölümünü bir alt ligde oynadıysa o maçları bu hesapta kullanmıyoruz.

Bu uygulamada bir üst sınır yok. Bir önceki sezonda resmi maçların en az %51’inde forma giydiği müddetçe her sene kontratını yenileyebilir. Bir maçta “Forma giydi.” sayılabilmesi için en az 20 dakika oyunda kalması gerekiyor. Kota doldurmak için son bir iki dakikada oyuna sokmak forma giyilmiş maç sayısını arttırmıyor.

İkinci şartım da geldiği takımda (veya takımlarda) bir önceki sezonda resmi maçların en az %35’inde oynamış olması olurdu. Bu şart yürürlükte olsaydı Fenerbahçe Samatta, Krasic gibi futbolcularla uğraşıyor olmayacaktı. Burada Fenerbahçe’den örnek verdim ama bütün takımlarımız için bu tip yüzlerce örnek sayabilirim. Bu oyunculara heba edilen dövizlerle neler yapılırdı neler? 23 yaşından gün almamış futbolcular için bu şartımız geçerli değil. Bir önceki sezonu Türkiye’de oynamış olan yabancı oyuncular için de aynı şartımız geçerli.

Kendi takımında sadece üç beş maçta forma giymiş bir oyuncunun gelip de bizim takımlarımızda harikalar yaratacağını düşünmek, haddinden fazla iyimser olmaktan başka bir şey değildir.

Bir arkadaşım, “Bu şartlara göre 34 yaşındaki Messi Türkiye’ye transfer olamazdı.” şeklinde bir eleştiri yaptı. Benim cevabım mı? Evet, olamazdı.

Bir diğer arkadaşım da “Bu şartlarda yabancı oyuncu transfer etmek çok zor olur, Avrupa’da bir başarı yakalayamayız.” şeklinde bir yorum yaptı. Ruhu emekli olmuş, modası geçmiş futbolculara milyonlarca döviz ödeyerek hiçbir başarı yakalayamadığımız gibi bir de paramızla rezil olup bunların kaprislerini çektik.

Takımlarımızın hali ortada, geçen akşam oynanan dört maçı da takip ettim ve çok sıkıldım. Trabzon’un bir şeyler yapma çabası dışında ortada hiçbir şey yoktu.

Bu kısıtlamaları getirmekle beraber sorunun yabancı futbolcularda olduğunu da düşünmüyorum. En büyük sorun hiçbir sistemimizin ve verimli altyapı programlarımızın olmamasında. Basketbol ve voleybol takımlarında da çok fazla yabancı oyuncu var. Peki, orada neden sorun yok? Her sene hem kulüp bazında hem de milli takımlar seviyesinde başarıdan başarıya koşuyorlar. Her sene dünya kadar yeni oyuncu yetişiyor.

Düzgün altyapılar kurulmuşsa, sürekli olarak yeni oyuncular yetişiyorsa o zaman yabancı oyucular gittikleri ortama değer katabilirler. Her gün onlardan bir şeyler öğrenebilirsin. Hiçbir şey yapmayıp yabancıları “maç kurtarıcı” aslanlar olarak görürsek hiçbir yere varamayız. Bir oyuncunun gelip de bütün takımı sırtlama dönemleri bizim çocukluğumuzda kaldı.

Gelen yabancı hemen ortama ayak uyduruyor ve kendini Türkiye’de kampa gelmiş gibi hissediyor. Kulüplerin durumunu hepimiz görüyoruz. Hepsinin altlarından kalkamayacakları kadar borcu var ve bir nevi bankalar kulüplerin sahibi oldu.

Kulüplerimizin bu tip transfer paralarını ve maaşları ödemeleri mümkün değil. Ne kadar ödeyebileceklerine de bir sınırlama getirmeyi düşünüyordum ama şimdilik onu başka bir sabaha bıraktım.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

15 Ağustos 2021 Pazar

Sorun Yollarda Değil Gözlerde

Günaydın Dostlar,

Ne zaman bir yerlere gitmek üzere yola çıksam hemen aklıma “Gözlerim vagonları dolaştı üzgün üzgün.” sözleri gelir. Sanki Filiz Akın’ı vagon pencerelerinde arayan benmişim gibi bir hisse kapılırım. “Filiz Akın” demişken her zaman çok zarif bir insan olduğunu düşünmüşümdür.

Tren yavaş yavaş gider, el sallayanlar yavaş yavaş trenle beraber yürür; ne güzel ve duygulu anlardır. Tren tamamen gidince de boş gözlerle birkaç saniye boş kalan perona ve raylara bakarsın.



Bu da bir "çocukluğuna inme" durumu olsa da tren sevgimden kaynaklanıyor da olabilir. Neden otobüs camlarında değil de tren camlarında aradığımı ben de bilmiyorum. Tabii bir nedeni de hayatım boyunca sık sık sevdiğim insanları bırakıp gitmek zorunda kalmış olmam da olabilir. Pazar günlerinin buruk dönüşleri insanı etkiliyor.

Geçen gün Ankara’ya gelirken de durum aynıydı. Daha Sultanbeyli Kavşağı’na gelmeden “Gözlerim vagonları…” diye mırıldanmaya başladım. Kendimi susturmak için radyoyu bile açtım. Orada da aynı şarkı çıksaydı, vallahi hemen geri dönerdim. Bu tip milyonda bir ihtimaller ancak televizyondaki dizilerde olur.

Yollarda sorun yok. Sorunu başlatan gözler. Gözleri de dolduruşa getiren şarkılar. Huzur içinde Hereke’nin masmavi sularına bakarken, bir anda devreye İbrahim Tatlıses girdi. “Mavi mavi, masmavi, gözleri boncuk mavi, bir gördüm aşık oldum…” diye söylemeye başlayınca yolumuz da Marmara’nın yanından değil adeta içinden gitmeye başladı. Masmavi suları yararak gidiyorduk artık. Suyun serinliği güneşin sıcaklığına karışmıştı. Gözlerin maviliği ile denizin maviliği bir anda yakın akraba oluverdiler. Hatta “Sevgili oldular.” bile diyebiliriz.

Marmara’dan çıkıp yola devam ettiğimizde bambaşka yerlere gitmiştik. İzmit’e mi gelmiştik yoksa şarkının sonuna mı? Şarkılar bitse yollar bitmez, yollar bitse şarkılar bitmez. Şarkıların en büyük görevi sürekli anılarını taze tutmaktır.

Şarkı bitti, yol bitmedi. Bir müddet sessizce ilerliyoruz. Mola noktasına yaklaşırken Ümit ağabey, “Zeytin gözlüm uzaklarda işin ne, şarkıları düşürürüm peşine…” diye lafa giriyor. Her gün nikâh masasına oturacak değil ya Ümit ağabey de yollara çıkmış. Madem karşılaştık artık Bolu Dağı’na kadar bizle gelmek zorunda. Şarkılar bir kere peşine düştü mü dağların tepesine kadar gelirler vallahi.

Yolun kenarında zeytin ağaçları olmadığına göre bu şarkı da nereden çıktı şimdi? Bu gözlerdeki bakışlardan hiç kurtulamayacak mıyız? Ne mavisi peşimizi bırakıyor ne de simsiyah zeytin gözler. Mavi, yeşil, siyah, kahverengi derken bir anda ağacın birine çıkacağız. Polis amcaya “Vallahi gözler yüzünden oldu.” desem kesin suçsuz bulunurum. Gözler, her zaman etrafımızda olmakla beraber yola çıkınca hiç yanımızdan ayrılmıyorlar.

Çamlıdere’nin yemyeşil çam ormanlarına bakıp “Avrupa’da bile böyle güzel bir yol yok, Allah ormanlarımızı korusun.” diye kendi kendime konuşurken bu sefer de arka şeritte “Bak Yeşil Yeşil” beliriyor. Bu da nereden çıktı şimdi? “Bak” denildiği zaman kesin gözlerle bir ilgisi vardır. Yeşil yeşil, minik minik bakarlar. Doğal olarak bu durumda araba Çamlıdere - Kızılcahamam arası bir yerde ama sen başka bir evrendesin. Artık yeşil gözlerle beraber yemyeşil çam ağaçlarının arasında el ele yürüyorsunuz. “Yalnız benim için bak yeşil yeşil.” demene bile gerek yok, zaten başka türlüsü mümkün değil.

Ankara uzakta göründüğünde bitmeyen yol bir kere daha bitmiştir. Billur bir pınar gibi akan Çubuk Deresi değil, kahverengi gözlerin.

Her zaman söylerim, sorun yollarda değil gözlerde.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

2 Ağustos 2021 Pazartesi

Ekonomi Postası Temmuz 2021

Günaydın Dostlar,

Yılın ilk yedi ayını geride bıraktık. Gelin beraberce temmuz ayındaki gelişmelere bir göz atalım.

Türkiye’de, TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi), haziranda beklentilerin üzerinde arttı. Türkiye genelinde geçen aya göre %1,94 oranında yükseldi. Böylece yıllık enflasyon yüzde %17,53 oldu. Kısıtlamaların kalkmasıyla enflasyonun %1,5 civarı artması ve %17,0’a yükselmesi bekleniyordu. ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) de %4,01 oranında arttı ve yıllık enflasyon %42,89 oldu. Gördüğünüz gibi ikisinin arasındaki makas çok açık.

Açıklanan rakamlara göre, istihdam 216 bin düşerken işgücünün 418 bin azalması nedeniyle, TÜİK’in işsiz saydığı kişi sayısı 265 bin azaldı. İşsizlik oranı da %0,6’lık bir azalış ile %13,2 seviyesinde gerçekleşti. Açıklanan toplam işsiz sayısı 4.237.000. İnsanların iş aramaktan umudunu kesmesi bu rakamlara sanki bir iyiye gidiş varmış gibi yansıyor.



Merkez Bankası 14 Temmuz’da politika faizini beklentiler doğrultusunda %19’da sabit bıraktı.

29 Temmuz’da Merkez Bankası, yılsonu enflasyon tahminini %12,2’den %14,1’e çıkardı. 2022 yılsonu için %7,5 olan enflasyon tahmini %7,8 olarak revize edildi. 2023 enflasyon tahmini ise (şimdilik) %5 olarak korundu.

Amerika’da, ayın ilk günlerinde, tarım dışı istihdam 700 bin beklentisini aşarak 850 bin geldi ve mart sonrası en hızlı yükselişi gösterdi. %5,7'ye düşmesi beklenen işsizlik oranı ise %5,9 ile beklentilerden kötü geldi.

TÜFE’nin aylık bazda %0,5 oranında artması beklenirken, yıllık TÜFE’nin de %4,9’a gerileyeceği tahmin edilmekteydi ancak enflasyon beklentileri aştı ve yıllık %5,4 oldu. Milton Friedman amcanın söylediği gibi, “Enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olgudur”.

ÜFE %1 ile beklentilerin üzerinde geldi ve yıllık bazda da %7,3’e çıkarak son yılların zirvesini gördü.

FED, (Federal Açık Piyasa Komitesi) temmuz ayı toplantısının ardından beklentilere paralel olarak federal fonlama faizini değiştirmeyerek oy birliği ile %0-%0,25 bandında sabit bıraktı.  Aylık 120 milyar dolarlık varlık alımları da devam ediyor.

Amerika’nın GSYH raporu, ikinci çeyrekte yıllık %6,5 büyüme gösterdi. İlk çeyrekte büyüme %6,3 seviyesindeydi. Güçlü bir seviye olsa da beklentiler %8,5 büyüme yönünde olmuştu.

Süpermarket Alışverişi

Benim aldığım ürünlerin fiyatları, benim aldığım süpermarkette temmuz ayında geçen aya göre %2,21 oranında arttı. Bu artışla beraber yılbaşından beri toplam artış oranı da %9,24 oldu. Elimizdeki yedi aylık veriyi bütün yıl bazında düşünürsek, şu anda %15,85 civarında bir yıllık süpermarket enflasyon oranına doğru gidiyoruz. Muhtemelen bu oran önümüzdeki aylarda artacaktır.

Geçen aya göre fiyatı en fazla artan ürünler: Kâğıt Havlu: %53,76, Kulak Çubuğu: %36,99, Kuru Soğan: %29,99, Hıyar: %28,94, Dolmalık Biber: %24,73.

Geçen ay, yapılan indirimlerden ötürü, kâğıt havlu fiyatı en çok azalan ürünlerden biriydi. Bu ay normal fiyatına dönünce, fiyatı en çok artan ürünlerden biri oldu.

Geçen aya göre fiyatı en fazla düşen ürünler: Duş Jeli: %16,49, Yumurta: %8,13, Tereyağı: %6,56, Ağız Suyu: %5,99, Islak Havlu: %5,86.

Yılbaşına göre fiyatı en fazla artan ürünler: Limon: %72,81, Demlik Poşet: %50,48, Piliç Bonfile: %38,38, Elma: %35,29, Yeşil Çay: %34,21.

Yılbaşına göre fiyatı en fazla düşen ürünler: Atom Salata: %39,56, Duş Jeli: %33,22, Hıyar: %23,99, Salkım Domates: %21,92, Yumurta: %19,37.

Hatırlayacağınız gibi, ocak ayında, takip ettiğim 50 süpermarket ürününden 28 tanesinin fiyatı hiç değişmemişti. Şubat ayı sonunda yılın ilk gününden beri fiyatı hiç değişmeyen ürün sayısı 17’ye inmişti. Temmuz ayı sonunda, fiyatı hiç değişmeyen tek bir ürün bile kalmadı. Bu rakam geçen ay 5’di. Son kalan beş ürün yedi ay direnebildi ve pes ettiler.

İndirimler süpermarketlerde bütün hızıyla devam ediyor. Her gün bir şeyler ciddi boyutta indirimde oluyor. Biraz takip ederseniz çok uygun fiyatlarla alışveriş yapabilirsiniz.

Damacana

Nisan ayında damacana fiyatları %6,06 oranında arttıktan sonra bugüne kadar başka bir değişiklik olmadı. Damacana siparişlerinizi akıllı telefonlar üzerindeki aplikasyonlar üzerinden vermenizi şiddetle tavsiye ederim. Hemen hemen her markanın kendi aplikasyonu var. Uygulamayı telefonunuza indirip siparişlerinizi buradan vermezseniz, bayilerin belirlediği fiyatlardan ödeme yapmak zorunda kalabilirsiniz.

Şeker

Temmuz ayında, şeker fiyatı Haziran 2021 fiyatlarına göre dünya borsalarında %0,14 (USD) oranında arttı. Böylece yılbaşından beri toplam artış da %10,36 olarak hesap edildi.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 488,40 USD (22 Şubat 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 418,70 USD (22 Haziran 2021)

Temmuz 2020’den beri Londra Borsası’nda şeker fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %26,32 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Türk Şeker fiyatı 3,93 TL/Kg olarak devam ediyor. Bu da gösteriyor ki, şeker fiyatı üretimden rafa gelinceye kadar (nakliyat, ambalaj, işçilik gibi kalemler eklenince) yaklaşık olarak %43,42 oranında artıyor.

Süpermarket raflarındaki şeker fiyatlarında hiçbir değişiklik olmadı.

Yumurta

Yumurta fiyatları Haziran 2021’e göre Başmakçı Borsası’nda %0,25 oranında azaldı. Çok fazla bir değişiklik yok. Peki, (yaz ortasında) yumurta fiyatları neden bu kadar yüksek seyrediyor? Yumurta fiyatlarının artmasının nedeni talep patlaması değil. Başta yem olmak üzere yumurtacıların girdilerinin çoğu döviz ile fiyatlandırıldığı için, artan döviz kurları haziran ayında fiyatların artmasına neden oldu ve temmuz ayında da aynı şekilde devam etti. Başmakçı, Türkiye’de yumurta fiyatlarını belirleyen önemli borsalardan biridir. Toplamda da Aralık 2020’ye göre yumurta fiyatları  %18,93 oranında azalmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 0,69 TL (01 Ocak 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 0,45 TL (05 Temmuz 2021)

Bu düşüşler marketlere nasıl yansıdı? Marketler sonunda bu indirimi yakaladı ve geçti. Yaz aylarında yumurta talebi düştüğü için, Aralık 2020 fiyatlarına göre %19,37 oranında bir azalma oldu.

Bu ayki duruma bakarsak, yumurta fiyatı üreticiden rafa gelene kadar yaklaşık %35,56 oranında artmış oluyor.

Süt

Hatırlayacağınız gibi, yılın ilk gününde çiğ süt fiyatları %21,74 oranında artmıştı ve bu da yılın ilk gününden itibaren fiyatlara yansımıştı. Temmuz ayı içinde %14,29 oranında bir zam daha yapıldı. Geçen ay, “Büyük bir ihtimalle temmuz ayında çiğ süt fiyatları artacak gibi görünüyor.” demiştim. Ne yazık ki, o önerim doğru çıktı. Böylece Aralık 2020 ile mukayese ettiğimizde toplam %39,13 oranında zam yapılmış oldu.

Toplamda da Aralık 2020’ye göre marketlerdeki süt fiyatları %31,40 oranında arttı.

İçki, Sigara

Benim takip ettiğim içki (yerli) ve sigara fiyatlarında temmuz ayında hiçbir değişiklik olmadı.

Doğalgaz, Elektrik, Su

Doğalgaz: 1 Temmuz 2021 itibarıyla doğal gaz fiyatlarına %12 oranında zam yapıldığı açıklandı. Yılın ilk altı ayında da %1’lik zamlar yapılmıştı. Yılbaşından beri toplam artış %18,95 oldu. Her ne kadar açıklanan toplam artış %18,95 olsa da, son yapılan zam bu ayki faturama henüz yansımadı. Benim faturam bu dönemde %9,22 oranında arttı.

Elektrik: Temmuz ayında elektrik fiyatlarına %15 oranında zam yapıldığı açıklandı. Güncel fatura birim fiyatını Aralık 2020 ile mukayese ettiğimizde fiyatların bugüne kadar %8,36 oranında artmış olduğunu görüyoruz. Bunun nedeni de yapılan zammın bu fatura dönemine sadece beş günlük yansıması. Gelecek ayki faturada bu artış oranı yükselecektir.

Su: İSKİ 1 Ocak 2021 tarihinde su fiyatlarına %6,84 oranında zam yapmıştı. Temmuz ayı içinde başka bir gelişme olmadı. Zam bu oranda açıklanmış olsa da diğer parametrelerin etkisiyle ilk yedi aylık dönemde benim faturamdaki birim fiyat %8,17 oranında arttı. Nasıl bir hesap yapıldığını bilmiyorum. Su fiyatı kullandığınız miktara çok bağlı. 15m3’e kadar olan kullanımlarda birim fiyat 4,81TL/m3, 15m3’ün üstündeki kullanımlar için birim fiyat 7,22TL/m3. Gördüğünüz gibi arada çok fark var. Her ne kadar fiyat 4,81TL/m3 olsa da bu fiyatı faturanızda hiçbir zaman göremiyorsunuz. İSKİ’nin kullandığınız her m3 başına 0,200m3 suyu insani kullanım hakkı olarak ücretsiz olarak verdiğini de belirtmek isterim.

Ham Petrol

Brent Petrol fiyatı (USD), temmuz ayında bir önceki aya göre %1,43 oranında arttı. Bu artışla beraber Aralık 2020’den beri toplam artış %47,90 oldu.

Petrol fiyatları temmuz ayının ilk yarısında yükseldi ancak Covid-19 salgınındaki artış ve OPEC+ grubunun ağustos itibarıyla petrol üretimlerini 400 bin varil arttırma kararı ay ortasında fiyatların düşmesine neden oldu.

Delta varyantının yayılması küresel ekonomi ve petrol talebindeki büyüme konusunda endişe yaratmaya devam etse de petrol 70 doların üzerinde tutunmaya devam ediyor.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 77,16 USD (5 Temmuz 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 51,09 USD (04 Ocak 2021)

Temmuz 2020’den beri Brent petrol fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %72,47 oranında artmış olduğunu görüyoruz. Burada salgından kaynaklanan baz etkisini de unutmamak gerekiyor.

Dolar, Euro

Temmuz ayında dolar endeksi bir önceki aya göre %1,59 oranında değer kazandı. ABD 10 yıllık tahvil faizleri de geçen aya göre %12,61 oranında değer kaybetti. FED’in güvercin açıklamalarıyla tahvil faizlerinde ciddi bir düşüş oldu. Faiz arttırmayacağını herkes bilse de “arttırmayı konuşabiliriz” gibi açıklamalarıyla piyasayı idare etmeye çalışıyorlardı.

TCMB Başkanı’nın sıkı para politikasına devam edileceği ve faizin enflasyonun üzerinde kalacağı yönündeki açıklamaları da yakın zamanda bir faiz indirimi olmayacağı şeklinde değerlendirildiği için kurdaki düşüşe katkıda bulundu.

Dolar temmuz ayında geçen aya göre %0,09 oranında değer kaybetti. Bu düşüşle beraber Aralık 2020’ye göre toplamda %11,16 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 8,7655 TL (22 Haziran 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 6,9275 TL (17 Şubat 2021)

Temmuz 2020’de dolara yatırım yapmış olsaydınız Temmuz 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %25,34.

Gelin bir de 2019’a bakalım. Temmuz 2019’da dolara yatırım yapmış olsaydınız Temmuz 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %51,58.

Euro/USD oranı temmuz ayında geçen aya göre %1,72 oranında azaldı.

Euro da geçen aya göre %1,98 oranında değer kaybetti. Bu düşüşle beraber Aralık 2020’ye göre toplamda (dolara benzer bir şekilde) %8,11 oranında değer kazandı.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 10,5350 TL (05 Haziran 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 8,4019 TL (19 Şubat 2021)

Temmuz 2020’de euroya yatırım yapmış olsaydınız Temmuz 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %29,86.

Gelin bir de 2019’a bakalım. Temmuz 2019’da euroya yatırım yapmış olsaydınız Temmuz 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %59,65.

Altın, Gümüş, Platin

Altın: Gram altın temmuz ayında geçen aya göre %1,91 oranında değer kaybetti. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %8,34 oranında değer kazanmış oldu. FED yetkililerinin açıklamalarıyla ons altın fiyatı ay sonuna doğru birazcık artmış olsa da dolardaki düşüş yüzünden bizim açımızdan çok bir şey fark etmedi.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 527,196 TL (02 Haziran 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 397,250 TL (18 Şubat 2021)

Temmuz 2020’de altına yatırım yapmış olsaydınız Temmuz 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %23,13.

Ons altın temmuz ayında geçen aya göre %1,60 oranında değer kaybetti. Şu anda Aralık 2020’ye göre %3,24 oranında değer kaybetmiş durumda.

Gümüş: Gram gümüş fiyatları temmuz ayında geçen aya göre %4,79 oranında değer kaybetti. Toplamda Aralık 2020’den beri %15,29 oranında değer kazanmış oldu. Altın için sıralamış olduğumuz parametrelerin birçoğu gümüş için de geçerli.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 7,7552 TL (02 Haziran 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 5,9212 TL (15 Ocak 2021)

Temmuz 2020’de gümüşe yatırım yapmış olsaydınız Temmuz 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %59,38. Bu oran geçen ay %92,71 idi.

Ons gümüş temmuz ayında geçen aya göre %4,74 oranında değer kaybetti. Bu düşüşle beraber toplamda Aralık 2020’den beri %2,45 oranında değer kazanmış oldu.

Platin: Platin fiyatları temmuz ayında geçen aya göre %3,40 oranında değer kaybetti. Toplamda Aralık 2020’den beri %17,87 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 10.348,98 TL (14 Mayıs 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 7.708,46 TL (11 Ocak 2021)

Temmuz 2020’de platine yatırım yapmış olsaydınız Temmuz 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %58,40.

Ons platin temmuz ayında geçen aya göre %3,29 oranında değer kaybetti. Bu düşüşle beraber toplamda Aralık 2020’den beri %3,04 oranında değer kazanmış oldu.

Metaller

Metal fiyatları Londra Metal Borsası tarafından açıklanıyor ve dünyanın her yerinde Amerikan Doları üzerinden işlem görüyor.

Alüminyum: Alüminyum temmuz ayında geçen aya göre %2,44 oranında değer kazandı. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %23,52 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 2.624,00 USD (30 Temmuz 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 1.951,50 USD (19 Ocak 2021)

Temmuz 2020’den beri alüminyum fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %52,68 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Alüminyum Alaşım: Alüminyum alaşım temmuz ayında geçen aya göre %5,42 oranında değer kazandı. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %19,01 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 2.257,00 USD (24 Şubat 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 1.875,50 USD (21 Nisan 2021)

Temmuz 2020’den beri alüminyum alaşım fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %79,28 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Kurşun: Kurşun temmuz ayında geçen aya göre %7,18 oranında değer kazandı. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %16,21 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 2.424,50 USD (26 Temmuz 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 1.896,00 USD (18 Mart 2021)

Temmuz 2020’den beri kurşun fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %29,37 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Çinko: Çinko temmuz ayında geçen aya göre %0,09 oranında değer kaybetti. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %5,52 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 3.063,50 USD (18 Mayıs 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 2.539,00 USD (2 Şubat 2021)

Temmuz 2020’den beri çinko fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %36,55 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Bakır: Bakır temmuz ayında geçen aya göre %1,92 oranında değer kaybetti. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %21,37 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 10.724,50 USD (10 Mayıs 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 7.741,50 USD (1 Ocak 2021)

Temmuz 2020’den beri bakır fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %48,77 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Nikel: Nikel temmuz ayında geçen aya göre %4,81 oranında değer kazandı. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %11,78 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 19.892,00 USD (30 Temmuz 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 15.907,00 USD (09 Mart 2021)

Temmuz 2020’den beri nikel fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %41,53 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Teneke: Teneke temmuz ayında geçen aya göre %4,60 oranında değer kazandı. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %72,88 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 19.689,00 USD (22 Şubat 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 15.907,00 USD (1 Ocak 2021)

Temmuz 2020’den beri teneke fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %96,33 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Hasır Çelik: Hasır çelik temmuz ayında geçen aya göre %0,11 oranında değer kazandı. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %25,71 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 794,00 USD (12 Mayıs 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 563,00 USD (1 Şubat 2021)

Temmuz 2020’den beri hasır çelik fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %74,64 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Kereste

Amerika kereste (lumber) fiyatı temmuz ayında geçen aya göre %36,35 oranında değer kaybetti. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %19,70 oranında değer kaybetmiş oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 1.686,00 USD (07 Mayıs 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 490,70 USD (15 Temmuz 2021)

Temmuz 2020’den beri kereste fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %22,94 oranında artmış olduğunu görüyoruz. Bu rakam geçen ay %159,38 seviyesindeydi.

Salgından dolayı evde oturan Amerikalılar, evleriyle uğraşmaya başlamışlardı. Bahçe duvarından tutun da ekstra odalara kadar her şeyi yaptılar. Ağaçlara ev yapanlar bile oldu. Bu da muazzam bir kereste talebi yarattı. Ağaçları kesen ve şekillendiren işyerlerinin de sağlık nedenleriyle kapanmasıyla bir anda ciddi bir arz sıkıntısı yaşandı ve kereste fiyatları tarihi seviyelere ulaştı. Mayıs ayında 1.500 USD seviyesine ulaşarak rekor kıran fiyatlar, aşılamanın yayılması ve hasta sayısının düşmesiyle son iki ayda 500 USD seviyelerine geriledi. Neden? Amerikalılar evlerinin tadilat ve tamirat işleriyle uğraşmayı bırakıp tekrar gezmeye ve seyahat etmeye başladıkları için.

Benzin, Motorin

Benzin fiyatları temmuz ayında Haziran 2021’e göre %0,22 oranında arttı. Böylece toplamda Aralık 2020’e göre toplam artış %8,38 oldu.

Temmuz ayında mazot fiyatları da bir önceki aya göre %0,23 oranında arttı. Aralık 2020’ye göre toplam artış %10,96 oldu.

Temmuz ayında fiyatlarda çok fazla bir değişiklik olmasa da yakın zamanda fiyat artışı bekleyebiliriz. Türkiye’de benzin fiyatları dünya ortalamasının çok altında seyir ediyor. Her ne kadar 7,70-7,80 TL’lik fiyatlar bize çok pahalı gelse de dünya ortalaması 12,00 TL’nin üzerinde. Petrol fiyatları ülkeden ülkeye değişmediğine göre aradaki farkı devletimiz göğüslüyor. Bu durum çok sürdürülebilir bir satış şekli olmadığına göre fiyatlarda yeni bir düzenleme yapılması yakındır.

Bu Ay Açıklanan Diğer Fiyat Güncellemeleri

Kolalı içeceklerin ÖTV oranı %25’ten %35’e çıkarıldı.

Puroların ÖTV oranı %80’den %45’e indirildi.

Artan hububat fiyatları ve elektriğe ve doğalgaza yapılan zamların etkisiyle İstanbul halk ekmek fiyatları 1,00 TL’den 1,25 TL’ye çıkarıldı. Fırıncıların zam talebi de gündemde.

Ankara’da 2,00 TL’den satılan simidin fiyatı 2,50 TL oldu.

Temmuz ayının son günlerinde İstanbul’da servis ücretlerine %15 zam yapıldı. Aynı şekilde toplu ulaşımda kullanılan elektronik bilet fiyatlarına da %15 zam yapıldı. Uygulamaya konulan zamla 3,50 TL olan tam bilet 4,025 TL oldu. Öğrenci bileti de 1,95 TL’ye çıktı.

Tüketici Güven Endeksi

Tüketici Güven Endeksi, tüketicilerin kişisel mali durumları ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ve gelecek dönem beklentileri ile yakın gelecekteki harcama ve tasarruf eğilimlerini ölçmeyi amaçlayan bir göstergedir. Tüketici Eğilim Anketi yapılarak belirlenir. Genelde her ayın son haftasında açıklanır.

Endeks en düşük 0 en yüksek 200 değerleri alabilir. Endeksin 100’den yüksek olması tüketici güveninde iyimser durum, 100’den küçük olması da tüketici güveninde kötümser durum olduğunu gösterir.

Takip etmeyen dostlarımız için böyle kısacık bir açıklama yaptıktan sonra bakalım Türkiye’de temmuz ayında durum nasıl. Temmuz ayında endeks değeri 79,5 oldu. Geçen ay 81,7 değeri ile birazcık yükselmiş olsa da bu ay %2,7 oranında tekrar azaldı. Gördüğünüz gibi, endeks halen çok düşük bir değerde. Endeksin 100’den küçük olması kötümser bir duruma işaret ediyor. Kısacası, kötünün iyisi durumundayız.

Satınalma Müdürleri Endeksleri (PMI)

Satınlma Müdürleri Endeksleri (Purchasing Managers’ Indexes – PMI), ekonomik faaliyet koşullarının ölçümü konusunda gerek küresel piyasalar gerekse ekonomi basını tarafından yakından takip edilen göstergeler arasında yer almaktadır. Ekonomik faaliyet koşullarına ilişkin olarak ilgili ay içerisinde açıklanan ilk verilerden biri olması, resmi verilerden önce yayınlanması ve gerçekleşen verilerle gösterdiği korelasyon, PMI endekslerine önemli bir öncü gösterge niteliği kazandırmaktadır.

IHS Markit tarafından oluşturulan PMI endeksleri birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede imalat, hizmet, inşaat gibi sektörler için aylık raporlar biçiminde kamuoyuna açıklanmaktadır. Doğal olarak bu çalışmayı yapan başka firmalar da var. Endekslerin hesaplanması için yapılan ankette, katılımcı firmalara üretim, yeni siparişler, stok düzeyleri, istihdam, tedarikçi performansı ve fiyat trendleri gibi parametrelerin hangi yönde geliştiği sorulmaktadır.

PMI’ların 50’den büyük olması önceki aya kıyasla bir iyileşmeye ya da artışa işaret ederken 50’den küçük olması önceki aya göre kötüleşme ya da düşüş olarak değerlendirilmektedir. Endeksler, sektörlerin faaliyet konularındaki değişimin nicel büyüklüğünü değil de, yönünü göstermesi açısından bir eğilim göstergesi özelliği taşımaktadır.

Türkiye’de bu endeksler İstanbul Sanayi Odası tarafından IHS Markit ile işbirliği kapsamında hazırlanıp her ay sanayicilerimiz ve kamuoyuyla paylaşılmaktadır.

PMI endeksleri hakkında bilgi sahip olduğumuza göre, gelin beraberce başta Türkiye olmak üzere bazı önemli coğrafyalarda son aylardaki duruma bakalım.

PMI İmalat Sanayi Raporu

Türkiye: Şubat: 51,7, Mart: 52,6, Nisan: 50,4, Mayıs: 49,3, Haziran: 51,3, Temmuz: 54,0.

ABD: Şubat: 58,6, Mart: 59,1, Nisan: 60,5, Mayıs: 62,1, Haziran: 62,1, Temmuz: 63,4.

AB: Şubat: 57,9, Mart: 62,5, Nisan: 62,9, Mayıs: 63,1, Haziran: 63,4, Temmuz: 62,8.

Almanya: Şubat: 60,7, Mart: 66,6, Nisan: 66,2, Mayıs: 64,4, Haziran: 65,1, Temmuz:65,9.

Çin: Şubat: 50,9, Mart: 50,6, Nisan: 51,9, Mayıs: 52,0, Haziran: 51,3, Temmuz: 50,3.

Japonya: Şubat: 51,4, Mart: 52,7, Nisan: 53,6, Mayıs: 53,0, Haziran: 52,4, Temmuz: 53,0.

Global: Şubat: 53,9, Mart: 55,0, Nisan: 55,8, Mayıs: 56,0, Haziran: 55,5, Temmuz: 55,4.

Türkiye'de, yeni siparişlerdeki artış ve kısıtlamaların gevşetilmesi, firmaların üretim hacimlerini arttırmasını sağladı. Büyüme hızı, haziran ayına göre arttı ve son dokuz ayın en yüksek düzeyinde gerçekleşti. Yine de 50'nin sadece çok az üzerinde olduğumuzu da unutmamamız gerekiyor.

Dostlar, daha önce de belirttiğim gibi bunlar Emin’in enflasyonu ve Emin’in takip ettiği ürünlerin ve piyasaların durumu. Ne piyasa analizi, ne de sizlere nasıl hareket etmeniz gerektiği yönünde bir tavsiye. Herkesin öncelikleri, gözlemleri ve risk tercihleri farklıdır. Alım alışkanlıklarınıza ve alım yaptığınız yerlere göre sizin enflasyonunuz daha farklı olabilir. Bakalım önümüzdeki aylarda ne gibi gelişmeler yaşayacağız.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…