19 Ekim 2017 Perşembe

Firuz Kanatlı

Günaydın Dostlar,

Şener Şen’in Haydarpaşa’ya indiği gibi elimde bavulumla Eskişehir Tren İstasyonu’ndan çıktığımda, yağan tipi altında bir an için “Ben burada tek başıma ne yapıyorum?” diye düşündüm. Hava karanlık, sokaklar boş ama kar taneleri çok doluydu. Suratıma doğru bir yarışın içindeydiler. “Boş boş uzaklara baktım” demek isterdim ama bakamadım.
Burukluk bir gün sürdü. Ertesi sabah işe başladığımda, Eti kültürünün sıcak havası Eskişehir’in dağlarından yelken açarak gelen bütün buzlu yağmurları ılık bir melteme çevirdi. Sevgili Ali İhsan Bey ilk kahvemi bile elleri ile yaptı. Muhteşem bir yakınlık vardı. İlk gün ile ilgili bütün detaylar halen aklımın bir köşesinde duruyor.


Ben dünyanın en sevimli insanı olmadığıma göre, neydi bu yakınlığın, bu aile ortamının sebebi? Kendimi bir anda ailenin bir parçası gibi hissetmeme neden olan büyünün içinde ne vardı? Burası gerçekten de büyük bir aileydi. İyi niyetli, sakin, kocaman bir aileye gelmiştim. Nedenini bilmesem de, ben Eti’de çalışmazken de, hiç kimseyi tanımasam da kendimi bu aileye çok yakın hissederdim. Yakın arkadaşlarım bilirler, “Burçak ve çay” sohbetleri yapmayı da çok severdik.

İşte o büyünün en ortasında Firuz Baba var. Karşınıza çıkan yakınlığın, sıcaklığın, mütevazı bir hayatın, iyi niyetin hepsinin ama hepsinin temelinde Firuz Kanatlı var. Onun yaşam şekli ve hayata bakış açısı, hem kendi ailesinin bütün fertlerine, hem de bütün çalışanlara örnek olmuş durumda. Ne diyor insanlar biliyor musunuz? Firuz Baba, Gülay Anne… Hatta Eti Anne…

İnsanların severek ve isteyerek birilerine anne, baba diyebilmesi ne kadar güzel ve özel bir duygudur. Patron diyebilirsiniz, amirim diyebilirsiniz, başkanım diyebilirsiniz vb. ama kaç iş yerinde, kaç kişiye gönülden “baba” diyebilirsiniz. Parayı yatırırsın, şirketi kurarsın, patron olursun ama baba olamazsın. Baba olmak parayla satın alınamaz, yürek yatırımı gerektirir.

Sabri Ülker’in vefatı esnasında gazetelerde gördüğümüz sözler, her gün karşımıza çıkan cinsten değildi. Yıllar geçmiş olmasına rağmen, o cümleleri halen tek tek hatırlıyorum. Bu nasıl bir inceliktir, en büyük rakibe bu nasıl bir saygıdır? Herkes başaramaz ama unutmayalım ki Firuz Baba herkes değildi. Sıkıntılı anlarında rakiplerine bile her türlü yardımı yapmayı düşünebilecek kadar kocaman kalpli bir insandı.

Ben kendi adıma Firuz Baba ile konuşma şansı bulamadığım için çok üzgünüm ama bıraktığı muhteşem eserin ve çok doğru yetiştirilmiş aile fertlerinin bir parçası olduğum için de çok mutluyum. Yaşadıklarını, tecrübelerini onun ağzından dinlemeyi çok isterdim.
Dostlar çok özel bir insan bizleri bıraktı ve ebediyete intikal etti. Daha Eti ile hiçbir bağım yokken, Firuz Baba'nın hayatını okumuş ve çok etkilenmiştim. Bu şehir ve bu ülke bir insanı bu kadar çok seviyorsa vardır elbet bir nedeni. Hiçbir şey kendiliğinden kocaman bir sevgi şelalesine dönüşmez.

Para hepimiz için çok önemli bir parametre. Bunu inkâr edemesek de, örnek liderlerimiz sayesinde bu hayatta paradan çok daha değerli şeyler de olduğunu öğrendik. Nasıl örnek bir insan olunur dersi aldık. Büyük paralar harcasak alamayacağımız bir dersi, sevgili Firuz Kanatlı’dan bedavaya aldık.

Sevgili Firuz Baba, biz seni hiç unutmayacağız. Seni hiç tanıyamamış olsam da, yaptıklarını ve nasıl örnek bir insan olmaya çalıştığını çok iyi biliyorum. Yerleştirdiğin felsefe, Firuz Kanatlı yaşam şekli Eti camiasında sonsuza kadar baki kalacaktır.

Bizlere bıraktığın en büyük hazine, fabrikalar, depolar, işyerleri değil; “yaşarken örnek olmak” dersidir. Mekânın cennet olsun…
Sağlıklı kalın, mutlu kalın…