28 Haziran 2021 Pazartesi

Delta...

İyi akşamlar dostlar…

Delta mutasyonu bütün hızıyla yayılıyor. Ülkeler yavaş yavaş yasakları geri getirmeye başladılar. Hindistan’da ölü sayısının açıklandığı gibi 400 bin değil milyonlarca olduğu söyleniyor. Bilinçli bir saklamadan ziyade sistemsizliğin yarattığı bir kargaşa var.

Maalesef, bizler de “salgın bitti” havasına girdik. Maskesiz dolaşanları daha fazla görmeye başladık. Arkadaşlar, hiçbir şey bitmedi. Belki de yeni başlıyor. Bu varyant ile gerçekleri bir kere daha düşünmemizde yarar var.



Bu değişime uğramış bir virüs ve mevcut aşıların bu virüse karşı ne kadar koruyucu olacağı konusunda hiçbir fikrimiz yok. Veriler bir sonuç çıkarabilmek için çok az.

“Ben iki aşımı da oldum, hasta olsam da hafif geçiririm” diye kimse güvenmesin zira bu virüse karşı eldeki veriler bu senaryoyu desteklemiyor. Maalesef çift aşılı kişilerin hayatını kaybetmeye başladığı açıklanıyor.

“Yaşlıları vuruyor” diye de kimse güvenmesin, tam tersine gençlerde daha çok yayıldığı konuşuluyor.

İlk ortaya çıkan virüse göre iki kat daha bulaşıcı olduğu çok net olarak açıklandı.

Kısacası, bu virüsü bambaşka bir virüs olarak görmemiz gerekiyor.

“Sıcakta virüs etkinliğini kaybediyor ve daha az bulaşıyor” şeklindeki görüşler, hiçbir zaman bilimsel olarak doğrulanmadı.

Bu varyant ciddi bir tehlike. Çok kısa sürede (Allah korusun) yolun başına döneriz. Tedbirleri elden bırakmayalım. Hepimiz çok bunaldık ama önlem almaya ve dikkatli olmaya devam.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

20 Haziran 2021 Pazar

Karpuzcu

Günaydın Dostlar,

Sokaklarda yürürken sık sık bu büyük ve güzel manavın önünden geçerim. Çalışanlara baktığımda da bir aile işletmesi olduğunu düşünürüm. Belki de hiç alakası yok. Bırakın aile olmayı en ufak akrabalıkları bile olmayabilir.

Bu sabah da yine çok güzel bir ortam var. Ilık havada cam bardaktan çaylar içiliyor. Benim bile canımı istettiler. Güler yüzlü ve iyi niyetli insanlar. İstesem belki bana da bir bardak çay verirlerdi. Limonata gibi bir hava var. Saat çok erken, henüz içeride hiç müşteri yok. Hepimiz biliyoruz ki şu anda olmasalar da biraz sonra gelecekler.



Tam bu esnada devasa bir kamyon gelip manavın birazcık ilerisine park ediyor. Kamyonun içinden de bir aile iniyor. Emin; baba, amca ve iki oğulları olduklarına karar verdi. Taktım bu sabah, ille de herkes aile olacak.

Kamyonun arka kapağı açıldığında niyetlerinin karpuz satmak olduğunu görüyorum. Benim görmem hiç önemli değil, bizim manav amcalar da görüyor. Kamyonun içinde milyon tane karpuz var. Ok gibi yerlerinden fırlayıp soluğu kamyonun yanında aldılar. Baba olduğunu düşündüğüm şahıs, “Burada satış yapamazsınız.” diye kükredi. Sesi bütün mahalleden duyuldu. Duyulunca ne oldu? İlgili ilgisiz herkes kamyon ile manav arasındaki on metrelik berzahta toplanmaya başladı.

Bu işlere çok bulaşmam ama yanlış yerde yanlış bir zamanda bulunduğum için mecburen ben de durdum. Herkes aynı anda bağırmaya ve itişip kakışmaya başladı. Bu kavgaya karışmak için manavın altında bulunduğu apartmandan bile inenler oldu. Bence onlar da akrabaydı. Kendimi Burdur’da 58. Topçu Tugayı’ndaymışım gibi hissettim. Akrabası olmayan tek kişi bendim.

Manav bağırdıkça toplananların bir kısmı, “Adam haklı, burada yıllardır kira ödüyor, vergi ödüyor.” diye destek verdiler. Bir kısmı da karpuzcuya destek verip “Adam uğraşmış, yetiştirmiş satıp evine ekmek götürecek.” savıyla kaşı saldırıya geçtiler.

Manavın yeri çok güzel, iki tane çok işlek yolun köşesinde kurulmuş. Önünde çok fazla yaya ve araç trafiği olduğu için de yıllardır çok iyi iş yapıyor. Allah daha çok versin. Etraftaki esnafın önerisi karpuzcunun kamyonu yolun öbür tarafına park etmesi yönündeydi ama orada da trafik yok. Herkes bu taraftan yürüyüp geçiyor.

Karpuzcu amca, “Kimse karpuz almak için yolun karşısına geçmez, ben hayatta o tarafta iş yapamam.” diye diretti. Sokakların da kendine göre zorlukları var. Bizim gibi ofislerde çalışan apartman çocuklarının bu dinamikleri anlaması mümkün bile değil. Sıcacık çayını yudumlarken bir anda kendini bir meydan muhaberesinin içinde bulabiliyorsun. Ofis ortamında en fazla dedikodunu yapıp kuyunu kazmaya çalışırlar. O da zaten yarım saat olmadan senin de kulağına gelir.

Karpuzcu amcanın bir diğer konusu da “ürünlerini pazara getirdiği” mevzusuydu. Ben etrafta kurulmuş bir semt pazarı göremedim. Pazar yolunda kamyondan ürün satan insanlar olur ama pazar da oralarda bir yerlerde olur. Kamyonun oradan bakınca pazarı görürsün. Diğer mahalledeki bir pazar için bu mahallede park etmek biraz abartılı oluyor.

Böyle herkesin bağrıştığı, itişip kakıştığı ortamlarda ben hiçbir şey anlamıyorum. Ambale oluyorum. Birkaç kere “Arkadaşlar böyle bağrışarak, kavga ederek bir yere varamayız” desem de kimse beni kaile bile almadı. Bu gibi durumlar bir kere başlamaya görsün, dakikalarca bitmiyor. İşin ilginç yanı, çok sıkı kavgalar olmasa da kimse araya girip ayırmaya da çalışmadı.

Düşündüm kendi kendime. “Acaba bu kamyon bugün buraya ilk defa mı park etmeye çalışmıştır yoksa her hafta bu didişme yaşanıyor mudur?”. Ben bir cevap bulamadım. Belki de hepsi akrabadır.

Para kazanmak zor bir iş, her bir kuruş için mücadele etmeniz gerekiyor. Ekmeğin aslanın ağzında olduğunu çok iyi bilirim. Sonuçta, herkes evine ekmek götürmeye çalışıyor. Boş adımlarla ve boş bakışlarla yavaş yavaş oradan uzaklaşırken, kendi kendime “Ekmek de aslanın ağzında, karpuz da aslanın ağzında” diye mırıldandım.

Allah herkesin yardımcısı olsun, kimseyi aç veya açıkta bırakmasın.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın… 

13 Haziran 2021 Pazar

Çok İstemek

Günaydın Dostlar,

Çok istemek ile bir şeyleri “takıntı” haline getirmek arasında çok büyük bir fark vardır. Bu iki durumun çektikleri ve yaydıkları enerji bile farklıdır. Çok istediğimiz bazı konular takıntı haline dönüşmeye çok uygundurlar.


“Başarıya ulaşmak için çok istemek gerekmiyor mu?” diye soruluyor. Kesinlikle gerekiyor. Olimpiyatlarda madalya alabilmek için "çok istemek" olmazsa olmazımız. Hatta bu konuyu takıntı haline bile getirip her selam verene “Ben olimpiyatlara gideceğim.” bile diyebilirsiniz. Tabii olimpiyat gibi konularda sadece istemek de yetmiyor. Yıllarca çok çalışmak ve olimpiyat hazırlığının her türlü parametresini yerine getirmek de gerekiyor. Bu gibi konular çok kapsamlı ve hem fiziksel hazırlık hem de ruhsal hazırlık gerektiriyor. Dünya çapında sportif bir başarı elde edebilmek, zaman zaman çalışmakla değil, bunu bir yaşam şekli haline getirmekle mümkündür.

İş hayatında da durum çok farklı değil. Başarılı olup ilerlemek için çok istemek gerekli olsa da tek başına yeterli değil. Çok çalışmak, daha da önemlisi yaptığın işi doğru ortamlarda satabilmek de gerekiyor.

Çok istemek önemli bir konu olsa da, kendimizin kontrol edemeyeceği konularda da takıntıya dönüşebiliyor. Tanışıyorlar, seviyorlar, evleniyorlar, yürümüyor, boşanıyorlar. Boşanınca da “ayrılsak da benimsin” takıntısı devreye giriyor. Boşandıktan sonra bitmeyen takıntıların haberlerini maalesef her gün iç sayfalarda okuyoruz. Güzel kardeşim, istenmiyorsan dön arkanı ve git. Hatta mahalleden bile geçme.

Bazı şeyler doğal gelişir. Doğal gelişmeyi bozduğun ve bir şeyleri zorladığın zaman negatif enerji çekme ihtimalin çok yüksek olduğu gibi eskiyi de bulamayabilirsin. “İlle de bir sevgili edineceğim.” veya “İlle de evleneceğim.” de çok sık karşılaştığımız diğer takıntı konularımızdır. Unutmayın ki gönül konularında çok isteyerek bir yere varamazsınız. “Aşk filan hikâye, ben yeter ki evleneyim.” görüşü çok yaygın olmakla beraber, milyonlarca mutsuz ve umutsuz evliliğin en büyük nedenlerinden biri olduğu da kesindir.

Sevmek, aşık olmak, evlenmek gibi konular çok istemekle veya çok zorlamakla olabilecek konular değildir. “Çok peşinde koşarsam, çok sevdiğimi görür.” görüşüne inanmışların takıntılı takipleri hiç bitmez. Bu gibi davranışlar bizim çocukluğumuzda 50 yıl önce modaydı. İnanın, artık hiçbir geçerliliği yok. İnsanlar artık çok net. Bir şeyler olacaksa zaten ilk gördüğün anda, hiç beklemediğin anda olur.

Çok zorlamak, kendinizi negatif enerjiler ırmağının içinde bulmanıza da neden olabilir. Hayat tecrübem göstermiştir ki, akışı kendi haline bıraktığınızda daha güzel şeyler oluyor. Güzel şeyler hiç ummadığınız, hiç beklemediğiniz zamanlarda karşınıza çıkar. Merak etmeyin Allah herkesi görüyor. İçindeki seni de görüyor, dışındaki seni de.

Böyle söyleyince de, “Kendi haline bıraktım yıllardır yönetici/müdür olamadım” gibi yorumlar alıyorum. Başta da belirttiğim gibi, kendi haline bırakıp bırakmayacağımız konuları çok iyi seçmemiz gerekiyor. İş hayatı hiçbir şey yapmadan akışına bırakabileceğimiz durumlardan biri değildir. Yıllarca yan gelip yatıp kendimizi bir gram geliştirmezsek, “beni yönetici yapmadılar” yaygarası yapma lüksümüz de olmaz. Kendini geliştirmek senin elinde olan bir şeydir, her yaşta, her zaman yapabilirsin. Sonuçta, umutsuz bir aşk değil. Az veya çok muhakkak bir karşılık alırsın. Her daim kendini geliştir ve şans kapıyı çaldığında hazır ol. Bir kere gidince, bir daha da ne zaman geleceği hiç belli olmaz.

Çok olgun yaşlarda çok başarılı akademik çalışmalar yapan arkadaşlarım var. Hiçbir zaman geç kalmış sayılmazsınız. Çok isteyin, elinizden gelen her şeyi yapın. “Seni istemiyorum” denilen yerde de bir dakika bile durmayın. Alın kalbinizi, koyun cebinize, dönün evinize. Sizi de çok isteyecek biri muhakkak çıkacaktır.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

2 Haziran 2021 Çarşamba

Ekonomi Postası Mayıs 2021

Günaydın Dostlar,

Yılın ilk beş ayını geride bıraktık. Gelin beraberce mayıs ayındaki gelişmelere bir göz atalım.

Mayıs ayında piyasaları Amerika’dan gelen haberler ve ülkemizin iç dinamikleri şekillendirdi. Amerika’dan hemen hemen hiçbir ekonomik göstergede iyi bir haber gelmedi. Salgın nedeni ile işini kaybeden çok fazla insan oldu. 1 milyon kişinin işe geri dönmesi beklenirken dönüş rakamı sadece 266 binde kaldı. Enflasyon rakamlarının da beklenenden yüksek çıkması piyasaları iyice sarstı. Bu kadar çok para basmanın bir bedeli olması gayet doğal olsa da, onlar yine de daha düşük bir enflasyon bekliyorlardı. TÜFE’de yıllık enflasyon beklentisi 3,6 iken gerçekleşen rakam 4,2 oldu. Bu oranın çok büyük bir ihtimalle bu ay da artması bekleniyor.



Süpermarket Alışverişi:

Benim aldığım ürünlerin fiyatları, benim aldığım süpermarkette mayıs ayında geçen aya göre %3,01 oranında (inanmayacaksınız ama) azaldı. Bu düşüşün nedeni birçok üründe (bilhassa deterjan, temizlik ve kâğıt ürünlerinde) yapılan uzun süreli indirimler. Bu düşüşle beraber yılbaşından beri toplam artış oranı da %4,33 oldu. Elimizdeki beş aylık veriyi bütün yıl bazında düşünürsek, şu anda %10,40 civarında bir yıllık süpermarket enflasyon oranına doğru gidiyoruz. Muhtemelen bu oran önümüzdeki aylarda artacaktır.

Geçen aya göre fiyatı en fazla artan ürünler: Taze Patates: %33,16 Un: %30,48 Meyve Nektarı: %28,71 Yeşil Çay: %16,22 Ceviz: %12,60.

Devletin alım yapmaya başlamasıyla beraber patates fiyatları biraz artmaya başlamış olsa da, büyük artışın asıl nedeni baz etkisi.

Geçen aya göre fiyatı en fazla düşen ürünler: Dolmalık Biber: %49,26 Atom Salata: %29,26 Kulak Çubuğu: %25,16 Yumuşatıcı: %23,48 Hıyar Badem: %21,89.

Bundan önceki aylarda rekor kıran dolmalık biber fiyatları, havaların ısınmasıyla beraber yarıya indi.

Yılbaşına göre fiyatı en fazla artan ürünler: Yeşil Çay: %30,84 Demlik Poşet Çay: %30,58 Meyve Nektarı: %30,00 Piliç Bonfile: %29,57 Limon: %27,61.

Yılbaşına göre fiyatı en fazla düşen ürünler: Hıyar Badem: %35,39 Atom Salata: %32,05 Kulak Çubuğu: %25,16 Yumuşatıcı: %21,77 Duş Jeli: %16,12.

Hatırlayacağınız gibi, ocak ayında, takip ettiğim 50 süpermarket ürününden 28 tanesinin fiyatı hiç değişmemişti. Şubat ayı sonunda yılın ilk gününden beri fiyatı hiç değişmeyen ürün sayısı 17’ye inmişti. Mayıs ayı sonunda, fiyatı hiç değişmeyen sadece 7 ürün kaldı. Bu rakam geçen ay 9’du. Beş aydır fiyatı hiç değişmeyen ürünlerden bazıları: Lavaş, sandviç ekmeği, diş macunu, nohut ve çok sevdiğimiz Burçak. Malzeme fiyatlarındaki korkunç artışa ve yükselen kurlara rağmen Burçak direnmeye devam ediyor.

Bazı ürünlerdeki uzun süreli indirimler mayıs ayında fiyatların düşmesine neden olsa da, gelecek ay artan kurlar ve artan akaryakıt fiyatlarının etkisini göreceğimizi düşünüyorum.

İndirimler süpermarketlerde bütün hızıyla devam ediyor. Her gün bir şeyler ciddi boyutta indirimde oluyor. Biraz takip ederseniz çok uygun fiyatlarla alışveriş yapabilirsiniz.

Damacana:

Nisan ayında damacana fiyatları %6,06 oranında arttıktan sonra, mayıs ayında bir değişiklik olmadı. Damacana siparişlerinizi akıllı telefonlar üzerindeki aplikasyonlar üzerinden vermenizi şiddetle tavsiye ederim. Hemen hemen her markanın kendi aplikasyonu var. Uygulamayı telefonunuza indirip siparişlerinizi buradan vermezseniz, bayilerin belirlediği fiyatlardan ödeme yapmak zorunda kalabilirsiniz.

Şeker:

Mayıs ayında, şeker fiyatı Nisan 2021 fiyatlarına göre dünya borsalarında  %2,78 (USD) oranında arttı. Böylece yılbaşından beri toplam artış da %13,52 olarak hesap edildi.

Türk Şeker fiyatı 3,93 TL/Kg olarak devam ediyor. Bu da gösteriyor ki, şeker fiyatı üretimden rafa gelinceye kadar (nakliyat, ambalaj, işçilik gibi kalemler eklenince) %38,16 oranında artıyor.

Süpermarket raflarındaki şeker fiyatlarında hiçbir değişiklik olmadı.

Yumurta:

Yumurta fiyatları Nisan 2021’e göre Başmakçı Borsası’nda %5,59 oranında düştü. Yaz aylarında yumurta fiyatlarının düşmesi zaten normal bir durumdur. Başmakçı, Türkiye’de yumurta fiyatlarını belirleyen önemli borsalardan biridir. Toplamda da Aralık 2020’ye göre yumurta fiyatları  %22,25 oranında azalmış oldu.

Bu düşüşler marketlere nasıl yansıdı? Maalesef bu oranlarda bir düşüş olmadı ama Aralık 2020 fiyatlarına göre %9,19 oranında bir azalma oldu. Yumurta fiyatı parametrelerden sadece bir tanesi, ambalaj ve nakliye fiyatlarındaki artışlar raflardaki düşüşün sınırlı kalmasına neden oldu.

Yumurta fiyatı üreticiden rafa gelene kadar yaklaşık %58,66 oranında artıyor.

Süt:

Hatırlayacağınız gibi, yılın ilk gününde çiğ süt fiyatları %21,74 oranında artmıştı ve bu da yılın ilk gününden itibaren fiyatlara yansımıştı. Mayıs ayı içinde başka kayda değer bir gelişme olmadı. Toplamda da Aralık 2020’ye göre marketlerdeki süt fiyatları %22,34 oranında arttı.

Süt üreticileri, yılbaşındaki zammın çoktan eriyip gittiğini ve zarar ettiklerini söylemeye başladılar bile. Sürekli zam talepleri var. Karşılık bulup bulmayacağını yaşayıp göreceğiz.

İçki, Sigara:

Benim takip ettiğim içki (yerli) ve sigara fiyatlarında mayıs ayında hiçbir değişiklik olmadı.

Doğalgaz, Elektrik, Su:

1 Mayıs 2021 itibarıyla doğal gaz fiyatlarına bir kere daha %1 oranında zam yapıldığı açıklandı. Yılın ilk dört ayında da %1’lik zamlar yapılmıştı. Yılbaşından beri toplam artış %5,16 oldu. Her ne kadar açıklanan toplam artış %5,16 olsa da, benim faturam bu dönemde %5,89 oranında arttı.

Mayıs ayında elektrik fiyatlarında bir değişiklik olmadı. Aralık 2020 ile mukayese ettiğimizde fiyatların bugüne kadar %5,66 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

İSKİ 1 Ocak 2021 tarihinde su fiyatlarına %6,84 oranında zam yapmıştı. Mayıs ayı içinde başka bir gelişme olmadı. Zam bu oranda açıklanmış olsa da diğer parametrelerin etkisiyle ilk beş aylık dönemde benim faturamdaki birim fiyat %9,86 oranında arttı. Geçen ay bu oran daha yüksekti. Neden ve nasıl düştü ben de bilmiyorum. Su fiyatı kullandığınız miktara çok bağlı. 15m3’e kadar olan kullanımlarda birim fiyat 4,81TL/m3, 15m3’ün üstündeki kullanımlar için birim fiyat 7,22TL/m3. Gördüğünüz gibi arada çok fark var. Her ne kadar fiyat 4,81TL/m3 olsa da bu fiyatı faturanızda hiçbir zaman göremiyorsunuz. İSKİ’nin kullandığınız her m3 başına 0,200m3 suyu insani kullanım hakkı olarak ücretsiz olarak verdiğini de belirtmek isterim.

Ham Petrol:

Brent Petrol fiyatı, mayıs ayında bir önceki aya göre %4,52 oranında arttı. Bu artışla beraber Aralık 2020’den beri toplam artış %35,42 oldu. ABD ve Avrupa’da salgın kapsamındaki mevcut kısıtlamaların hafifletilmesi kararları da yaklaşan yaz sezonunda petrol talebinde ulaşım kaynaklı artış yaşanacağı beklentilerini destekleyerek fiyatların yükselişinde etkili oluyor.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 69,63 USD (28 Mayıs 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 51,09 USD (04 Ocak 2021)

Dolar, Euro:

Mayıs ayında dolar endeksi bir önceki aya göre %1,53 oranında değer kaybetti. ABD 10 yıllık tahvil faizleri de geçen aya göre %0,65 oranında değer kaybetti. Dolar endeksi az da olsa düşüşte. Tahvil faizlerinde de ciddi bir değişim olmadı. Dolayısıyla TL’deki değer kaybının temel nedeni ülke içi dinamikler.

Dolar mayıs ayında geçen aya göre %2,29 oranında değer kazandı. Bu artışla beraber Aralık 2020’ye göre toplamda %7,92 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 8,5651 TL (29 Mayıs 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 6,9275 TL (17 Şubat 2021)

Mayıs 2020’de dolara yatırım yapmış olsaydınız Mayıs 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %20,35. Fena bir oran olmasa da, bugün vadeli hesapların da %18-%19 faiz verdiğini unutmayalım.

Euro/USD oranı mayıs ayında geçen aya göre %1,48 oranında arttı.

Euro da geçen aya göre %4,09 oranında değer kazandı. Bu artışla beraber Aralık 2020’ye göre toplamda (dolara benzer bir şekilde) %7,79 oranında değer kazandı.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 10,4334 TL (28 Mayıs 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 8,4019 TL (19 Şubat 2021)

Mayıs 2020’de euroya yatırım yapmış olsaydınız Mayıs 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %34,65.

Altın, Gümüş:

Gram altın mayıs ayında geçen aya göre %7,92 oranında değer kazandı. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %8,45 oranında değer kazanmış oldu. Yılın ilk üç ayındaki kayıplarının hepsini geri aldı. Amerika’da 7 Mayıs’ta açıklanan tarım dışı istihdam verisinin beklentilerin altında kalması ve enflasyon rakamlarının beklentilerin üzerinde çıkması; altın ve gümüş fiyatlarının yükselmesine neden oldu. İstihdamın en az 1 milyon artması beklenirken artışın sadece 266 bin olarak gerçekleşmesi büyük bir hayal kırıklığı yarattı.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 525,222 TL (30 Mayıs 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 397,250 TL (18 Şubat 2021)

Mayıs 2020’de altına yatırım yapmış olsaydınız Mayıs 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %30,37. Hiç fena değil. Piyasada böyle bir faiz yok.

Ons altın mayıs ayında geçen aya göre %5,40 oranında değer kazandı. Yılın ilk üç ayındaki kayıplarının çoğunu sildi. Şu anda Aralık 2020’ye göre sadece %0,67 oranında geride. Muhtemelen önümüzdeki ay bu açığı da kapatacaktır.

Gram gümüş fiyatları, mayıs ayında geçen aya göre %9,80 oranında değer kazandı. Toplamda Aralık 2020’den beri %20,01 oranında değer kazanmış oldu. Altın için sıralamış olduğumuz parametrelerin birçoğu gümüş için de geçerli.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 7,7065 TL (30 Mayıs 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 5,9212 TL (15 Ocak 2021)

Mayıs 2020’de gümüşe yatırım yapmış olsaydınız Mayıs 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %104,46. Evet, yanlış okumadınız. Yatırımınız ikiye katlanmış olurdu. Altının son 12 aydaki getirisinin üç katından daha fazla olduğuna da dikkatinizi çekmek isterim.

Ons gümüş mayıs ayında geçen aya göre %7,25 oranında değer kazandı. Toplamda Aralık 2020’den beri %9,31 oranında değer kazanmış oldu.

Benzin, Motorin:

Geçen ayki yazımda, “Bakalım bu tavan fiyat uygulaması nereye kadar gidebilecek?” demiştim, nitekim çok fazla gidemedi. 19 Mayıs tarihinde uygulama bitti.

Tavan fiyat uygulaması bittikten sonra mayıs ayında benzin fiyatları Nisan 2021’e göre %3,63 oranında arttı. Böylece toplamda Aralık 2020’e göre toplam artış %2,58 oldu.

Mayıs ayında mazot fiyatları da bir önceki aya göre %4,68 oranında arttı. Aralık 2020’ye göre toplam artış %3,44 oldu.

Bu Ay Açıklanan Diğer Fiyat Güncellemeleri:

Mayıs ayı içinde Toprak Mahsulleri Ofisi 2021 yılı hububat ve bakliyat alım fiyatlarını açıkladı. Ürün bazında geçen seneki ve bu seneki duruma kısaca bir bakalım.

Makarnalık Buğday (2. Grup): 2020 Fiyatı: 1.850₺ 2021 Fiyatı: 2.450₺ Oran: %32,43

Ekmeklik Buğday: 2020 Fiyatı: 1.700₺ 2021 Fiyatı: 2.250₺ Oran: %32,35

Düşük Vasıflı Ekmeklik Buğday: 2020 Fiyatı: 1.425₺ 2021 Fiyatı: 2.050₺ Oran: %43,86

Yulaf: 2020 Fiyatı: 1.275₺ 2021 Fiyatı: 1.900₺ Oran: %49,02

Arpa: 2020 Fiyatı: 1.300₺ 2021 Fiyatı: 1.750₺ Oran: %34,62

Çavdar: 2020 Fiyatı: 1.275₺ 2021 Fiyatı: 1.750₺ Oran: %37,25

Kırmızı Mercimek (1. Sınıf): 2020 Fiyatı: 3.500₺ 2021 Fiyatı: 5.000₺ Oran: %42,86

Yeşil Mercimek (1. Sınıf): 2020 Fiyatı: 3.200₺ 2021 Fiyatı: 4.150₺ Oran: %29,69

Nohut: 2020 Fiyatı: 3.350₺ 2021 Fiyatı: 4.050₺ Oran: %20,90

Tüketici Güven Endeksi:

Bu sayfada Tüketici Güven Endeksi ve Satınalma Müdürleri Endeksini de paylaşmamı isteyen dostlarım oldu. Bu kadar veri paylaştıktan sonra bir de tüketicilerin ne düşündüğüne bakalım.

Tüketici Güven Endeksi, tüketicilerin kişisel mali durumları ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ve gelecek dönem beklentileri ile yakın gelecekteki harcama ve tasarruf eğilimlerini ölçmeyi amaçlayan bir göstergedir. Tüketici Eğilim Anketi yapılarak belirlenir. Genelde her ayın son haftasında açıklanır.

Endeks en düşük 0 en yüksek 200 değerleri alabilir. Endeksin 100’den yüksek olması tüketici güveninde iyimser durum, 100’den küçük olması da tüketici güveninde kötümser durum olduğunu gösterir.

Takip etmeyen dostlarımız için böyle kısacık bir açıklama yaptıktan sonra bakalım Türkiye’de mayıs ayında durum nasıl. Mayıs ayında endeks değeri 77,2. Bu rakam bu senenin ve son dokuz ayın en düşük değeri. Endeks mart ayında 86,7 iken nisan ayında %7,5 oranında azalarak 80,2 olmuştu, şimdi de 77,2 ye düştü. Türk lirasında yaşanan düşüş, enflasyondaki artış ve salgın nedeniyle turizm gelirlerinin sınırlı kalacağı beklentisi bu düşüşün ana nedenleri oldu.

Satınalma Müdürleri Endeksleri (PMI):

Satınlma Müdürleri Endeksleri (Purchasing Managers’ Indexes – PMI), ekonomik faaliyet koşullarının ölçümü konusunda gerek küresel piyasalar gerekse ekonomi basını tarafından yakından takip edilen göstergeler arasında yer almaktadır. Ekonomik faaliyet koşullarına ilişkin olarak ilgili ay içerisinde açıklanan ilk verilerden biri olması, resmi verilerden önce yayınlanması ve gerçekleşen verilerle gösterdiği korelasyon, PMI endekslerine önemli bir öncü gösterge niteliği kazandırmaktadır.

IHS Markit tarafından oluşturulan PMI endeksleri birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede imalat, hizmet, inşaat gibi sektörler için aylık raporlar biçiminde kamuoyuna açıklanmaktadır. Doğal olarak bu çalışmayı yapan başka firmalar da var. Endekslerin hesaplanması için yapılan ankette, katılımcı firmalara üretim, yeni siparişler, stok düzeyleri, istihdam, tedarikçi performansı ve fiyat trendleri gibi parametrelerin hangi yönde geliştiği sorulmaktadır.

PMI’ların 50’den büyük olması önceki aya kıyasla bir iyileşmeye ya da artışa işaret ederken 50’den küçük olması önceki aya göre kötüleşme ya da düşüş olarak değerlendirilmektedir. Endeksler, sektörlerin faaliyet konularındaki değişimin nicel büyüklüğünü değil de, yönünü göstermesi açısından bir eğilim göstergesi özelliği taşımaktadır.

Türkiye’de bu endeksler İstanbul Sanayi Odası tarafından IHS Markit ile işbirliği kapsamında hazırlanıp her ay sanayicilerimiz ve kamuoyuyla paylaşılmaktadır.

PMI endeksleri hakkında bilgi sahip olduğumuza göre, gelin beraberce başta Türkiye olmak üzere bazı önemli coğrafyalarda son aylardaki duruma bakalım.

PMI İmalat Sanayi Raporu

Türkiye: Ocak: 54,4, Şubat: 51,7, Mart: 52,6, Nisan: 50,4, Mayıs: 49,3

ABD: Ocak: 59,2, Şubat: 58,6, Mart: 59,1, Nisan: 60,5, Mayıs: 62,1

AB: Ocak: 54,8, Şubat: 57,9, Mart: 62,5, Nisan: 62,9, Mayıs: 63,1

Almanya: Ocak: 57,1, Şubat: 60,7, Mart: 66,6, Nisan: 66,2, Mayıs: 64,4

Çin: Ocak: 51,5, Şubat: 50,9, Mart: 50,6, Nisan: 51,9, Mayıs: 52,0

Japonya: Ocak: 49,8, Şubat: 51,4, Mart: 52,7, Nisan: 53,6, Mayıs: 53,0

Global: Ocak: 53,5, Şubat: 53,9, Mart: 55,0, Nisan: 55,8, Mayıs: 56,0

Gördüğünüz gibi, Avrupa Birliği, Almanya ve ABD biraz toparlanıyor, onun dışında da genelde bütün bölgeler ‘ne iyi ne kötü’ durumunda devam diyor.

Türkiye’de PMI 49,3 olarak gerçekleşti ve son 1 yılda ilk kez eşik değer olan 50’nin altına düştü. Salgın kısıtlamalarına bağlı olarak müşteri taleplerinin yavaşlaması, hem üretim hem de yeni siparişlerde gerilemelere yol açtı.

Dostlar, daha önce de belirttiğim gibi bunlar Emin’in enflasyonu ve Emin’in takip ettiği ürünlerin ve piyasaların durumu. Ne piyasa analizi, ne de sizlere nasıl hareket etmeniz gerektiği yönünde bir tavsiye. Herkesin öncelikleri, gözlemleri ve risk tercihleri farklıdır. Alım alışkanlıklarınıza ve alım yaptığınız yerlere göre sizin enflasyonunuz daha farklı olabilir. Bakalım önümüzdeki aylarda ne gibi gelişmeler yaşayacağız.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…