22 Ağustos 2021 Pazar

Yabancı...

Günaydın Dostlar,

Yabancı futbolcular konusunda herkes fikrini beyan etti, ben de topa girmezsem çatlarım. “Bütün yetki bende olsaydı neler yapardım?” diye düşünürken fikirlerimi sizlerle de paylaşmaya karar verdim.

Yaş sınırlaması olması gerektiğini düşünüyorum. 33 yaşından gün almış bir yabancı futbolcunun transfer olmasına kesinlikle izin vermezdim. Ülkemiz ruhu emekli olmuş futbolcularla doldu taştı.


33 yaşından küçük olanların da sadece 33 yaşına kadar sözleşme imzalamasına müsaade ederdim. Örnek olarak 31 yaşındaki bir futbolcu sadece iki senelik kontrat yapabilecek. Burada hemen Atiba istisnasını da açıklamak istiyorum. Türkiye’de oynarken 33 yaşından gün alan bir futbolcu, bir önceki sezonda resmi (lig, kupa, Avrupa) maçların en az %51’inde oynadıysa bir yıllık kontrat yenileyebilir. Bu maçların hepsinin tek bir takımda olması da gerekmiyor. Bir veya daha çok takımdaki toplam maçlara bakılacak. Sezonun bir bölümünü bir alt ligde oynadıysa o maçları bu hesapta kullanmıyoruz.

Bu uygulamada bir üst sınır yok. Bir önceki sezonda resmi maçların en az %51’inde forma giydiği müddetçe her sene kontratını yenileyebilir. Bir maçta “Forma giydi.” sayılabilmesi için en az 20 dakika oyunda kalması gerekiyor. Kota doldurmak için son bir iki dakikada oyuna sokmak forma giyilmiş maç sayısını arttırmıyor.

İkinci şartım da geldiği takımda (veya takımlarda) bir önceki sezonda resmi maçların en az %35’inde oynamış olması olurdu. Bu şart yürürlükte olsaydı Fenerbahçe Samatta, Krasic gibi futbolcularla uğraşıyor olmayacaktı. Burada Fenerbahçe’den örnek verdim ama bütün takımlarımız için bu tip yüzlerce örnek sayabilirim. Bu oyunculara heba edilen dövizlerle neler yapılırdı neler? 23 yaşından gün almamış futbolcular için bu şartımız geçerli değil. Bir önceki sezonu Türkiye’de oynamış olan yabancı oyuncular için de aynı şartımız geçerli.

Kendi takımında sadece üç beş maçta forma giymiş bir oyuncunun gelip de bizim takımlarımızda harikalar yaratacağını düşünmek, haddinden fazla iyimser olmaktan başka bir şey değildir.

Bir arkadaşım, “Bu şartlara göre 34 yaşındaki Messi Türkiye’ye transfer olamazdı.” şeklinde bir eleştiri yaptı. Benim cevabım mı? Evet, olamazdı.

Bir diğer arkadaşım da “Bu şartlarda yabancı oyuncu transfer etmek çok zor olur, Avrupa’da bir başarı yakalayamayız.” şeklinde bir yorum yaptı. Ruhu emekli olmuş, modası geçmiş futbolculara milyonlarca döviz ödeyerek hiçbir başarı yakalayamadığımız gibi bir de paramızla rezil olup bunların kaprislerini çektik.

Takımlarımızın hali ortada, geçen akşam oynanan dört maçı da takip ettim ve çok sıkıldım. Trabzon’un bir şeyler yapma çabası dışında ortada hiçbir şey yoktu.

Bu kısıtlamaları getirmekle beraber sorunun yabancı futbolcularda olduğunu da düşünmüyorum. En büyük sorun hiçbir sistemimizin ve verimli altyapı programlarımızın olmamasında. Basketbol ve voleybol takımlarında da çok fazla yabancı oyuncu var. Peki, orada neden sorun yok? Her sene hem kulüp bazında hem de milli takımlar seviyesinde başarıdan başarıya koşuyorlar. Her sene dünya kadar yeni oyuncu yetişiyor.

Düzgün altyapılar kurulmuşsa, sürekli olarak yeni oyuncular yetişiyorsa o zaman yabancı oyucular gittikleri ortama değer katabilirler. Her gün onlardan bir şeyler öğrenebilirsin. Hiçbir şey yapmayıp yabancıları “maç kurtarıcı” aslanlar olarak görürsek hiçbir yere varamayız. Bir oyuncunun gelip de bütün takımı sırtlama dönemleri bizim çocukluğumuzda kaldı.

Gelen yabancı hemen ortama ayak uyduruyor ve kendini Türkiye’de kampa gelmiş gibi hissediyor. Kulüplerin durumunu hepimiz görüyoruz. Hepsinin altlarından kalkamayacakları kadar borcu var ve bir nevi bankalar kulüplerin sahibi oldu.

Kulüplerimizin bu tip transfer paralarını ve maaşları ödemeleri mümkün değil. Ne kadar ödeyebileceklerine de bir sınırlama getirmeyi düşünüyordum ama şimdilik onu başka bir sabaha bıraktım.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder