26 Eylül 2021 Pazar

Uykum Var

Günaydın Dostlar,

Dünya üzerindeki birçok millet gece erken yatmayı sevmiyor. Bunlardan bir tanesi de biziz. Hele de havalar sıcaksa herkes sabah namazına kadar oturuyor. Aslında sıcak bir ortamda uyumayı ben de sevmiyorum ama geç yatmayı da çok sevmiyorum.

Bir ortam varsa sonuna kadar oturmaktan kaçınmasam da evde otururken gece 2.00’ye kadar oturmak hiç bana uygun bir durum değil. En geç 12.00'de yatarım. Bu da şu anki durum, çalışırken en geç 10.00’da yatardım. Sabah 5.30’da kakıp en geç 6.45 gibi işte olan bir insanın bütün gece oturmasının hiçbir anlamı yok.



Erken yattığım için de sabah kalkmak benim için hiçbir zaman sorun olmadı. Her zaman şen şakrak işe gittim. “Pazartesi sendromu” denen şeyin konusunu bile anlamam. Sabahın köründe beni çok mutlu, çok enerjik gören insanların ters ters baktığı da olmuştur. Hatta kızın bir tanesi bir sabah “Nedir sizi bu saatte bu kadar mutlu eden şey?” bile demişti.

Neden mutlu olmayayım? Sağlığım yerinde, çok iyi bir şirkette çalışıyorum ve birazdan ilk çayımı içeceğim. Allah’a şükür, daha ne olsun dostlar? Polyanna olmasak da şükretmeyi bilmemiz gerekiyor. Her zaman bulunduğum ülkelerin en önde gelen şirketlerinde çalıştım. Bu da benim için önemli bir ayrıcalıktır.

Geçen sabah kızımın okul işleri dolayısıyla sabahın çok erken saatlerinde Suadiye Marmaray İstasyonu’na vardığımızda insanların yarısının oturarak, yarısının da ayakta uyuduğunu fark ettim. Görüntü inanılmazdı, kimse gözünü açamıyordu. Neden? Gece yatmak bilmedikleri için. Ertesi sabah çok erken saatlerde işe gideceklerini bildikleri halde, saatler gece yarısını geçmeden önce kimse yatmıyor.

Tren geldiğinde durumun daha da vahim olduğunu fark ettim. Trende çıt çıkmıyordu. Oturanların en az %75’inin gözleri kapalıydı. Ben yatağımda bu kadar rahat uyumuyorum. Uyurken öne doğru kafası gidip son anda uyananlardan tutun da yanındakinin üstüne yığılanlara kadar her çeşit insan vardı.

Böyle yazdım diye tren boştu zannetmeyin. Çok doluydu. Ortadaki demire tutunup ayakta seyahat eden amcanın bile gözleri kapalıydı. Böyle ortamlarda da insan, “inşallah bunlardan biri düşmez şimdi” hissine kapılıyor.

Boğazı geçmek üzere motora bindiğimiz de tam bir yatakhane ortamı vardı. Yol beş altı dakika sürmesine rağmen, herkes o beş dakikayı bile değerlendirmeye çalışıyordu. Büyüklerimiz boşuna “Beş dakikada Beşiktaş.” dememişler. Oturduğu yerde uyuyabilenlere büyük saygı duyuyorum. Benim o şekilde uyuyabilmem hiç mümkün değil. En azından yan dönmem gerekir.

Bu nedenden dolayı gece otobüsleri ile seyahat etmeyi hiç sevmem. Koltuğa sığmazsın, yan dönemezsin, doğal olarak da böyle bir ortamda uyuyamazsın. Herkes, yatağındaymış gibi uyurken ben bütün gece cin gibi bakarım.

Bütün bu uyuma ortamlarının en uygun olanı vapurlardır. Vapurda uyumak çok eski bir gelenek. Uyumayanı dövüyorlar zaten. Kadıköy’den kalkan sabah vapurlarında koltukların bir kısmı yatar koltuk olsa ne güzel olurdu. Bileti de ona göre alırdık. “Eminönü’ne bir tane gidiş dönüş yataklı bileti alabilir miyim?”. Çok güzel bir cümle, kulağa bile hoş geliyor.

Bütün yol boyunca uyuyan dostlarımızın vardıkları noktada uyanmaları da biraz süre alacaktır. Saat 10.00’dan önce kimse çok fazla gürültü yapmasın, insanlar uyuyor.

Uykunun çok önemli bir konu olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Uykusuzluk sağlık sorunları yaratıyor. Robin Sharma, “Başarılı olmak istiyorsanız 22.00’de yatın, sabah 5.00’te kalkın.” diyor. Ben yıllarca 5.00’te kalktım. Hudsons’a gittiğim günlerde de 4.00’te kalkardım. Erken kalkmanın kitabını yazdım denebilir.

Belli bir saatte olmasa da sağlıklı bir uyku sağlayacak saatlerde yatıp kalkmanızı tavsiye ediyorum. İşe gideceğimiz günlerde gece kuşu gibi oturmayalım.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

12 Eylül 2021 Pazar

Okulu Asmak

Günaydın Dostlar,

Çok sevdiğim bir arkadaşımla sohbet ederken laf döndü dolaştı “okulu asma” konusuna geldi. Son zamanlardaki en güzel gelişmelerden bir tanesi artık okulu asma konusunun çok fazla gündemde olmaması. Zaman zaman okulda olması gereken çocukları sokaklarda görsem de bu günlerde bizim zamanımızdaki kadar popüler değil.

Bu çok memnun edici bir gelişme. Yeni nesil okulu asmaya bizim kadar meraklı değil. Bunda okulların artık çok daha güzel olmasının ve öğretmenlerle olan ilişkilerinin büyük rolü olduğunu düşünüyorum. Öğretmenler hem arkadaş hem de hoca olabilmeyi çok iyi başarabiliyorlar. Buradan bir kere daha bütün öğretmenlerimizi sevgiyle ve saygıyla kucaklıyorum. Arkadaşlık köprüsünü kurup üzerinden bilgiler geçirebilmek çok kolay bir iş değil.



Benim zamanıma göre çocuklar okulda çok daha fazla eğleniyorlar ve çok fazla “şuradan bir çıksam” hissine kapılmıyorlar. Okulu asamamalarının bir diğer nedeni de okulların velilere anında haber veriyor olması. Anında “Bugün çocuğunuz üçüncü derse girmedi.” diye mesaj geliyor. Her şeyin artı tarafları ve eksi tarafları var. Evet, tabletle oynamak çok güzel ama aynı teknoloji bir yandan da sürekli velilere haber uçuruyor.

Şimdiki çocuklar bizden çok daha akıllı ve marifetin okulu asmakta değil, okula gitmekte olduğunu çok iyi biliyorlar. Bugünkü aklım olsa ben de hiç ders kaçırmazdım. Hatta kaçırmadığım gibi can kulağıyla da dinlerdim. Ne yazık ki o günlerde bu kadar akıllı değildik. Okul yıllarında çok daha fazla beyin hücrem varken öğrenmediğim her şeyi sonraki yıllarda kalan üç beş hücreyle öğrenmeye çalıştım. Halen de öğrenmeye çalışıyorum.

Her şeyin en zor dönemini biz yaşadık. Arkadaşım İzmir’de yaşıyor. İzmir’in güzel havasında okulu asmak çok zor bir iş değil. Hava her zaman güzel, ille de kapalı bir mekâna girmek zorunda değilsin. Sokaklarda gezip Kordon’da otursan gün biter. İki de simit yedin mi iş tamamdır.

Gel bir de Ankara’nın buz gibi ayazında dene. Okul sabah 8.00’de başlar, öğleden sonra 15.30’da da biterdi. Saat 8.00’de okulda olabilmek için en geç saat 7.00’de evden çıkmanız gerekiyor. Öğleden sonra da dikkat çekmeden eve gidebileceğiniz en erken saat 16.30. Ankara’nın buz gibi havasında sokaklarda geçirmek zorunda olduğunuz 8,5 saatiniz var.

Cebimizde de çok kısıtlı bir para olduğu için gidebileceğimiz en uygun yerler mahalle kahveleriydi. Saatlerce otururduk. Bütün ömrümüz simit yiyerek ve maça kızı, king oynayarak geçti. Kahvelerin raconu da kaybedenlerin o partideki çay paralarını ödemesi şeklindedir. Allah’tan çok kaybetmezdik de uzun saatler idare edebilirdik.

Okula gitmediğim günlerde basketbol ve voleybol maçlarına gitmeyi de çok severdim. O zamanlar ara sıra hafta arası maçlar olurdu. Arka arkaya birçok maç olduğu için de bütün günü orada geçirebilirdin. Atatürk Spor Salonu’nun ve Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu’nun tahta sıralarında epeyce vakit öldürmüşümdür. Halen de basketbol ve voleybol maçlarına gitmeyi çok severim.

Gençler buna inanamayacak ama o zamanlar spor salonlarında sigara içilirdi. Bütün maçı sigara dumanı ile kaplı bir ortamda izlerdik. Ara sıra “Sayın misafirlerimiz sporcularımızın ciğerleri tehlikededir, lütfen sigara içmeyiniz.” şeklinde anonslar yapılsa da kimse dinlemezdi. Eve geldiğimde donuma kadar sigara kokardım. Allah’tan annem bu konu ile ilgili bir yaygara yapmamış. Belki de okulda bizim içtiğimizi düşünüyordu.

Bu durum bir gün rahmetli babamın kulağına gitmişti. Ne kadar kızdığını şimdilik bir yana bırakırsak olayı gözünde bile canlandıramadı. Bana “Okula gitmeyip sekiz saat boyunca Ankara sokaklarında ne yapıyorsunuz?” diye sorduğunda “Biz kahveye gidiyoruz.” demiştim. “Bir gün kahveye gittiniz, sonraki günler ne yapıyorsunuz?” dediğinde “Biz her gün kahveye gidiyoruz.” demiştim ve büyük bir sessizlik olmuştu. İyi ki o anda beni boğmamış. Düşünün ki Trabzon Lisesini ve İstanbul Teknik Üniversitesini en iyi şekilde bitirmiş bir insanın çocuğu bütün okul saatlerini kahvede geçiriyor. Kim bilir içinden ne kadar çok üzülüyordur.

Bu durumun tek bir istisnası vardı, o da Süleyman Hoca’nın dersleriydi. Kahvede bile olsak onun derslerini hiç kaçırmazdık. Allah’tan kafamız o kadar çalışmış. “Size hiç güvenmiyorum, kolunuz kırık olsa derse gelmemek için kırmışlar diye düşünürüm.” derdi. Her zaman söylediğim gibi bizi zorla (farkında olmadan) adam etti. Başta Süleyman Hocam olmak üzere kaybettiğimiz bütün hocalarımızın mekânı cennet olsun. Bütün kâğıt oyunlarını çok iyi oynayacağıma keşke diğer derslerde de iyi olsaymışım.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…

5 Eylül 2021 Pazar

Kırıntılar

Günaydın Dostlar,

Aşk yemeğinin balıkçıdan başka hiçbir yerde yenemeyeceğini zaten daha önce yazmıştım. Gerçi aşk yemeğinde çok da fazla bir şey yiyemezsiniz ama o konuyu şimdilik başka bir sabaha bırakalım.



Yeseniz de yiyemeseniz de yemekler biter, günler biter, yıllar biter; bir anda ayrılık gelir. Geriye ne kalır? Anılar, resimler ve kırıntılar. Anılar ve resimler tamam da içinizdeki kırıntıları ne yapacaksınız? Aşk yemeğinin kırıntıları kocaman yürekli olur. Kalbinizdeki kırıntılardan bahsetmiyorum. Kırıntılar her yerdedir. Keşke sadece kalple sınırlı kalmış olsalar. Mideye sıçrayıp, gözleri doldurup ellerde bir sıcaklık olurlar. Kan dolaşımını bile etkilerler. Artık aynı heyecanla akmasına müsaade etmezler. Kırıntıların kokusu her yerdedir.

Balıkçının açık mavi sandalyelerindeki minderin altına sıkışıp kalırlar. Aşk yemeği kırıntılarını bir daha kimse oradan çıkaramaz. Kendileri küçük yürekleri kocaman kırıntılar. Klasik temizlik anlayışımız olan minderle sandalyeye vurma çalışmaları sırasında da hiçbir yere gitmezler. Hepiniz gitseniz de kırıntılar asla gitmez. Kırıntıların kaderi her zaman umutsuzca beklemektir. İnsanlar gitse de kırıntılar aşk yemeğine sahip çıkarlar.

Kırıntılar, gitmedikleri gibi akşamların manzarasını, havasını, hislerini de içlerine katarak bambaşka bir tada ulaşırlar. Masaların altından hiç eksik olmayan kediler bile onları yemez. Kediler bile onlara dokunulmayacağını bilirler, onlar aşk kırıntıları. Onları rüzgâr da uçuramaz, kale gibi minder ağabeyleri var.

Patlamış mısır kırıntıları da en az balıkçıdaki ekmek kırıntıları kadar değerlidir. Tam el ele tutuşmak üzereyken araya düşerek koltuğun açılma mekanizmasının arasına sıkışan minicik mısır kırıntıları her zaman orada kalacaktır. Hayat boyu oradan çıkmaları mümkün değil. Sonuçta o minicik aralığa Müslüm Baba “Nilüfer” şarkısını söylerken düştüler.

Koltukların birleşme noktaları birer kırıntı cennetidir. “Duvarların bir dili olsa da konuşsalar.” denir ama asıl konuşması gereken kırıntılardır. Kırıntılar her şeye en yakından şahit olanlardır. Neler yaşandığını, neler konuşulduğunu en iyi onlar bilirler. Günün birinde bir yerde bir şahit gerekse ilk çağıracağım kırıntılardır.

En unutulmayanlardan bir tanesi de Karaköy vapurunda martılara simit yedirirken yere düşen kırıntılardır. Vapurun eskimiş, solmuş döşemelerinin arasına sessizce saklanırlar. Yıllarca sabırla, gelen gidenlerde kırıntıların sahiplerini arasalar da bir daha hiç göremezler. Onlar vapuru ve martıları çoktan unuttular.

Yağmura karışan gözyaşlarında süzülen kırıntılar mekânın sahibidir. Akıp giden suda uzaklaşan her bir kırıntı, kalbinde kendi yüreğinin on katından daha fazla boşluk bırakır. Sürekli olarak kalbinde minik bir kırıntı kadar bir şeylerin azaldığını hissedersin. Korkma! Hiçbir zaman tamamen bitmezler zira milyonlarca var kalbindeki depoda. Hiçbir zaman “Tek bir kırıntı bile kalmadı.” diyemezsin.

Hiçbir zaman sıfırlanmayan kalp kırıntıları balıkçıdakilerin de, sinemadakilerin de, koltuktakilerin de, vapurdakilerin de en büyük teminatıdır. Garip bir bağ vardır aralarında. Rüzgâr eseceği zaman ilk önce kalp kırıntılarına bakar ve orada bir şeyler görürse minderin altındakileri rahat bırakır. Muhteşem bir algoritma.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın… 

2 Eylül 2021 Perşembe

Ekonomi Postası Ağustos 2021

Günaydın Dostlar,

Yılın ilk sekiz ayını geride bıraktık. Gelin beraberce ağustos ayındaki gelişmelere bir göz atalım.

Türkiye’de, TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi), temmuzda bir kere daha beklentilerin üzerinde arttı. Türkiye genelinde geçen aya göre %1,80 oranında yükseldi. Bu artışın %0,6’sı elektrik (%15) ve doğal gaz (%12) zamlarından geldi. Küresel piyasalarda yükselen gıda fiyatlarındaki artış, petrol ve emtia grubundaki artış, temel mal gruplarındaki artış da diğer etkenler olarak göze çarpıyorlar. Böylece yıllık enflasyon yüzde %18,95 oldu. Yıllık enflasyonda son 26 ayın, aylık enflasyonda ise son 18 yılın zirvesi görüldü. Enflasyonun %1,5 civarı artması ve %18,5’a yükselmesi bekleniyordu.



ÜFE (Üretici Fiyat Endeksi) de %2,46 oranında arttı ve yıllık enflasyon %44,92 oldu. Gördüğünüz gibi ikisi de zirve yaptı ve ikisinin arasındaki makas çok açıldı. Üreticiler (sağ olsunlar) ayladır sevabına satış yapıyorlar.

Hazine Nakit Dengesi, temmuz ayında 67,92 milyar rekor seviyede açık verdi. Temmuz ayında gelirler 74,29 milyar olurken giderler ise 142,21 milyar oldu. Bu rakam haziran ayında 7,2 milyar, geçen sene temmuz ayında da 30 milyar olarak hesap edilmişti.

Açıklanan rakamlara göre, işsiz sayısı bir önceki aya göre 823 bin kişi azalarak 3 milyon 399 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 2,5 puanlık azalış ile %10,6 seviyesinde gerçekleşti.

Merkez Bankası 12 Ağustos’ta politika faizini beklentiler doğrultusunda %19’da sabit bıraktı.

Amerika’da, ayın ilk günlerinde açıklanan özel sektör istihdamı, temmuz ayında 330 bin kişi arttı. Söz konusu artışa rağmen piyasa beklentilerinin çok altında kalan özel sektör istihdamının 695 bin kişi artması bekleniyordu.

Tarım dışı istihdam ise temmuzda 943 bin kişi artarak 870 bin kişi beklentisinin çok üzerinde geldi. Bu rakam son 11 ayın en yükseği olurken haziran rakamını da 850 binden 938 bin kişiye revize ettiler. Haziran ayında %5,9 olan işsizlik oranı temmuzda %5,4’e geriledi.

Tüketici fiyat endeksi, temmuzda yılın aynı dönemine göre %5,4 artarak ekonomistlerin beklentilerine paralel gerçekleşti. Tüketici fiyatları bir önceki aya göre ise %0,5’lik artış kaydetti. Bu veriye ilişkin beklentiler de %0,5 olarak belirlenmişti.

ÜFE, haziranın ardından temmuz ayında da aylık bazda %1,0 arttı ve yıllık bazda %7,8 seviyesine çıkarak zirve yaptı. Üretici fiyatlarındaki artışın son ayda da devam etmesi enflasyonda gelecek ay keskin bir geri dönüş olmayacağı beklentisini kuvvetlendirdi.

Süpermarket Alışverişi

Benim aldığım ürünlerin fiyatları, benim aldığım süpermarkette ağustos ayında geçen aya göre %3,82 oranında arttı. Bu artışla beraber yılbaşından beri toplam artış oranı da %13,42 oldu. Elimizdeki sekiz aylık veriyi bütün yıl bazında düşünürsek, şu anda %20,13 civarında bir yıllık süpermarket enflasyon oranına doğru gidiyoruz. Muhtemelen bu oran önümüzdeki aylarda artacaktır.

Geçen aya göre fiyatı en fazla artan ürünler: Atom Salata: %52,69, Hıyar: %52,35, Limon: %40,38, Duş Jeli: %40,32, Domates: %34,54.

Ağustos ayında (yukarıda da gördüğünüz gibi) sebze ve meyve fiyatlarında ciddi artışlar oldu. Aylık %3,82’lik artışın büyük bir kısmı sebze ve meyve fiyatlarından geldi.

Geçen aya göre fiyatı en fazla düşen ürünler: Yumuşatıcı: %20,86, Kâğıt Havlu: %17,05, Dolmalık Biber: %11,59, Demlik Poşet: %11,57, Salam: %9,97.

Yılbaşına göre fiyatı en fazla artan ürünler: Limon: %142,59, Piliç Bonfile: %64,99 Elma: %37,89, Tuvalet Kâğıdı: %36,38, Süt: %34,04.

Yılbaşına göre fiyatı en fazla düşen ürünler: Patates: %20,80, Yumuşatıcı: %19,03, Ceviz: %9,56, Un: %8,88, Atom Salata: %7,72.

Peki, bu artışlar ve indirimler bu ay en çok hangi günlerde olmuş? Artışlar en çok çarşamba (%21,21)  ve salı günlerinde olmuş (%19,70). İndirimler de en çok perşembe (%33,33)  ve cumartesi günlerinde olmuş (%26,67). Pazar günleri hemen hemen hiçbir hareket olmamış.

Hatırlayacağınız gibi ocak ayında, takip ettiğim 50 süpermarket ürününden 28 tanesinin fiyatı hiç değişmemişti. Şubat ayı sonunda yılın ilk gününden beri fiyatı hiç değişmeyen ürün sayısı 17’ye inmişti. Temmuz ayı sonunda fiyatı hiç değişmeyen tek bir ürün bile kalmadı. Bu rakam haziran ayında 5’di. Son kalan beş ürün yedi ay direnebildi ve pes ettiler.

İndirimler süpermarketlerde bütün hızıyla devam ediyor. Her gün bir şeyler ciddi boyutta indirimde oluyor. Biraz takip ederseniz çok uygun fiyatlarla alışveriş yapabilirsiniz.

Damacana

Nisan ayında damacana fiyatları %6,06 oranında arttıktan sonra bugüne kadar başka bir değişiklik olmadı. Damacana siparişlerinizi akıllı telefonlar üzerindeki aplikasyonlar üzerinden vermenizi şiddetle tavsiye ederim. Hemen hemen her markanın kendi aplikasyonu var. Uygulamayı telefonunuza indirip siparişlerinizi buradan vermezseniz bayilerin belirlediği fiyatlardan ödeme yapmak zorunda kalabilirsiniz.

Şeker

Ağustos ayında, şeker fiyatı Temmuz 2021 fiyatlarına göre dünya borsalarında %7,27 (USD) oranında arttı. Böylece yılbaşından beri toplam artış da %18,38 olarak hesap edildi.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 504,50 USD (18 Ağustos 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 418,70 USD (22 Haziran 2021)

Ağustos 2020’den beri Londra Borsası’nda şeker fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak %28,03 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Türk Şeker fiyatı 3,93 TL/Kg olarak devam ediyor. Bu da gösteriyor ki şeker fiyatı üretimden rafa gelinceye kadar (nakliyat, ambalaj, işçilik gibi kalemler eklenince) yaklaşık olarak %48,60 oranında artıyor.

Süpermarket raflarındaki şeker fiyatları  %7,10 oranında arttı.

Kahve, Kakao

Kahve üretimi yetersiz kalınca fiyatlar sürekli olarak arttı. Kahve ihraç eden ülkelerin birçoğunda yaşanan doğal afetler bu artışın en büyük nedeni oldu. Doğal afetlerden dolayı zarar gören kahve bahçelerinden yeterli verim alınamayınca ürün azaldı ve talep karşılanamaz hale gelince de fiyatlar arttı.

Ağustos ayında kahve fiyatı Temmuz 2021 fiyatlarına göre dünya borsalarında %8,45 (USD) oranında arttı. Böylece yılbaşından beri toplam artış da %49,54 olarak hesap edildi.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 207,80 USD (26 Temmuz 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 120,90 USD (06 Ocak 2021)

Ağustos 2020’den beri Amerika Borsası’nda kahve fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak %52,69 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Süpermarket raflarındaki kahve fiyatlarında (şimdilik) hiçbir değişiklik olmadı.

Ağustos ayında kakao fiyatı Temmuz 2021 fiyatlarına göre dünya borsalarında %6,87 (GBP) oranında arttı. Böylece yılbaşından beri toplam düşüş de %0,25 olarak hesap edildi.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 1970,00 GBP (03 Mart 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 1542,00 GBP (14 Temmuz 2021)

Ağustos 2020’den beri Londra Borsası’nda kakao fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak %1,10 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Süpermarket raflarındaki kakao fiyatlarında bir değişiklik olmadı.

Yumurta

Ağustos ayında yumurta fiyatları Temmuz 2021’e göre Başmakçı Borsası’nda %18,96 oranında arttı. Yaz ortasında muazzam bir artışa şahit olduk. Peki, (yaz ortasında) yumurta fiyatları neden bu kadar yüksek seyrediyor? Yumurta fiyatlarının artmasının nedeni talep patlaması değil. Başta yem olmak üzere yumurtacıların girdilerinin çoğuna gelen zamlar fiyatların bu seviyeye çıkmasının en büyük nedeni. Başmakçı, Türkiye’de yumurta fiyatlarını belirleyen önemli borsalardan biridir. Toplamda da Aralık 2020’ye göre yumurta fiyatları  %3,56 oranında azalmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 0,72 TL (23 Ağustos 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 0,45 TL (05 Temmuz 2021)

Ağustos 2020 ile mukayese ettiğimizde yumurta fiyatının %78,49 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Bu artışlar marketlere nasıl yansıdı? Geçen ayki düşük fiyatlar çabuk bitti. Yumurta raflarda geçen aya göre %24,88 oranında artarak hemen hemen yılbaşındaki seviyesine döndü.

Toplamda da Aralık 2020’ye göre marketlerde yumurta fiyatları  %0,70 oranında artmış oldu. Ağustos ayı fiyatının aralık ayı fiyatından daha yüksek olması çok sık karşılaştığımız bir durum değil.

Bu ayki duruma bakarsak, yumurta fiyatı üreticiden rafa gelene kadar yaklaşık %41,81 oranında artmış oluyor.

Süt

Hatırlayacağınız gibi, yılın ilk gününde çiğ süt fiyatları %21,74 oranında artmıştı ve bu da yılın ilk gününden itibaren fiyatlara yansımıştı. Temmuz ayı içinde %14,29 oranında bir zam daha yapılmıştı. Ağustos ayında başka bir gelişme olmadı. Böylece Aralık 2020 ile mukayese ettiğimizde toplam %39,13 oranında zam yapılmış oldu.

Ağustos 2020’den beri süt fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %39,13 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

İçki, Sigara

Benim takip ettiğim içki (yerli) ve sigara fiyatlarında ağustos ayında hiçbir değişiklik olmadı.

Doğalgaz, Elektrik, Su

Doğalgaz: 1 Temmuz 2021 itibarıyla doğal gaz fiyatlarına %12 oranında zam yapıldığı açıklanmıştı. Yılın ilk altı ayında da %1’lik zamlar yapılmıştı. Ağustosta zam yapılmadı. Yılbaşından beri toplam artış %18,95 oldu. Her ne kadar açıklanan toplam artış %18,95 olsa da, benim faturam bu dönemde %20,72 oranında arttı.

Elektrik: hatırlayacağınız gibi temmuz ayında elektrik fiyatlarına %15 oranında zam yapılmıştı. Bunun bir kısmı geçen aya yansımış, büyük bir kısmı da bu aya kalmıştı. Geçen aya göre elektrik fiyatı %12,39 oranında arttı. Böylece Aralık 2020’den beri toplamda %22,19 oranında artmış oldu. 1 Ocak 2021’de de %6’lık bir zam yapılmıştı.

Su: İSKİ 1 Ocak 2021 tarihinde su fiyatlarına %6,84 oranında zam yapmıştı. Çok aradım ama ağustos ayında başka bir gelişme bulamadım. Zam bu oranda açıklanmış olsa da diğer parametrelerin etkisiyle ilk sekiz aylık dönemde benim faturamdaki birim fiyat %12,68 oranında arttı. Nasıl bir hesap yapıldığını bilmiyorum. Faturamdaki hesap su birim fiyatı 5,11TL diye başlıyor. Hani 4,81TL idi? Bu fiyatın üzerine KDV ve ÇTV eklendiğini de ayrıca belirteyim. Su fiyatı kullandığınız miktara çok bağlı. 15m3’e kadar olan kullanımlarda birim fiyat 4,81TL/m3, 15m3’ün üstündeki kullanımlar için birim fiyat 7,22TL/m3. Gördüğünüz gibi arada çok fark var. Her ne kadar fiyat 4,81TL/m3 olsa da bu fiyatı faturanızda hiçbir zaman göremiyorsunuz. İSKİ’nin kullandığınız her m3 başına 0,200m3 suyu insani kullanım hakkı olarak ücretsiz olarak verdiğini de belirtmek isterim.

Ham Petrol

Petrol fiyatları ağustos ayına yüksek bir seviyede başlasa da mevcut gelişmelerle ayın devamında ciddi oranda değer kaybetti. Dolardaki güçlenme, Çin’de üretimde görülen yavaşlamanın küresel büyüme endişesini arttırması, Covid vakalarındaki yükseliş ve ABD’deki ham petrol stokları gibi faktörler bu düşüşün en büyük nedenleri oldular.

Brent petrol fiyatı (USD), ağustos ayında bir önceki aya göre %5,35 oranında azaldı. Bu düşüşle beraber Aralık 2020’den beri toplam artış %39,98 oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 77,16 USD (5 Temmuz 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 51,09 USD (04 Ocak 2021)

Ağustos 2020’den beri Brent petrol fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %57,35 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Dolar, Euro

Temmuzu düşüşle kapatan dolar kuru, küresel fiyatlamaya uyumlu hareket ederek (piyasalarda faiz kaygısı azalınca risk iştahı yükseldi) ağustos ayını da düşüşle kapattı.

Ağustos ayında dolar endeksi bir önceki aya göre %0,30 oranında değer kazandı.

ABD 10 yıllık tahvil faizleri geçen aya göre %2,87 oranında değer kaybetti.

Dolar ağustos ayında geçen aya göre %1,30 oranında değer kaybetti. Bu düşüşle beraber Aralık 2020’ye göre toplamda %9,72 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 8,7655 TL (22 Haziran 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 6,9275 TL (17 Şubat 2021)

Ağustos 2020’de dolara yatırım yapmış olsaydınız Ağustos 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %17,25.

Gelin bir de 2019’a bakalım. Ağustos 2019’da dolara yatırım yapmış olsaydınız Ağustos 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %51,00.

Euro/USD oranı ağustos ayında geçen aya göre %0,49 oranında azaldı. Bu düşüşle beraber yılbaşından beri toplamda %3,31 oranında azalmış oldu.

Euro da geçen aya göre %1,78 oranında değer kaybetti. Bu düşüşle beraber Aralık 2020’ye göre toplamda (dolara benzer bir şekilde) %6,19 oranında değer kazandı.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 10,5350 TL (05 Haziran 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 8,4019 TL (19 Şubat 2021)

Ağustos 2020’de euroya yatırım yapmış olsaydınız Ağustos 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %16,75.

Bir de 2019’a bakalım. Ağustos 2019’da euroya yatırım yapmış olsaydınız Ağustos 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %59,78.

Altın, Gümüş, Platin

Altın: Gram altın ağustos ayında geçen aya göre %2,43 oranında değer kaybetti. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %5,71 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 527,196 TL (02 Haziran 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 397,250 TL (18 Şubat 2021)

Ağustos 2020’de altına yatırım yapmış olsaydınız Ağustos 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %5,76.

Ons altın ağustos ayında geçen aya göre %1,01 oranında değer kaybetti. Şu anda Aralık 2020’ye göre %4,18 oranında değer kaybetmiş durumda.

Ağustos ayında altının gümüşe oranı %6,58 oranında artarak 74,637 olarak gerçekleşti.

Gümüş: Gram gümüş fiyatları ağustos ayında geçen aya göre %8,24 oranında değer kaybetti. Toplamda Aralık 2020’den beri %5,80 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 7,7552 TL (02 Haziran 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 5,9212 TL (15 Ocak 2021)

Ağustos 2020’de gümüşe yatırım yapmış olsaydınız Ağustos 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %4,22. Bu oran iki ay önce %92,71 idi.

Ons gümüş ağustos ayında geçen aya göre %7,10 oranında değer kaybetti. Bu düşüşle beraber toplamda Aralık 2020’den beri %4,83 oranında değer kaybetmiş oldu.

Platin: Platin fiyatları ağustos ayında geçen aya göre %8,42 oranında değer kaybetti. Toplamda Aralık 2020’den beri %7,94 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 10.348,98 TL (14 Mayıs 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 7.708,46 TL (11 Ocak 2021)

Ağustos 2020’de platine yatırım yapmış olsaydınız Ağustos 2021’de ne kadar kazanmış olurdunuz? %25,52.

Ons platin ağustos ayında geçen aya göre %7,40 oranında değer kaybetti. Bu düşüşle beraber toplamda Aralık 2020’den beri %4,58 oranında değer kaybetmiş oldu.

Metaller

Metal fiyatları Londra Metal Borsası tarafından açıklanıyor ve dünyanın her yerinde Amerikan Doları üzerinden işlem görüyor.

Alüminyum: Alüminyum ağustos ayında geçen aya göre %4,72 oranında değer kazandı. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %29,34 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 2.714,00 USD (31 Ağustos 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 1.951,50 USD (19 Ocak 2021)

Ağustos 2020’den beri alüminyum fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %50,85 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Alüminyum Alaşım: Alüminyum alaşım ağustos ayında geçen aya göre %0,51 oranında değer kazandı. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %19,61 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 2.270,00 USD (19 Ağustos 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 1.875,50 USD (21 Nisan 2021)

Ağustos 2020’den beri alüminyum alaşım fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %70,49 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Kurşun: Kurşun ağustos ayında geçen aya göre %3,81 oranında değer kazandı. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %20,63 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 2.504,00 USD (18 Ağustos 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 1.896,00 USD (18 Mart 2021)

Ağustos 2020’den beri kurşun fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %25,63 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Çinko: Çinko ağustos ayında geçen aya göre %1,57 oranında değer kazandı. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %7,17 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 3.063,50 USD (18 Mayıs 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 2.539,00 USD (2 Şubat 2021)

Ağustos 2020’den beri çinko fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %24,02 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Bakır: Bakır ağustos ayında geçen aya göre %0,80 oranında değer kaybetti. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %20,40 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 10.724,50 USD (10 Mayıs 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 7.741,50 USD (1 Ocak 2021)

Ağustos 2020’den beri bakır fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %43,81 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Nikel: Nikel ağustos ayında geçen aya göre %2,00 oranında değer kazandı. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %14,02 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 19.892,00 USD (30 Temmuz 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 15.907,00 USD (09 Mart 2021)

Ağustos 2020’den beri nikel fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %32,41 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Kalay: Kalay ağustos ayında geçen aya göre %3,10 oranında değer kazandı. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %78,23 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 36.594,00 USD (12 Ağustos 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 20.540.00 USD (1 Ocak 2021)

Ağustos 2020’den beri kalay fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %98,72 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Hasır Çelik: Hasır çelik ağustos ayında geçen aya göre %4,77 oranında değer kaybetti. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %19,71 oranında değer kazanmış oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 794,00 USD (12 Mayıs 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 563,00 USD (1 Şubat 2021)

Ağustos 2020’den beri hasır çelik fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %56,80 oranında artmış olduğunu görüyoruz.

Kereste

Amerika kereste (lumber) fiyatı ağustos ayında geçen aya göre %20,98 oranında değer kaybetti. Böylece toplamda Aralık 2020’den beri %36,55 oranında değer kaybetmiş oldu.

2021 yılı içerisindeki en yüksek değeri: 1.686,00 USD (07 Mayıs 2021)

2021 yılı içerisindeki en düşük değeri: 454,20 USD (19 Ağustos 2021)

Ağustos 2020’den beri kereste fiyatının ne kadar değiştiğine bakarsak, %31,88 oranında azalmış olduğunu görüyoruz. Bu rakam iki ay önce %159,38 seviyesindeydi.

Benzin, Motorin

Benzin fiyatları ağustos ayında Temmuz 2021’e göre değişmedi. Böylece toplamda Aralık 2020’e göre toplam artış %8,38 oldu.

Ağustos ayında mazot fiyatları bir önceki aya göre %0,39 oranında arttı. Aralık 2020’ye göre toplam artış %11,39 oldu.

Ağustos ayında fiyatlarda çok fazla bir değişiklik olmasa da yakın zamanda fiyat artışı bekleyebiliriz. Ayın son günlerinde benzine yapılan 24 kuruşluk zam şimdilik pompa fiyatlarına yansımadı. Türkiye’de benzin fiyatları dünya ortalamasının çok altında seyir ediyor. Her ne kadar 7,70-7,80 TL’lik fiyatlar bize çok pahalı gelse de dünya ortalaması 12,00 TL’nin üzerinde. Petrol fiyatları ülkeden ülkeye değişmediğine göre aradaki farkı devletimiz göğüslüyor. Bu durum çok sürdürülebilir bir satış şekli olmadığına göre fiyatlarda yeni bir düzenleme yapılması yakındır.

Bu Ay Açıklanan Diğer Fiyat Güncellemeleri

Ağustos ayı içerisinde fındık alım fiyatları açıklandı. Fındık alım fiyatı %50 sağlam iç esasına göre; Giresun kalite fındık için 27 TL/Kg, Levant kalite fındık için ise 26,5 TL/Kg olarak belirlendi. Yüksek randımanlı fındığa da 1,00 TL/Kg ekstra ödeme yapılacak. Üreticiler en kötü ihtimalle 30 TL/Kg bekliyordu.

Tüketici Güven Endeksi

Tüketici Güven Endeksi, tüketicilerin kişisel mali durumları ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ve gelecek dönem beklentileri ile yakın gelecekteki harcama ve tasarruf eğilimlerini ölçmeyi amaçlayan bir göstergedir. Tüketici Eğilim Anketi yapılarak belirlenir. Genelde her ayın son haftasında açıklanır.

Endeks en düşük 0 en yüksek 200 değerleri alabilir. Endeksin 100’den yüksek olması tüketici güveninde iyimser durum, 100’den küçük olması da tüketici güveninde kötümser durum olduğunu gösterir.

Takip etmeyen dostlarımız için böyle kısacık bir açıklama yaptıktan sonra bakalım Türkiye’de ağustos ayında durum nasıl. Ağustos ayında endeks değeri %2,7 oranında düşerek 78,2 oldu. Bu değer Mayıs 2021’deki 77,3’dan sonraki en düşük seviye. Gelecek 12 aylık döneme ilişkin genel ekonomik durum beklentisi endeksi de temmuz ayında 83,2 iken, ağustos ayında %9,6 oranında azalarak 75,3 oldu. Gördüğünüz gibi, endeks halen çok düşük bir değerde. Endeksin 100’den küçük olması kötümser bir duruma işaret ediyor. Kısacası, kötünün iyisi durumundayız.

Satınalma Müdürleri Endeksleri (PMI)

Satınlma Müdürleri Endeksleri (Purchasing Managers’ Indexes – PMI), ekonomik faaliyet koşullarının ölçümü konusunda gerek küresel piyasalar gerekse ekonomi basını tarafından yakından takip edilen göstergeler arasında yer almaktadır. Ekonomik faaliyet koşullarına ilişkin olarak ilgili ay içerisinde açıklanan ilk verilerden biri olması, resmi verilerden önce yayınlanması ve gerçekleşen verilerle gösterdiği korelasyon, PMI endekslerine önemli bir öncü gösterge niteliği kazandırmaktadır.

IHS Markit tarafından oluşturulan PMI endeksleri birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede imalat, hizmet, inşaat gibi sektörler için aylık raporlar biçiminde kamuoyuna açıklanmaktadır. Doğal olarak bu çalışmayı yapan başka firmalar da var. Endekslerin hesaplanması için yapılan ankette, katılımcı firmalara üretim, yeni siparişler, stok düzeyleri, istihdam, tedarikçi performansı ve fiyat eğilimleri gibi parametrelerin hangi yönde geliştiği sorulmaktadır.

PMI’ların 50’den büyük olması önceki aya kıyasla bir iyileşmeye ya da artışa işaret ederken 50’den küçük olması önceki aya göre kötüleşme ya da düşüş olarak değerlendirilmektedir. Endeksler, sektörlerin faaliyet konularındaki değişimin nicel büyüklüğünü değil de, yönünü göstermesi açısından bir eğilim göstergesi özelliği taşımaktadır.

Türkiye’de bu endeksler İstanbul Sanayi Odası tarafından IHS Markit ile işbirliği kapsamında hazırlanıp her ay sanayicilerimiz ve kamuoyuyla paylaşılmaktadır.

PMI endeksleri hakkında bilgi sahip olduğumuza göre, gelin beraberce başta Türkiye olmak üzere bazı önemli coğrafyalarda son aylardaki duruma bakalım.

PMI İmalat Sanayi Raporu

Türkiye: Mart: 52,6, Nisan: 50,4, Mayıs: 49,3, Haziran: 51,3, Temmuz: 54,0, Ağustos: 54,1.

ABD: Mart: 59,1, Nisan: 60,5, Mayıs: 62,1, Haziran: 62,1, Temmuz: 63,4, Ağustos: 61,1.

AB: Mart: 62,5, Nisan: 62,9, Mayıs: 63,1, Haziran: 63,4, Temmuz: 62,8, Ağustos: 61,4.

Almanya: Mart: 66,6, Nisan: 66,2, Mayıs: 64,4, Haziran: 65,1, Temmuz: 65,9, Ağustos: 62,6.

Çin: Mart: 50,6, Nisan: 51,9, Mayıs: 52,0, Haziran: 51,3, Temmuz: 50,3, Ağustos: 49,2.

Japonya: Mart: 52,7, Nisan: 53,6, Mayıs: 53,0, Haziran: 52,4, Temmuz: 53,0, Ağustos: 52,7.

Global: Mart: 55,0, Nisan: 55,8, Mayıs: 56,0, Haziran: 55,5, Temmuz: 55,4, Ağustos: 54,1.

Türkiye'de, temmuzda 54,0 olarak ölçülen manşet PMI, ağustosta 54,1’e yükselerek imalat sektörünün performansında minik bir iyileşmeye işaret etti ve ocak ayından bu yana en yüksek düzeyine ulaştı. Böylece faaliyet koşulları üst üste üçüncü ay güçlenmiş oldu. Müşteri talebindeki iyileşme ve yakın zamanda Covid-19 kısıtlamalarının gevşetilmesi, yeni siparişlerdeki güçlü artışın ağustos ayında da devam etmesini sağladı. Özellikle yeni ihracat siparişlerinde keskin büyüme kaydedildi.

Dostlar, daha önce de belirttiğim gibi bunlar Emin’in enflasyonu ve Emin’in takip ettiği ürünlerin ve piyasaların durumu. Ne piyasa analizi, ne de sizlere nasıl hareket etmeniz gerektiği yönünde bir tavsiye. Herkesin öncelikleri, gözlemleri ve risk tercihleri farklıdır. Alım alışkanlıklarınıza ve alım yaptığınız yerlere göre sizin enflasyonunuz daha farklı olabilir. Bakalım önümüzdeki aylarda ne gibi gelişmeler yaşayacağız.

Sağlıklı kalın, mutlu kalın…