11 Mart 2018 Pazar

Gereksiz Şeyleri Bilme Zorunluluğu...

Günaydın dostlar…

Geçen akşam, her zamanki Eskişehir – İstanbul yolculuğumu yaparken, bir yandan da Spotify’da oluşturduğum 60’ların, 70’lerin baba müzik gruplarından oluşan listemi diniliyordum.
Yol uzun, düşünecek şok şey var. Aklıma gelen en önemli konu da; bizim gençliğimizde, gereksiz şeyleri bilme zorunluluğu olmasıydı. Şimdiki nesil bu tip şeyleri hayatta kafasına takmıyor, hatta aklına bile getirmiyor.


Birçok grubu sevmekle beraber, benim en çok sevdiğim grup Deep Purple’dı. Sokakta, pazarda seni adam yerine koymaları için de, Deep Purple hakkındaki her şeyi bilmem gerekiyordu. Bu konuya gönül vermiş herkes, bu grupların elemanlarını ezbere sayardı. Sayamazsanız da, “konuya çok da hâkim değil” muamelesi görürdünüz. Bırakın elemanlarını; Ritchie Blackmore ne zaman gruptan ayrıldı, yerine kim geldi konusuna kadar lüzumsuz her şeyi bilirdik.

Günümüzde, kaç genç dinledikleri grupların elemanlarının isimlerini ezbere biliyordur? Çocukların Maroon 5’ın elemanlarının isimlerini ezbere bildiğini düşünebiliyor musunuz? Bırakın bilmeyi, böyle bir konuyu düşünmemişlerdir bile. Zira günümüzün gençleri hayatta kafalarını boş işlerle doldurmuyorlar. Biz, ezber döneminde yaşamış talihsiz insanlar olarak, her boku ezberlemeyi çok önemli bir şey zannederdik.

Durum tabi ki, müzik grupları ile sınırlı değildi. İyi bir Fenerbahçeli olarak, Fener’in de gelmişini, geçmişini ezbere bilirdik. Orada, burada futbol sohbeti yapacaksan, bilmen gerekiyordu. Bir yanlış laf etsen, Sokak İşgüzarlık ve Gereksiz Bilgilere Hâkim Olma Ligi’nde küme düşersin. Bir kere düştün mü de, tekrar şampiyon olup Süper Lig’e çıkmak çok zordur. Sen, bilgisizliğinle insanların güvenini kaybettin, bir daha da aralarına giremezsin artık. Git, gazoz kapağı oynayan çocuklarla sohbet et.

Bizler daha basit düşünen, daha basit şeyleri kafamıza sokmaya çalışan insanlardık. Şimdinin çocukları, daha ziyade kendilerine bir değer katacak konulara meraklılar. Şarkıcının veya futbolcunun özgeçmişini ezberlemek, hiç merak etmedikleri bir konu onlar için. Tabi bu işe özel merakı olanları hariç tutmak gerekiyor.

Neden merak etmiyorlar? Neden olacak, her hangi bir şeyi merak ettikleri zaman, hemen oldukları yerde akıllı telefonlarından cevabını bulabiliyorlar da ondan.
Ben hiç yapmadım ama birçok arkadaşım vilayetlerin plaka numaralarını veya ülkelerin bayraklarını ezberlerdi. Bu durum da matah bir işmiş gibi takdir görürdü. Sık sık şehirlerarası yolculuklarda, “karşıdan gelen araçların plakasının hangi vilayete ait olduğunu bilmece” oyunu oynanırdı. Şimdi ona da gerek kalmadı. Saçma sapan şeyleri ezberleyeceğine, aç Google’ı bak durumu var.
Bazen düşünüyorum da, ne kadar basit şeylerden keyif alıp, kendimizi önemli hissediyormuşuz. Kim bilir belki de bir şeyleri öğrenip akılda tutmanın garip bir cazibesi vardı. Çok az sayıda evde telefon olduğu için, herkes eşinin, dostunun telefon numarasını da ezbere bilirdi.

Şimdi bütün dünyamız küçük bir telefonun içinde. Telefonumuzu evde unutsak, kendimizi yün donsuz sokağa çıkmış gibi hissediyoruz. Ne ezbere gerek var, ne de hatırlamaya…

Hangisi daha güzeldi bilmiyorum ama sanki ben kendi adıma iki dönemin de güzelliklerini yaşamış olmaktan mutluyum. Kocaman dünyayı da yaşadım, telefonun içine sıkışmış olanını da…
Sağlıklı kalın, mutlu kalın…